Yerel seçimler yaklaşırken sığınmaevlerinde kalan ve bu nedenle oy kullanamayan kadınlar yeniden gündemde. Eğer gereken önlemler alınmazsa son 5 seçimde olduğu gibi bu seçimde de yaklaşık 3 bin 860 kadın en temel vatandaşlık hakkı olan oy kullanma hakkını kullanamayacak.

Şiddet gördüğü için sığınmaevlerine başvuran kadınlar, burada da kimlik “bilgileri ortaya çıkar” gerekçesiyle seçimlerde oy kullanamıyor. Ancak hukukçular ve kadın hakları savunucularına göre kadınların bilgileri ifşa edilmeden sorun, bir yasal düzenleme ile kolayca çözülebilir. Sorun çözülmediği durumda ise zaten maruz bırakıldığı şiddet nedeniyle yaşamı alt üst olan kadınlar, bir de en temel haklarını kullanamaz hale getirilmiş oluyor ve siyasetten dışlanıyor.

Kadın örgütleri, hasta ya da herhangi bir engeli nedeniyle sandığa ulaşamayan vatandaşlar için “taşımalı sandık” gibi uygulamalar hayata geçirilirken sığınmaevlerine neden sandık kurulmadığını ya da buradaki kadınlar için neden bir önlem alınmadığını soruyor.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle bu konuda bir soru önergesi verdi. “Bir kadının bile oy kullanamaması kabul edilemez bir durumken, kadınların canları korunacak diye vatandaşlık haklarından vazgeçilmek zorunda değil” diyen Çakırözer’e henüz bir yanıt gelmedi.

HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Zehra Zümrüt Selçuk tarafından cevaplandırılması talebiyle verdiği soru önergesinde Türkiye’de kaç sığınmaevinde toplam kaç kadının kaldığını ve sığınmaevlerinde oy kullanabilmeleri için yapılan herhangi bir çalışma olup olmadığını sordu.