Boşanmayın, itaat edin, boşanırsanız nafaka almayın, çalışmayın, çalışırsanız da ‘görevlerinizi’ aksatmadan çalışın diyorlar bize. Yani yoksulluktan kırılın, mutsuz yaşayın, hatta yaşamayın diyorlar..

17 yıl evli kaldığı ve sistematik şiddet gördüğü Cerrah K’den boşanmaya çalışan M.K. 4 yıldır boşanamıyor. Şiddet ve tehditlerin de devam ettiğini söyleyen M.K. ‘Artık kurtulmak istiyorum’ diyor.

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, kadınların taleplerinde ısrarcı olduğunu ve hükümetin haklarına yönelik saldırılarına karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğini söyledi.

Kadınların ‘uzlaşmasını’ istedikleri bir bakıma kölelik aslında; her ne olursa olsun boyun eğilecek, “ailenin bekası için” içinde kalınacak bir hapishanede yaşamakla uzlaşmak...

Bedel suratıma inen yumruklar, layık olmadığım hakaretler ve çocuklarımdan ayrı kalmak olsa da yine de pes etmedim. Hiçbir acı, hiçbir sıkıntı sonsuza dek sürmez...

Önümdeki yol puslu ve zor bir yoldu. Nafaka talep etmemiştim, kızlarımın velayeti bana verilmişti ama maddi yetersizliklerden onları yanıma alamamıştım.

Faika annesiydi Mehmet’in. Onun varlığını görmeyen Feyzullah’ın da karısı. 15 senedir evli olan Faika ve Feyzullah’ın hayatına Mehmet çok geç gelmişti. Gerçi gelmesi de yaşamlarını değiştirmemişti.

Osmanlı toplumunda evliliğin sona erdirilmesi yani boşanma yetkisi, tek taraflı olarak erkeğe tanınmıştı. Erkek bu hakkı dilediği bir biçimde kullanabilirdi...

Cumhurbaşkanlığı yıllık programında kadınlar ‘aile’ içinde ve ‘annelikle’ anılıyor. Kadınların en temel sorunları şiddet, yoksulluk ve eşitsizliğe dair çözüm ise ‘aileyi kurtarma’ ve ‘uzlaştırma’.

Evliliği boyunca kızı ile birlikte kocasının şiddetine maruz kalan Durgül Yazıcıoğlu anlattı. Durgül, kızının velayetini almaya çalışan eski kocasının şiddetinden ve tehditlerinden hala kurtulamadı.

Evliliklerin bu kadar yüceltildiği ortamda boşanmalar da devam ediyor işte. Ne kadar yapmayın diye ikna etmeye çalışın, kutsal aileler dağılmasın diye uğraşın, Demet Akalın bile boşanıyor!

Dün ‘ihtiyaç’ olan bu yasanın, şiddetin katlanarak artageldiği bu günde neden ihtiyaç olmaktan çıktığını açıklasınlar hele bir...

Esenyurt’ta yaşayan İşçi Ergül İsenç ve annesi boşanmak istediği eşinin bıçaklı ve silahlı saldırısına uğradı. Yakınları İsenç’in defalarca şikayetçi olduğunu ama önlem alınmadığını söyledi.

Şiddet gören, aldatılan, boşanmak isteyen ama ölüm korkusuyla boşanamayan Sarıgül Hamarat eşi Yunus Hamarat’ın iddiasına göre intihar etti. Sarıgül’ün ailesi ise onun intihar ettiğine inanmıyor.

Aylardır yüzde 80 engelli oğlu ile otogar yakınında bir durakta yaşamaya çalışan Seval Taşkın, erkek egemen sistemin mağdur ettiği kadınlardan sadece biri.

Boşanma aşamasında olduğu eşini tüfekle tehdit edip tecavüz eden ve çıplak fotoğraflarını çeken Cumali Y. 18 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bugün iktidar şiddeti değil boşanmaları önlemek için uğraşırken boşanmaların en büyük sebebinin ise şiddet olduğu araştırmalarla ortaya seriliyor.

‘Boşanma aşamasındayız. Nafaka gibi taleplerim olmamasına rağmen hala tacizlere maruz kalıyorum. Şimdi bu kararım için geç bile kaldığımı düşünüyorum. Çünkü hayat bir eş ve evlilikten ibaret değil.’

Ahlak, çocukları istismar edene kıyak geçmek; adalet, güvencesizliğe ve evliliğe mahkum edilen kadınların buna rağmen boşandıklarında aldıkları nafakayı elinden almak mı? Biz bu ahlakı tanıyoruz.

Boşanma halinde, asgari geçim indirimi hesaplanırken çocuğun bakımını kimin üstlendiğine ve çocuğa nafaka ödenip ödenmediğine bakılır.