1 kutu bebek mamasını bulup buluşturamayan, bunu büyük bir sorun haline dönüştüren, bir kadını “korunduğu” bir mekanda prematüre bebeğine uygun zorunlu mama için çırpındıran bir tablo var karşımızda!

CHP Milletvekili Gamze Taşcıer, Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede şiddet gördüğü için karakola giden ve sığınmaevine yönlendirilen kadının adresini ifşa eden komiseri sordu.

Almanya’da Otonom Kadın Sığınma Evleri Merkezi Bilgi Ağı ve Kadın Danışma Merkezi korona sürecinde şiddetin arttığına ve danışma merkezleri ile sığınma evlerine daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Salgından kaynaklı gidecek yeri olmadığı için pansiyonda kalan M.Y, mahsur kaldığı Kayseri'den çıkmak istediğini ancak başvurduğu kurumlardan yanıt alamadığını belirterek, yardım talebinde bulundu.

Kadın örgütleri artan şiddete dikkat çekerken daha çok sığınmaevinin açılması talebinde bulunuyor ancak Adana’da tüm bu çağrılara rağmen salgın sürecinde bir sığınmaevi kapatıldı!

Aile Bakanlığı Kovid-19 önlemleri kapsamında, kadın konukevlerine, kadınlar ve çocuklarının sağlık kontrollerinin yaptırılması ve konukevlerinin dezenfekte edilmesi talimatı verdi.

İzmir Buca’da bir konukevinde kalan ikisi hamile dört kadının sokağa atıldığı iddia edildi. Kadınlar şiddet riski altında olduklarını ve şu anda güvensiz ve geçici bir yerde kaldıklarını söyledi.

Aliağalı kadınlar, yaşadıkları kentte belediye tarafından kapatılan kadın sığınmaevinin tekrar açılması için imza topladı.

HDP’li Filiz Kerestecioğlu, sığınmaevlerinde kalan kadınların seçme ve seçilme hakkının ihlalini Meclise taşıdı.

31 Mart seçimlerinde sığınmaevlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadın, oy kullanacakları adreslerin internet sitesinden öğrenilebileceği endişesi ve güvenlik korkusuyla sandık başına gitmedi.

Önlem alınmazsa son 5 seçimdir oy hakkı engellenen sığınmaevlerindeki kadınlar bu seçim de oy kullanamayacak. Tepki gösteren kadın örgütleri kadınların siyaset dışına itildiğine dikkat çekiyor.

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin önemli mekanizmalarından sığınmaevleri sorunu Meclis gündeminde.

Cumhurbaşkanlığı yıllık programında kadınlar ‘aile’ içinde ve ‘annelikle’ anılıyor. Kadınların en temel sorunları şiddet, yoksulluk ve eşitsizliğe dair çözüm ise ‘aileyi kurtarma’ ve ‘uzlaştırma’.

Kadına yönelik şiddetin tarihi ataerkinin tarihine uzanır, şiddete karşı çözüm yollarının tarihi de oldukça uzak. Bu topraklarda sığınmaevlerinin tarihini biliyor musunuz?

Sığınmacıların sırtından kâr eden özel şirketler şimdi de şiddet gören kadın ve çocukların haklarına göz dikti.

Kadınları şiddetten koruyabilmek önemli bir dayanak olan sığınmaevlerinde kadınlara oy kullandırmamanın gerekçesi: ‘Güvenliklerini sağlayamayız’

Yargıtay, eşini kendisini aldattığı gerekçesiyle öldüren kocanın müebbet hapis cezası kararını bozdu. Avukat kararı, “Artık namus cinayetlerinde ‘sadakat indirimi’ uygulanacak” diyerek duyurdu.

Çocuğuyla birlikte şiddette uzak bir yaşama devam edebilmek için mücadele eden Sanaa kaldığı sığınağın devlet tarafından kapatılmasının ardından “şiddet yuvasına” dönmek zorunda kaldı ve öldürüldü!

Devlet Alime’yi de koruyamadı. Yıllardır eşinden şiddet gören Alime bir süre sığınmaevinde kaldıktan sonra tekrar kocasıyla yaşamak zorunda kaldı. Alime eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’ni kadın kurumlarına ve uzmanlara sormadan apar topar açan hükümet, aynı yöntemle Kadın İzleme Merkezi açıyor. ŞÖNİM’lerde durum vahim, KİM’lerde neler olacak?