Neler yaptığınızı ve yapmadığınızı çok iyi biliyoruz!
Dünyanın öbür ucundan on yedi yılda biz kadınlar için şunu yaptık bunu yaptık demenin çok bir anlamı yok artık. Neler yaptığınızı ve yapmadığınızı çok iyi biliyoruz.

Bu ülkede hiçbir şey belli olmuyor gerçekten. 23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimi, seçim sonucu çıkan yeni tablo tüm haftanın gündemi olmuşken, Cumhurbaşkanına Japonya Kadın Üniversitesi’nden verilmiş olan fahri doktora unvana ve burada yapılmış olan konuşmaya dikkatiniz kayabiliyor bir anda.

Ama nasıl dikkat çekmez ki, her gün kadınların öldürüldüğü, kadınların yoksulluk içinde yaşadığı ülkeyi yöneten insan, kadın düşmanı politikaların bizzat mimarı olan kişi Japonyalarda on yedi yıldır nasıl kadınlara önem verdiklerini anlatıyor. Bu ünvanı nasıl vermişler, hangi bilgiye dayanarak Japonya’daki Kadın Üniversitesi böyle bir iş yapmış ben kişisel olarak çok merak ediyorum. Mukogawa Kadın Üniversitesi yetkilileri kendilerine bilgi veren kaynakları araştırsalar keşke. Google’a “Türkiye” yazsınlar, “kadın” yazsınlar, “Türkiye’de kadınların durumu” yazsalar, on yedi yıllık iktidarın sonuçlarını görürlerdi aslında. Söz konusu üniversite yetkilileri bana kalırsa kendilerini son derece tuhaf bir duruma düşürmüş durumdalar. Ben söyleyeyim de üzerimde kalmasın :)

Neyse efendim cumhurbaşkanı konuşmuş, kadınlara verdikleri önemden söz etmiş, istihdam artmış demiş, kadın emeğinin nasıl sömürüldüğünden söz etmiş ve yine elbette ki aile demiş. Ama Japonya’da yabancı memlekette olduğundan mıdır bilinmez bu sefer kadın sözcüğünü aileden daha çok kullanmış gibi görünüyor. Bu kısım konuşmanın ilginç kısmı iken, konuşmada gerçeğe uygun hiçbir şey olmadığını söylemek gerekir. Tek gerçek kadın emeğinin sömürüsü, ancak orada da bu işin birinci derecede muhatabının bunu zikretmiş olması gibi tuhaflık var. Mesela kadın işsizliği oranları bizzat TÜİK verileri ile bu konuşmayı yalanlıyor. Elbette kadınlar için şunu yaptık bunu yaptık denilemeyeceği ise siyasal iktidarın toplam pratiği ile sabit.
Çok uzağa gitmeye de gerek yok hani. Henüz geçen ay cumhurbaşkanı ailenin öneminden söz etmiş, boşanmış bütün kadınları sapkın ilişkiler kurmakla suçlamıştı. Yine hazır bulunduğu her nikahta üç çocuk zorunluluğundan söz etmeye devam etti elbette. Öte yandan sadece kendisi değil iktidarın bütün etkili, yetkili kişileri bu şekilde konuşmalar yapmakta ısrar ettiler. Ayrıca her bir yanda aile şuraları, aile etkinlikleri, boşanmanın kötülükleri, nafakanın zararları, İstanbul sözleşmesinin gereksizliği konuşulup duruyor. İşte size kısa bir on yedi yıllık AKP iktidarı özeti…

Yalnız şimdi mevzuyu tam da bu noktada seçime bağlamazsak olmaz. Binali Yıldırım’ı analım haydi hep birlikte. İstanbul seçimini kaybetmiş Binali Yıldırım bir süre sonra unutulacak olsa da, biz kendisini bir açıklamadan dolayı hep hatırlayacağız. Seçim çalışmalarına başladığında ilk ettiği sözlerden biri kadınlara “itaat et rahat et” diye seslenmek olmuştu. O zaman da demiştik, bu sözü unutmayacağız ve itaat etmeyeceğiz diye.

Sonuçlara bakarsak başta kadınlar olmak üzere kimse itaat etmedi gerçekten. Ülke için beka meselesi ilan edilen İstanbul seçimi, bizzat siyasal iktidar eliyle güven oyuna dönüştürülünce, üstelik ilk seçim sonucu beğenilmeyip seçim de yenilenince sadece İstanbul değil ülkedeki herkes “yeter artık” dedi işte. Büyük bir farkla kaybeden siyasal iktidar, şimdi “seçim sonuçlarına saygı duyuyoruz, bu sadece bir yerel seçim” demiş olsa da aslında herkes biliyor ki sadece İstanbul’u kaybetmediler.

