Sevda Karaca
Gaziantep Milletvekili adayı Sevda Karaca kadınlarla buluştu: ‘Bizim için hayatı değiştirmek gibi bir dert var. Onu da en iyi bildiğimiz yerden, kadınların arasından başlayalım istedik.’
İşçi emekçi kadınların sesini yükseltmek, eşit, özgür, barış içinde, güvenceli bir hayatı kurmak için yürüttüğümüz mücadelenin sözcüsü olmak için yayın kurulu üyemiz Sevda Karaca milletvekili adayımız
Musa Çitil’in şikayeti üzerine editörümüz Sevda Karaca, 'Musa Orhan’ı koruyan devlet kadınlara ne söylüyor?' yazısı nedeniyle ikinci kez ifadeye çağrıldı.
Nas’la faizi indirip Bakara’yla açlığa inandırmaya çalışıyor, yeni açıklama ve ‘tedbirlerle’ arkamızdan Fatiha okumaya hazırlanıyorlar.
Kadın işçilerin dörtte biri asgari ücret bile alamıyor. Kayıt dışı istihdam kadın istihdamının yüzde 38.2’siyken, özel sektördeki kadın işçilerin yüzde 13’ü ise bin 500 liranın da altında ücretle çalı
Kadın mücadelesinin çeperini genişletmek zorunda bırakan ağır koşulların, aynı zamanda daha çok kadını bu mücadelenin etkin bir parçası, öznesi olmaya da meylettiren koşullar olduğunu unutmayalım.
“Kadınların sözleşmeden vazgeçmeme kararlılıklarını ifade ettiği günlerde; sözleşmeden çekilip, aynı gün ulusal eylem planı açıklamasında ikna olunacak, mutlu olunacak bir tek şey bile yok!”
‘Kadınların eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam mücadelesinin, haklarının korunup geliştirilmesinin de esası işçi sınıfının kuvvetindedir.’
‘Bu yol, baskıcı, otoriter, merkeziyetçi, kadın düşmanı tek adam iktidarının işleyişi önündeki aksaklıkları ortadan kaldırmak ve bu iktidarı faşist bir rejim inşasına götürmeye çıkıyor.’
Bütün bu vahşi şiddet olayları ve devlet eliyle yaratılan meşruiyet kadınlara kamusal, toplumsal alanlardan çekilmeleri, hak kırıntısı bile talep etmemeleri gerektiğini ‘doğrudan’ söylemenin bir yolu.
Kadınların ekonomik özerkliğinin olmaması, ev içinde fiziksel ve ekonomik şiddete uğrama risklerini arttırıyor, yani ekonomik özerkliğe sahip olmak şiddet riskini azaltan bir etken.
Kadınların hem işte hem evde yükünü ve zorluklarını artıran, kadınları yalnızlaştıran, şiddeti artıran, gelecek kaygılarını perçinleyen bir süreçti pandemi.
Pandemi koşullarında ağırlaşan sorunlar bir kere daha gösterdi: ev içinde, ev dışında; yaşamlarımızın maddi koşullarını değiştirmeden bedenlerimizi, haklarımızı, insanlığımızı geri kazanamayız.
Engels’e göre eşitsizlik, özel mülkiyetin kamusal alana egemen olan erkeğin elinde yoğunlaşması, üretim ile yeniden üretimin, özel-kamusal alanların ayrışması ile bağlantılı olarak biçimlenir.
Şiddeti olağanlaştırma, kabul edilir ve giderek de desteklenir kılma çabasının bir ürünü olan bu karar yalnızca kadınlara değil, tüm topluma açık seçik bir mesaj veriyor…
Tarikat ve cemaatlerin at koşturduğu bir toplumsal ekonomik düzen, kadınlar ve kız çocukları… Sevda Karaca memlekette bir ‘gül gibi yuvalanan’ tarikat, cemaatlere dair yazdı.
Kod 29; işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneğine hak kazanamadığı acımasız bir işten çıkarma türü.
İstanbul Sözleşmesi, esasen kadınların eşitlik haklarını tümüyle ortadan kaldırmak isteyenler karşısında “eşitlikten vazgeçmiyoruz” sözünü ortaklaştıran somut bir gündem olması dolayısıyla önemli.
İstanbul Sözleşmesi’nin gündem edileceğinin düşünüldüğü AKP MYK’sı neden ertelendi? KADEM’in açıklamaları ne gösteriyor? Sevda Karaca yazdı…
Eşitlik, 8 Mart reklamlarında kadına değer verdiğini söyleyip, ilk fırsatta kadınları çalışma kamplarına kilitlemenin, kadınların tüm haklarını gasbetmenin üstünü örtemeyecek kadar bizim meselemizdir.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.