Selda Duman 28 yaşında; 9 aylık hamile, birkaç gün içinde doğum yapacak ve altıncı çocuğunu dünyaya getirecek. Ama diğer 5 çocuğu gibi ona da bakacak durumu yok, hatta doğumdan sonra bebeğini alıp götürebileceği bir evi de yok. Çünkü Selda 9 aylık hamile haliyle sokakta yaşıyor; zaman zaman birkaç günlüğüne tanıdıklarının yanında kalıyor; çoğunlukla ya dışarıda ya da çok soğuk günlerde hastanelerde sabahlıyor.
Selda’nın isteği bir ev tutabilmek ve tüm çocuklarını yanına alarak yeni bir yaşama adım atabilmek. Bunun için de neredeyse çalmadığı kapı, yardım istemediği kurum kalmamış.
YOKSULLUKTAN KAÇMAK İÇİN 12 YAŞINDA EVLENDİ
Selda ile Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde buluştuk. Mahalleden kadınların yönlendirmesiyle derneğe ulaşmış; belki derdine bir derman bulunur diye.Hamile haliyle sokakta kalmak Selda’nın yaşamındaki ne ilk ne de en büyük zorluk aslında. Çocuk yaşta tekstil atölyelerinde çalışmaya başlayan Selda, 12 yaşındayken atölyede bir arkadaşının tanıştırdığı bir adamla evlenmiş. Evet 12 yaşında. Adam ailesini almış Selda’yı istemeye gelmiş. Ailesi de bu evliliğe izin vermiş. Tabii akla gelen ilk soru “Neden” oluyor. Neden evlenmek istedin? Ailen neden kabul etti? O adam neden 12 yaşında bir çocukla evlenmek istedi?.. Selda, “Evden kurtulmak istemiştim, zaten benimle ilgilenmiyorlardı, çok yoksulduk, engel olmadılar, verdiler beni” diye yanıtlıyor.
Daha ergenliğe adımını attığı ilk günlerde evlenen Selda’nın 2 çocuğu olmuş. Mutlu bir evlilik de olmamış; yoksulluk, ilgisizlik burada da devam etmiş. Beş yıl böyle sürmüş sonra ayrılmışlar. Ayrılmış dediysek tabii resmi nikah falan yok, çocuklarını alıp evi terk etmiş. Okuma yazması olmadığı için iş bulmakta çok zorlanmış ama bulduğu günlük geçici işlerde çalışarak hayatta kalmaya, tutunmaya çalışmış. Eve bakamaz duruma gelince Çocuk Esirgeme Kurumu çocuklarını alarak yuvaya yerleştirmiş.
3 yıl sonra, 2010 yılında yeniden evlenmiş Selda. Önceleri her şey iyi gidiyormuş aslında, çocuklarını yanına almaya çalışmış hatta. Sonra düzeni hızla bozulmuş. Askerdeyken işlediği bir suçtan dolayı cezaevine girmiş çıkmış olan kocası, açtığı hırdavatçı dükkanını Selda’nın üzerine yapmış. Sadece bir kez, Maliyeden gelen memurlarla görüşmesi ve bazı evrakları imzalaması için götürmüş kocası dükkana, sonra da “Senin artık gelmene gerek yok” demiş. Ama kocası hiç para getirmez olmuş. Bu sırada 3 çocuğu daha olmuş. Bir süre sonra, evi de kapatmış kocası; “Paramız yok” diye.
Selda o zaman sokaklarda kalmaya başlamış, üç ay sığınmaevinde kalmış, bu arada yardım için belediyelere, kaymakamlığa başvurmuş. Devletin desteğiyle Selda’ya Güngören’de bir ev tutulmuş ve yuvadakilerle birlikte 5 çocuğuyla birlikte yaşamaya başlamış. Kocası da çıkıp gelmiş yanlarına. Ancak bir süre sonra ev sahibi “huzursuzluk çıkıyor” gerekçesiyle onları evden çıkarmış.
Üstüne bir de “sahte fatura düzenlemek”ten dava açılmış Selda’ya. Kocasının kendi üzerine yaptığı hırdavat dükkanında ne işler döndüğünü böyle öğrenmiş Selda; 15 gün cezaevinde kalmış hem de 6. çocuğuna hamileyken...
Çocuklarının dördü yine Çocuk Esirgeme Kurumunda, birine ise kaynanası bakıyor. Kendisi ise 27 Mayıs 2018’de “denetimli serbestlik” kararıyla cezaevinden çıktığından bu yana sokaklarda.
Selda şimdi 9 aylık hamile. Bazen birkaç günlüğüne yakınlarının yanında kalıyor, bazen bir hastanenin acilinde ya da mescidinde. Yardım alabilmek için tekrar belediye ve kaymakamlığa başvuru yapmış. Ama üzerine dükkan olduğu, dükkan nedeniyle cezası olduğu ve yine dükkandan kaynaklı Bağ-Kur borcu olduğu için para yardımı vermemişler. Okuma yazması olmadığı için dükkanı nasıl kapatacağını bilemiyor, “Galiba dükkanın borcu var, kocam da o yüzden kapatamıyor” diyor. Kocasıyla artık görüşmediğini de her fırsatta söylüyor.
Kaymakamlıktan aldığı en son yanıt ise kendi anlatımıyla şöyle; “Sen bir ev tut, ondan sonra yardım verebiliriz, adresin olmazsa yardım veremeyiz, dediler. Ama ben ev tutamıyorum, ev tutmak için bir kira peşin istiyorlar, depozito istiyorlar. Ama benim hiç param yok. Kimse ev vermek de istemiyor.”