Seçim süreci boyunca sosyal medya çok hareketli idi. Ana akımı bırakın doğru düzgün izlenecek bir televizyon kanalı ya da okunacak gazete kalmayınca, medyaya olan güven yok olunca sosyal medya asıl haber kaynağına dönüştü biraz da. Sosyal medyada iktidara isyan eden kadın videolarını mutlaka görmüşsünüzdür. Genci yaşlısı, başörtülüsü, mini eteklisi en cesurca konuşan “yetti artık” diye haykıran kadınlarla doluydu sosyal medya kanalları. Artı Tv’den sevgili Hilal YAĞIZ çok güzel kısa bir video hazırlamış bu görüntülerden buraya bırakıyorum. 

İşte on yedi yılın sonunda yaptıkları ile kadınlarda birikenler ve sonuçları. Kadınlar sadece konuşmakla kalmadı, yıllardır oy verdiği seçenekleri değiştirdi, kocasıyla kavga etti, akrabalarını dinlemedi, hatta başkalarını da ikna etmeye çalıştı. Yıllardır elimiz mahkum bize oy vereceksiniz diyen siyasal iktidarın beklemediği de buydu galiba, itaat etmeyen kadınlar… Kadın düşmanlığının hiç kendine dönmeyeceğini düşünen iktidar korku, tehdit ve baskı ile sürdürmeye çalıştığı iktidarının yenilgisini hazırladı işte bir şekilde.

O yüzden buradan “biz Muratgil’in damına atlayamadık” diyen başta olmak üzere bütün İstanbullu kadınlara selam olsun. Bize kadınlar olarak sürekli bağırıp çağıran, erkeklerle eşit haklara layık olmadığımızı söyleyen, kendi yarattıkları yoksulluğumuzla dalga geçip bizlere minicik çay poşetleri dağıtarak oy almak isteyenlere “o iş o kadar uzun boylu değil” dediler. Ellerine, kollarına, yüreklerine sağlık.

Bu seçim, daha doğrusu iki seçim çok açık gösterdi ki artık hakarete uğramak istemiyoruz, dalga geçilmeye tahammülümüz yok, çok gerçek sorunlarla hayat mücadelesi verirken saçma sapan yalanlarla kandırılacak halimiz de yok. O yüzden kaybettiler ve Ekrem İmamoğlu da bu yüzden kazandı.

Şimdi İstanbul üzerinden vaatlerin takipçisi olma zamanı lakin. Kreşler açacağım diyen, kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerinden söz eden, eşitlikçi bir yönetimden söz eden, çalıp, çırpmayacağına ilişkin güvence veren, kimseye yukarıdan bakıp, aşağılamayacağını söyleyen İmamoğlu kadınlarla birlikte ilerlemek ve yönetmek için yeni bir sayfa açabilir. Bunu hep birlikte göreceğiz ve takip edeceğiz. İmamoğlu da bunu böyle bilse çok iyi olur bana kalırsa.

Japonya’ya dönersek. Dünyanın öbür ucundan on yedi yılda biz kadınlar için şunu yaptık bunu yaptık demenin çok bir anlamı yok artık. Neler yaptığınızı ve yapmadığınızı çok iyi biliyoruz. Zaman ilerliyor ve bir devir biterken kadınlar, devrin bitmesine kocaman bir imza atıyor. Değiştirebiliyoruz güveniydi ihtiyacımız olan ona da sahibiz artık, gerisi gayet kolay aslında…

İlgili haberler
İktidar ömrünü uzatsın diye, niceler ‘Terörist’ il...

İktidar ömrünü uzatmak için çok şey yaptı şimdiye kadar. Her şeye oya tahvil edildi, seçim kazanmak...

Erkeklik güçlendikçe saldırılar artıyor

Avukat İlke Işık, mahkeme salonunda kıyafetine müdahale edilen avukatı yazdı: ‘Erkeklik ısrarla güçl...

Sandığa giderken 17 yılı unutmayalım

17 yıldır kadınlar yokmuş gibi davranan, şimdi bin bir dolapla seçim kazanma derdinde olan iktidara...