Epilepsi hastası işçiler için özel düzenleme yapılmalı
Epilepsi ve benzeri kronik hastalıklara sahip olan işçilerin hem sağlıklarını hem istihdamlarını güvence altına alacak yeni bir yasal düzenlemeye acilen ihtiyaç var!
Okurumuzun sorusu:

Epilepsi hastasıyım. Daha önce çalıştığım yerlerde bu hastalığım hiç sorun olmadı. Genelde tekstilde çalıştım, her işi yaptım, en son makinacılık yaptım. Şimdi bir plastik fabrikasında iş başvurusu yapacağım. Koşulları, maaşı daha iyi. ‘Epilepsi hastası olduğunu söyleme iş başvurusunda’ diyorlar. Bu yalancılığa girer, öyle yapmak istemiyorum. Ama bu işe de çok ihtiyacım var. Ne yapmalıyım?

Öncelikle okurumuza bu soruyu ilettiği, hem kendisini hem benzer durumda olan işçileri bilgilendirmemize olanak sağladığı için çok teşekkür ediyorum. Bu köşe işte bu yüzden var! Sorunlarımızı konuşalım, paylaşalım, birlikte çözüm arayalım…

Epilepsi, astım gibi bireyin zaman zaman kriz geçirebileceği kronik hastalıklara sahip olan bireylerin iş başvurusu ve iş görüşmesi sırasında –işveren tarafından sorulsun ya da sorulmasın- bu hastalıklarını beyan etme zorunluluğunun olup olmadığı tartışmalı bir konu.

Bir araştırmaya göre, epilepsi hastalarının yüzde 46’sı işsiz; dirençli epilepsisi olanların ise yüzde 59’u işsiz*. İş görüşmesi sırasında adayın epilepsi hastası olduğunu beyan etmesi, bu adayın ret almasına sıklıkla yol açabiliyor. Ancak işçinin epilepsi hastası olduğunu bildirmemesi ve işe alınması halinde de işçinin işyerinde kriz geçirmesi, -bu durum önceden bilinmediği için- işçinin ve hatta diğer işçilerin sağlığını da tehlikeye atabiliyor.

Bıçak sırtı bir durum…

Ancak hukuksal anlamda net olan bir konu var.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 5. maddesinin 2. fıkrasına göre “Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.”

Okurumuz bir plastik fabrikasına iş başvurusu yapacak.

İşyeri tehlike sınıfları yönetmeliğine göre, plastik, plastik ürün veya plastik hammaddesi üretimi yapan fabrikalar, yapılan işe göre tehlikeli veya çok tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Dolayısıyla okurumuzun iş görüşmesi olumlu geçse bile, okurumuz işe giriş muayenesine girecektir.

İşe Giriş ve Periyodik Muayene Formunda yer alan sorular arasında işçinin kronik bir rahatsızlığının olup olmadığı ve maluliyetinin olup olmadığı yer almaktadır. Okurumuz bu sorulara doğru yanıt vermekle yükümlüdür.

Okurumuz epilepsi hastalığını gizler ve bu durum hekim tarafından da tespit edilmez ancak okurumuz işe başladıktan sonra epilepsi hastası olduğu ortaya çıkarsa, işveren için İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca haklı fesih hakkı doğar. Yani işveren bu durumu öğrendiğinde işçiyi kıdem ve ihbar tazminatı ödemeksizin işten çıkarabilir ve işçi işsizlik ödeneğinden de yararlanamaz.

İş Yasası’nın 25. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” nedeniyle çıkarılan işçi tazminat alamaz. İşte dikkat edilmesi gerekenler…
Kıdem tazminatından olmamak için bunlara dikkat edin!

Sonuç olarak okurumuzun muayene sırasında doğru bilgi vermesi zorunlu…

Ancak bu durumda, okurumuzun hastalığının derecesine göre çalışmaya elverişli olmadığı raporu verilebileceği gibi okurumuzun belli şartlar altında çalışmaya elverişli olduğu raporu da verilebilir.

Bu noktada şöyle bir alternatif de önerebilirim. Okurumuzun başvurduğu işyerinde 50 veya daha fazla işçi çalıştırılıyorsa, İş Kanunu’nun 30. maddesi gereği bu işyerinde yüzde 3 engelli çalıştırılması gerekiyor. Eğer okurumuzun en az yüzde 40 oranında engelli raporu varsa, okurumuz işyerine yaptığı başvuru sırasında doğrudan engelli kotası kapsamında çalıştırılmayı da talep edebilir.

Sonuç olarak okurumuz ve benzer durumda olan işçilerin ne sağlıklarını ne istihdamlarını tehlikeye atacak bir çözüme ihtiyaç var. Bu konuya özel bir düzenleme yapılması, kronik hastalığa sahip olanların ve engellilerin hem istihdamını hem sağlığını güvence altına alacak bir yasal düzenlemeye gidilmesi gerekiyor…

* Hikmet Yılmaz ve Sezgi Öktem Songu, 2007, “Epilepsi ve İş Hukuku”, Epilepsi 2007; 13 (2-3); s. 61.

Not: Bu yanıtı hazırladığım sırada görüşlerini paylaştıkları için değerli hocam Doç. Dr. Gaye Burcu Yıldız’a ve değerli dostum Dr. Denizcan Kutlu’ya teşekkürlerimi sunuyorum.



İlgili haberler
5 maddede iş güvencesi kadınlar için neden ‘hayati...

Kamu alanı, kadınların yaygın olarak çalıştıkları en önemli alan. Uzun zamandır kamuda iş güvencesi...

İş arayan bir kadının taciz kıskacında üç haftası

Üniversiteden haziran ayı itibarı ile mezun oldum. İş arama sürecinin zor ve uzun bir yol olduğunu b...

Ekonomik güçlük tazminatın ödenmemesine gerekçe ol...

İşyerinin ekonomik olarak güç durumda olması, hak kazanan işçiye kıdem tazminatı ödenmemesine gerekç...