Okulda istismarı katlayan olaylar zinciri
8. sınıf öğrencisi öğretmeni tarafından istismar edildi, okul yönetimi öğretmenin tarafında olması travmayı artırdı, baba işten atıldı, kanser hastası annenin tedavisi risk altında!

İstanbul Tuzla’da 12 yaşında, 8. sınıf öğrencisi bir çocuk öğretmeni tarafından istismar edildi. İstismarın ortaya çıkmasından sonra yaşanan olaylar zinciri ise çocuk için hatta bütün aile için adeta istismarı katlayan bir süreç yaşatıyor.

Olay şöyle gelişiyor; okulda görev yapan bir öğretmen o gün nöbetçi olan öğrenciyi sabahın erken saatlerinde yanına çağırıyor ve anahtar vererek sınıfın kapısını açmasını istiyor. Öğrenci, kapının zaten açık olduğunu görerek geri dönüyor ama koridorda öğretmenle karşılaşıyor. Öğretmen “gel biraz sohbet edelim” diyelim diyerek sınıfa alıyor öğrenciyi. Sohbet ederken elini omzuna atıp müstehcen şeyler anlatmaya, vücudunun çeşitli yerlerine dokunmaya başlayınca öğrenci rahatsız oluyor ve sınıftan çıkmak istiyor. Öğrenci sınıftan çıkınca peşinden giden öğretmen bu sefer de kendisine yardım etmesi için yeniden sınıfa çağırıyor, öğretmenin bu ısrarı gün boyu sürüyor.

Gün içinde öğretmenin devam eden isteklerini yapmamak için bahaneler bulan öğrencinin durumu rehberlik öğretmeninin dikkatini çekiyor ve öğrenciyi görüşmeye çağırıyor. Öğrenci, rahatsızlığını ve öğretmenin tacizlerini anlatıyor. Rehberlik öğretmeni anlatılanlara şaşırmıyor ancak olaya müdahale de etmiyor, “Bu anlattıkların aramızda kalsın, bir daha yapmayacak merak etme” diyerek öğrenciyi odasından gönderiyor.

Bu görüşmeden sonuç alamayan ve görüşmenin ardından da devam eden tacizler nedeniyle iyice panik olan öğrenci, durumu birkaç sınıf arkadaşına anlatıyor. Akşam da bir okul arkadaşıyla birlikte eve gelerek durumu annesine anlatıyor.

OKUL YÖNETİMİ İNANMADIĞI İÇİN İŞLEM YAPMAMIŞ
Anne ertesi gün okula gidiyor, daha okulun girişinde karşılaştığı müdür yardımcısının tepkisi “Biz de sizi bekliyorduk” oluyor. Anne, olayı müdür yardımcısının da bildiğini anlayınca “Neden bize haber vermediniz” diye tepki gösteriyor. Anne, müdürün odasına çıktığında da aynı gün sabah erkenden kızının ifadesinin alındığını ve apar topar işlem yapıldığını fark ediyor. Odada tartışmalar başlayınca anne, eşine haber verip onu da okula çağırıyor. Baba geldiğinde, rehberlik öğretmeninin, müdür ve müdür yardımcılarının, sınıf öğretmeninin ve hatta Okul Aile Birliğinden bir yöneticinin de tacizden haberi olduğunu ama kimsenin kendilerine ya da polise durumu bildirmediğini anlıyorlar. Neden kendilerine haber verilmediğini ısrarla soran aileye verilen yanıt şu oluyor; “Biz böyle bir şey olacağına inanmadık, uydurduğunu düşündük.”

OKUL OKUL GEZDİRDİLER
Bu tartışmalar üzerine müdür, eğer şikayetçi olmak istiyorlarsa polis çağırabileceğini söylüyor aileye. Baba, önce öğretmenle görüşmek isteyince öğretmenin Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevden alındığını söylüyorlar. Olayın ne zaman Milli Eğitim Müdürlüğüne taşındığını anlamayan, sorularına da yanıt bulamayan baba ilçe müdürlüğüne gidiyor ve öğretmenin gerçekten görevden alındığını öğrenerek eve dönüyor.

Evde kızını ve eşini alarak karakola gitmeye hazırlandıkları sırada, okul müdürü, rehberlik öğretmeni ve bir öğretmenin daha arabayla evin kapısında beklediğini görüyorlar. Öğretmeni tanımadığı için onunla konuşmadığını anlatan baba, “Sonradan anladık ki kızımı taciz eden o adammış. Bize söylemediler. Kızım da onu görünce annesinin arkasına saklandı ama ben bir şey yaparım diye söyleyememiş o olduğunu. Kızımı tekrar o adamla karşı karşıya getirdiler. Bence niyetleri karakola ikisini birlikte götürüp aslında aralarında bir sorun yokmuş izlenimi yaratmaktı. Belki o zaman karakolda olayın kapanacağını düşünmüşlerdir” diye anlatıyor. Baba, onlarla birlikte gitmeyi kabul etmeyerek kızını kendisi götürüyor karakola. Zaten tacizin ayrıntılarını ve kızını taciz edenin de arabadaki öğretmen olduğunu orada anlıyor.