YUVALAR ARASINDA MEKİK DOKUYOR
Selda’nın hafta sonları çocuklarını görebilmek için tam bir koşturmaca içinde geçiyor. Bir çocuğu Yakacık’ta, biri Polonezköy’de, ikisi Göztepe’de. Onları ziyarete gidebilmek için gerekli parayı karnı burnunda bulaşıkçılık yaparak çıkarmaya çalışıyor. Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilileri Selda’ya çocuklarını almak istiyorsa koşulları sağlaması gerektiğini, bunun onun için son şans olduğunu söylemişler.Selda çocuklarıyla yeni bir yaşam kurmak istiyor. Şu an tek talebi doğumdan önce kendisine bir ev tutulması. Bu sırada Selda’nın yaşamının zorlukları, karnındaki bebeğe de yansımış. Şeker hastalığı çıkmış Selda’da, bu da bebeği etkilemiş; doktorlar bebeğin bir bacağının diğerinden kısa olduğunu söylemişler.
HİÇBİR ŞART ÖNE SÜRMEDEN, ACİLEN MÜDAHALE EDİLMELİ
SES (Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) MYK Üyesi Aylin Akçay: Her şey bir yana doğum yapmak üzere olan bir kadının gidecek yeri olmaması ve bu duruma karşı yeterli bir kamu müdahalesi/desteği alamamış olması hem kadın hem de çocuk bakımından sistemin yetersizliğinin en açık göstergesi. Bu duruma hiçbir şart öne sürmeden, beklemeden ve acilen müdahale edilmeli. Kadın ve çocuk için kalacak güvenli bir yer, gebelik sürecinin diğer ihtiyaçları ve sağlıklı bir doğum süreci için tüm ihtiyaçlar karşılanmalı; ayrıca uzun vadeli ve nitelikli bir desteklenme süreci planlanmalı.
12 YAŞINDA EVLENDİRİLDİĞİNDE DEVLET NEREDEYDİ!
Aslında bu örnek üzerinden bütün bir sosyal hizmetler sistemindeki yetersizlikleri, boşlukları ve yerine getirilmeyen görevlerin neden olduğu sonuçları açık şekilde görebiliyoruz. 12 yaşında evlendirilmiş; sağlıklı bir çocukluk geçirmeyi bırakalım biyolojik, gelişimsel ve psikolojik olarak asla hazır olamayacağı biçimde yetişkinlik sürecine sürüklenmiş; kendi çocukken çocuk doğurmak zorunda kalmış, bu süreçte çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalmış ve tüm bu olumsuz etkileri uzun süreli olarak yaşamış bir çocuk ve bugün altıncı çocuğunu doğurmak üzere olan bir kadın Selda. Evlendirilirken müdahale edemeyen, okula gidip gitmediğini takip etmeyen -etmişse de müdahale etmeyen; ilk çocuğuna hamile kaldığında da doğurduğunda da müdahale etmeyen, ilk çocuğu kurum bakımına alındığında müdahale etmeyen, yeterli ve gerekli desteği sunamayan, diğer çocuklar da kurum bakımına alındığında yine müdahale edemeyen ve yeterli desteği sunamayan bir durum ortada duran tablo.
ÇOK YÖNLÜ VE NİTELİKLİ BİR DESTEK SÜRECİ GEREKİYOR
Bugüne gelen süreç basit ve kısa süreli olmadığından, bugün artık sunulacak destek de basit ve kısa süreli olamaz. Bütün bu süreçleri yaşayan kadın ve bu süreçleri yaşayan çocukların hayatlarına etki edebilecek çok yönlü ve iyi planlanmış ve nitelikli bir destek sürecine ihtiyaç var. Kadının durumunu en ince ayrıntısına kadar araştırıp “Bağ-Kur borcun varmış, nakdi yardım veremeyiz” demek yerine, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik sisteminin eksiklerini en ince ayrıntısına kadar araştırıp, bugüne de yapılmamış olanları tespit edip “o zaman hiç gecikmeden uzun vadeli yeni bir plan yapalım ve şununla başlıyoruz” diyecek bir sistem ihtiyaç olan.
Bu aşamada kamu kurumlarının “haberim yoktu, bana başvuru olmadı, talep gelmedi” benzeri gerekçeleri de kesinlikle geçerli değildir. Aslında mevcut düzenlemelerle bile çeşitli aşamalarda bu süreçten haberdar olmalılardı, nitekim olmuşlardır da... Gebelik sürecinden itibaren çocuk izleminden sorumlu birinci basamak sağlık kurumları örneğin çok öncesinden durumdan haberdar olmalıydı. Ya da kaymakamlık görevlisi, doğum arifesinde kalacak yeri olmadığı bildiği bir kadına “ev tutmadan kira yardımı veremem” diyerek kadını geri göndermek yerine, risk altındaki bir durumu ilgili kurumlara iletmeli idi -ki bununla yükümlüdür.
İlgili haberler
Yoksulluk, şiddet, istismar üçgeninde kadınlar ve...
Esenyalı’da ikisi bebek yedi kişinin yaşadığı bir evdeyiz. İstismarın, yoksulluğun, şiddetin, cehale...
Esenyalı’da bir gün: Şiddet, kuma, yoksulluk ve ta...
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde bir gün: 10 yıldır kumayla yaşayan, şiddete uğrayıp karakola gid...
ESENYALI’DAN YOKSULLUK MANZARASI: Veliler okul iht...
Efe, ‘Altı sürekli dikilen yırtık çantayla okula gitmem’ diyormuş. ‘Kim istemez çocuğu okula başlark...
Çocuklar bakıma muhtaç ve risk altında!
İstanbul Pendik'te girdiğimiz üç hane Türkiye’de çocuk yoksulluğunu gözler önüne serdi. Şiddetli mad...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.