“3 kadın 40 milyon ses” diyerek çocuğa, kadına, doğaya, hayvana yönelik şiddete karşı 3 Mart’ta başlattıkları yürüyüşün son durağına ulaşan Dilek Taş, Hülya Kurt, Nursel Karagöz’ü Ankara’ya ulaştı. Türkiye’de yaşanan çocuk istismarlarına, kadına yönelik şiddete, hayvan ve doğa katliamlarına dikkat çekmek amacıyla Çanakkale’den Ankara’ya yürüyen 3 kadını, çok sayıda Ankaralı kadın karşıladı. Marşlarla şarkılarla yürüyen kadınlara, yoldan geçen araçlar ve insanlardan da destek verdi.

Kadınlar kadın düşmanı politikalara karşı ses çıkarmak için buluştuklarını söyleyerek “Yaşasın kadın dayanışması”, “Çatlasan da patlasan da yürüyeceğiz”, “Dünya yerinden oynar kadınlar birlik olsa” sloganları attı. Eskişehir yolu Yapracık Karayolları Eğitim Merkezi Yol Ayrımı mevkinden, Yaşamkent yol ayrımına kadar kadınlar birlikte yürüdü.
Şehir içinde ise 3 kadın yalnız yürüdü.

Çanakkale’den yürümeye başlayan 3 kadından Dilek Taş, bugünün bir son değil bir başlangıç olduğunu asıl mücadelenin bundan sonra kadınların dayanışmasıyla daha da büyüyeceğini söyledi. Taş, “Yolculuğumuz uzun sürdüğünden yorucu oldu ama bu o kadar geçici ki bizim için, çünkü yol boyunca bizi destekleyen insanlarla birlikte olduk. Bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz ile görüşlerimiz de dikkate alınsın. Derdimiz bu. Biz halkız sadece bu. Sadece anneyiz, kadınız” diye konuştu. Hiçbir siyasi partiyle, dernekle bağlı olmadıklarını söyleyen Taş, “Hani Anadolu diyorlar ya, işte biziz o” diye konuşmasını sonlandırdı.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET DE ÇOCUK İSTİSMARI DA SON BULSUN

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan da “Üç kadın arkadaşımızın Çanakakkale’den başlattığı kadın cinayetlerine ve çocuk istismarlarına karşı yürüyüşü biz de destekliyoruz. Partimizin de çocuk istismarına karşı başlatmış olduğu kampanya ile tüm Türkiye’de yoğun bir çalışma yürütmekteyiz. Bu çalışmanın bir parçası olarak da buradayız. Hem kadına yönelik şiddetin son bulması, hem de çocuklara yönelik istismarın son bulmasını istiyoruz” diye konuştu.

Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka yürüyüşe coşkulu bir katılımın olduğunu söyledi. Bu mücadelenin her geçen gün büyüyeceğini belirten Nazlıaka, “Çünkü şu bir gerçek; hiçbirimiz, hepimiz kadar güçlü değiliz. Yan yana durduğumuz, omuz omuza mücadele ettiğimiz sürece hiç kimse haklarımızı bizden alamaz. Biz ne kadar mücadele edersek, haklarımızı korumak istersek, o kadar var olacağız. Roza Luxemburg’a da selam yollayalım: Biz kadınlar hep vardık, varız, var olacağız” dedi.

Yürüyüşe katılan kadınlardan Emine Ağaoğlu, insanlara tecavüz edilmesinden, hayvanlara yapılan eziyetlerden bıkıp usandıklarını söyledi ve yetkililerden destek istedi. Hilal Ulupınar da “Kadın için çocuk için gelecek insanlık için buradayız. Bu sadece kadınların değil, tüm insanlığın sorunudur. Çoluğumuza çocuğumuza, kadınlarımıza, ülkemize, hayvanlarımıza kıymayın” diye konuştu.

3 KADINDAN DÜNYA ÇOCUKLARINA İTHAF EDİLEN BİR YÜRÜYÜŞ
Kadınlar yürüyüşlerini sonlandırarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Çocuklara, kadınlara, hayvanlara, doğaya saldırıların son bulmasını isteyen kadınlar, bu alanda suç işleyenlerin affedilmeyerek ömür boyu ağırlaştırılmış cezayla yargılanmasını istedi. Kadınlar yürüyüşlerini kendi ve dünya çocuklarına ithaf etti.
Kadınların açıklamasının tamamı şöyle:
“Çığlımızı yüreğinde hisseden kalbiyle duyan herkese ‘Merhaba’. Altıncıların talan ettiği Kaz Dağları’ndan bir çığlık attık. Çığlığımızı çocuklara, kadınlara, hayvanlara, doğaya ‘Yeter artık dokunmayın’ diyerek attık. Termik santrallerin küllerine boğulmuş, tarım ve hayvancılığı bitirme aşamasına gelmiş Biga’dan geldiklerini, 20 hektar ormanlık alanın kesilerek çöp fabrikası yapılmak istenen İzmit’ten geldik. Amacımız cinsel saldırılarda ve istismarda bulunanların hiçbir aftan yaralanmayarak ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasını sağlamak. Yol boyunca binlerce insanla kucaklaştık, onların taleplerini, isteklerini de dinledik.
Çanakkale’den bu yana yol bize çok şey öğretti. Öğrendik ki bu toplum artık özüne, insanlığa dönmek istiyor. Öğrendik ki, insanlık can çekişiyor. Öğrendik ki çocuklarımıza, kadınlarımıza, hayvanlarımıza dokunanların hak ettikleri cezayı almamaları tüm ahlaklı, iyi insanları isyan etme noktasına getirmiş.
Biz yalnızca bir simgeyiz. Yarın, topladığımız imzaları Meclise ileteceğiz ve taleplerimizin göz önüne alınmasını isteyeceğiz. Mücadelemizi istediğimiz şekilde yasa çıkana kadar sürdüreceğiz.
Biz kadınlar her an her sahnede varız. O sahnelerden inmeyeceğiz. Varız, var olacağız. Biliyoruz ki; iyilik kazanacak, doğruluk kazanacak, mücadele edenler kazanacak. Yürüyüşümüzü önce kendi çocuklarımıza sonra dünya çocuklarına ithaf ediyoruz.”