‘TUTUKLU YARGILANSIN’
Çocuğun psikolog eşliğinde ifadesi alındıktan sonra dava açılıyor. 20 Aralık 2018’de ilk duruşması görülen davada savunma yapan öğretmen, suçlamayı reddederek öğrencinin kendisini kıskandığı için iftira attığını ileri sürüyor. Ayrıca tanıklar olduğunu söyleyerek, tanıkların dinlenmesini istiyor. Kadın örgütlerinin de takip ettiği dava, tanıkların dinlenmesi için 9 Mayıs’a ertelendi. 

Baba, öğretmenin olaydan sonra öğretmenin zaman zaman okula gitmeye devam ettiğini, öğrenci, veli ve öğretmenlerle görüşerek tanık bulmaya çalıştığını, bazı velileri ise zorladığını anlatarak öğretmenin tutuklu yargılanmasını istiyor.

‘KIZIM KİMSEYLE KONUŞMAK İSTEMİYOR’
Bu süreç tacize uğrayan öğrenci için oldukça yıpratıcı, ikincil travmalar yaşatan bir süreç olmaya devam ediyor. Önce taciz, ardından rehberlik öğretmeninin yaralayıcı tutumu, ardından da okul yönetiminin tacizciyi koruyan tutumuyla karşılaşan öğrenci, okuldan ayrılmak istiyor. Ama Milli Eğitim Müdürlüğü, öğretmen görevden alındığı için öğrencinin okuldan ayrılma isteğine olumlu yanıt vermiyor. Sosyal hizmet uzmanı ile yapılan görüşmenin ardından öğrencinin başka bir okula gönderilmesine karar veriliyor ama bu sefer de yeni okulun müdürü öğrencinin kaydını almak istemiyor. Gerekçesi ise şu oluyor: “Bu davayı herkes duydu, dava öncesi yapılan eylem sosyal medyada gündem oldu. Burada da sorunlar yaşanır.”

Milli Eğitim’in yönlendirmesi üzerine okula kaydı alınsa da sorunlar devam ediyor. Kısa sürede idarenin ve öğretmenlerin taciz hakkında bilgi sahibi olduklarını kendisine hissettirmesi üzerine bu okulda da rahat edememeye başlıyor. Bunun üzerine aile, kızlarını geçtiğimiz hafta üçüncü bir okula yazdırıyor.

Kızının maruz bırakıldığı taciz sonrası çok değiştiğini anlatan baba, “Benim kızım çok girişken, neşeli bir çocuktu. Arkadaşlarıyla da bizimle de arası iyiydi. Ama şimdi çok içine kapandı. Kimseyle konuşmak istemiyor. Erkeklerin yanında hiç rahat edemiyor, benim yanımda bile rahatça oturamadığını hissediyorum.”

BABA İŞTEN ATILDI
Tüm bu yaşananların yanı sıra bir de dava sürecinde koşturabilmek ve çocuğuyla ilgilenmek için işyerinden izin isteyen baba işten atılıyor. 3 yıldır Tuzla’da bir kimya fabrikasında güvenlik görevlisi olarak çalışan baba, davanın hemen öncesinde yıllık iznini almak için işyerine dilekçe yazıyor. 3 senedir toplam yıllık izninin sadece 1 gününü kullandıran patron, babaya dava öncesinde yine birkaç gün izin verebileceğini söylüyor. Baba durumu anlatarak izin kullanmak için ısrar edince patronun cevabı “Bunlar olmuş olabilir ama senin kapıda durman gerekiyor, kapıyı fabrikanın kapısını boş bırakamayız” şeklinde oluyor. Çalıştığı süre boyunca kendisine güvenlik dışında işler yaptırıldığını; üretimde, paketlemede, taşımada, nerede eksik varsa orada çalıştırıldığını anlatan baba “O zaman kapı boş kaldığında sorun olmuyordu, şimdi sorun oldu” diyerek patrona tepki gösterse de işten atılıyor.
Eşi kanser hastası olan ve tedavi gören baba, durumu şöyle anlatıyor: “Kızım zaten çok kötü bir olay yaşadı. Biz bunu gidermeye çalışırken bir de ben işten atıldım. Maddi olarak bizi çok zorluyor. İhbar ve kıdem tazminatımı vereceğini söyledi ama onu da 3’e, 4’e bölüp verecekmiş, yani hiçbir işimize yaramayacak. Ayrıca benim paradan daha çok sigortaya ihtiyacım var çünkü eşim tedavi görüyor, sağlık güvencemiz çok önemli.”


İlgili haberler
Çocuklar için cinsel eğitim: Yanlış bilgi de bilgi...

Çocukların cinsel eğitimi, ebeveynlerin çocuk yetiştirme sürecinde en çok zorlandıkları, aynı zamand...

Bir çocuk istismarı davasının anatomisi

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonundan Canan Güllü’nün bir vaka deneyimi üzerinden anlattıklarıyla...

9 aylık hamile Selda sokak ortasında

Doğum yapmak üzere olan bir kadın bu soğukta sokaklarda! Çaldığı kapıların hepsinden eli boş dönen S...