Ev işçisi İnci, pandemiyle birlikte işsizler ordusuna katıldı. İlkolula giden bir oğlu olan İnci’nin eşi ise işçi. Pandemiyle derinleşen ekonomik kriz ise bugün yaşamlarını çok daha sarsmış durumda.

Sema, işsizlik nedeniyle dayanacak güçlerinin kalmadığını, faturalarını ödeyemediklerini, sularının kesildiğini, ailedeki hastalarına bakamadıklarını, karınlarını dahi doyuramadıklarını anlatıyor...

Pandemi sürecindeki ücretsiz izin uygulaması fiili işsiz sayısını da arttırdı. İşsiz nüfusun büyük bir kısmını oluşturan kadınlar herkesin borç içinde, krediye bağımlı bir şekilde yaşadığını söylüyor.

‘İlk vaka açıklanmadan 20 gün önce doğum yaptım. Tekrar işimin başına geçmeyi beklerken, pandemi ile daha da kötüleşen ekonomi nedeniyle çalıştığım yer kapandı, ben de işsiz kaldım.’

Hatice Dursun’un kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirmesinin ardından işçiler anlattı: ‘Hatice’yi düşündüm, bir gün ücretin kesilmesin diye bir ömürden olmak, işte tüm yaşadığımız bu.’

Okurken çalışmak zorundayım çünkü ekonomik bağımsızlığımı kazanmalıyım. Şimdilik hayallerime giden yol çağrı merkezinden geçiyor ya da geçmek zorunda kalıyor.

Deprem kaygısıyla çadırlara sığınanların çoğu, pandemi döneminde ya işsiz kalmış insanlardan oluşuyor ya da kazancı insanca yaşamaya yetmiyor.

‘Çocuklarıma sarılıp her defasında yeniden kalktım ve yılmadan saatlerce yürüyerek sesimi duyurmaya çalıştım. Ne de olsa kadınların ‘Beyaz Çarşamba’yı doğurduğu topraklardan geliyordum.’

Pendik’e bağlı Esenyalı Mahallesi’nde yaşayan kadınların anlattığı ülkede yoksulluğun boyutlarını ortaya koydu. Kadınların ortak noktası ise muhtaç olmaları.

TYP’li kadınlar anlatıyor: ‘TYP’de çalışıp 9 ay sonra işten çıkarılıyoruz. Kızlarım harçlık istediğinde veremiyorum bu da beni çok üzüyor. Kadroya geçerek bu sıkıntılarımızın bitmesini istiyoruz.’

Gülten, üniversite mezunu. Gitmediği kurs, almadığı sertifika kalmamış ama işsiz. Kursiyer olarak bir markete giren Gülten, ‘Çare diye gittiğimiz İŞKUR sömürünün de en dibini yaşatıyor’ diyor.

Hayallerimiz var, amaçları olan gençleriz ve tüm bunlar elimizden alınmamalı. Bizler hayal kurmaya devam etmeliyiz ve hayallerimizi gerçeğe dökecek her türlü imkan yaratılmalı.’

Patronların işçilerin haklarını gasp etmek için denemediği yöntem yok! Tazminat ödememek için haksız gerekçelerden, kısa çalışma ödeneği ile tam zamanlı çalıştırmaya kadar her yöntemi kullanıyorlar.

UN Women ve UNDP tarafından yayımlanan bir çalışmaya göre, salgın, kadınlar ve erkekler arasındaki yoksulluk farkını derinleştirecek, 47 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluk sınırına sürükleyecek.

Nefes borumuzu açmak için birliğimizi, dayanışmamızı ve mücadelemizi güçlendirelim! Kadınların eşitlik mücadelesini birleştirecek ve güçlendirecek tüm taleplerimizi birlikte haykıralım.’

Ankara’da bu mahallede pandemi sürecinde örgütlenen dayanışma insanların sağlıklı bilgilendirilmesinden tutun da ihtiyaçlarının karşılanmasına kadar bir sürü sorunu çözdü.

McKinsey’in yayımladığı son analize göre, dünyayı etkisi altına alan salgın ile birlikte milyonlarca kişi işini kaybederken, bu durumdan en çok kadınlar olumsuz etkilendi.

DİSK-AR Araştırma Uzmanı Deniz Beyazbulut ile pandemi sürecindeki işsizlik tablosunu, kadın işsizliğinin pandemi sürecindeki durumunu ve gelecek süreçte kadın işçileri nelerin beklediğini konuştuk…

(DİSK-AR) ‘işsizlik ve istihdamın görümümü raporu’nu yayımladı. Ekonomik krizin salgınla birleştiği aylarda 10.7 milyon emekçi işinden oldu. Rapora göre tahribattan en çok kadınlar etkilendi!

Bir market servisinden notlar: ‘İki poşetten fazlasıyla çıkabilene bir dönüp bakıyoruz. Çileği bulsak kurdunu kafaya takmayacağız. Salgına karşı tek zırhımız yıka yıka kullan bir tanecik maskemiz...’