Sevda Karaca

“İsteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyenler “İsteseniz de istemeseniz de bu evlilik devam edecek” noktasına hızla vardı. Daha neler olacağını tahmin etmek de ne yazık ki zor değil!

‘Bu Meclisin kadınlar açısından meşruiyeti, kadınlara sürekli şiddet uygulayıp, zoraki birlikteliğe mahkum etmeye çalışıp, kadın boşanmak istediğinde de öldüren kocaya duyulacak sevgi kadardır.’

Biliyoruz ki eli bulaşık suyuna mahkum edilmiş her kadın, itildiği yalnızlıkta diğer kadınlarla aynı dertleri köpürtüyor aslında. 1 ve 2 Ekim’de sokaklardayız... Siz de katılın...

Günlerdir sorunlarını anlattığımız Esenyalı’da çözümü Kadın Dayanışma Derneğinden kadınlarla konuştuk. “Kadınların bu hayata mahkûm edilmesini istemeyen herkese sesleniyoruz; Birlikte değiştirelim!”

Mahallede 4300 hastaya bakan bir aile hekimi “İstanbul’un ve ülkenin küçük bir panoraması” dediği Esenyalı’yı anlatıyor: Tevekkül kadınların tek sığınağı olmuş!

Esenyalı’da eczacı ve terzi anlatıyor: Dayak artık kanıksanmış, enseste değil gebeliğe çözüm arıyorlar, kadınlar bedenleriyle para kazanmaya çalışıyor. Kadınların yüzünde mutluluğun izi bile yok!

“İstihdamın Arttırılması” başlığı ile “evden, uzaktan, esnek çalışmayı” kural haline getirecek yasa, kadın işçiler için daha güvencesiz ve yoğun bir sömürü hayatını getirecek.

Karşıtlığı yeniden üretmeyecek,eğitimde, sağlıkta, sosyal alanda yaşananlarla bağlarını kuracak bir dil... Tartışabilmek çok önemli.

Müftülüklere nikah yetkisini tartışırken, buna karşı çıkışın gerekçelerini ortaya koyup bunu geniş kadın kesimlerinin dahil olacağı bir mücadele sürecine dönüştürürken bu gerçekliği görmemiz lazım.

Müftülere nikah yetkisi ile “inancın ve kişisel teamüllerin ortak hukukun üstüne geçebileceğini” söyleyen, eksiklikle malul yasal haklarımızı daha da geriye götürecek hamleleri asla kabul etmiyoruz!

Müftülüklere resmi nikâh yetkisi medeni haklar açısından yapılacak bütüncül değişikliklerin önemli bir adımı, toplumsal yaşamın dini kurallarla şekillendirilmesinin önünü açmanın yollarından biri...

Her yaştan, her kesimden kadının Adalet Yürüyüşü'nün sebatkâr katılımcıları olmasının bir arka planı da vardı elbette...

Kadınlar bugün Gebze’de, dünya barışını savunan Pippa Bacca’nın katledildiği yerde buluşarak Adalet Yürüyüşüne katılacak...

OHAL’le ağırlaşan adaletsizlik, “Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen zihniyeti besledikçe, eşitliğin yerine, hesabı öte dünyada sorulacak ne olduğu belirsiz “adalet” daha fazla konulabiliyor.

Gerçek adalete giden yolun taşlarını döşemek, o adaletin temeline kadınların özgürlüğünü yerleştirmekle mümkün. İşte bu yüzden Adalet, bir kadın adıdır, ancak kadınlar eşitse anlamlıdır.

Sevda Karaca, kadınların ‘koruma’ adı altında ayrı vagon, otobüs, trambüs gibi ayrımcı uygulamalarla toplumdan tecrit edilmeye çalışılmasını yazdı...

Kayyım eliyle yıllara varan kadın mücadelesinin kazanımlarının yok edilmesine yönelik özel bir hedef olduğu açık. Üstelik bu yok etmeye eşlik eden bir “gasp” da var. Bu gasp hepimizin meselesi.

Her meclis içtüzüğü tartışmasında aynı terane: Büyük tartışmalarla kurulan KEFEK kaldırılıyor. Bu zamana kadar yapamadılar. Peki şimdi yaparlar mı?

Cinsiyet eşitsizliği ve neoliberal politikalar arasındaki, ataerkil aile ile kapitalist sömürü arasındaki kopmaz bağların gündem edilmesinin ne kadar önemli olduğunu gösteren örnekler...

Ekmek ve Gül TV'de bugün Dünya Sağlık Günü dolayısıyla sağlık politikalarının kadınları nasıl etkilediğini konuşuyoruz. Haftanın son gününde Sevda Karaca ile haftanın gündemini değerlendiriyoruz...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN