DERGİMİZDEN

On üç yaşında evlendirilen, on dört yaşında anne olan bir kadın Ayşe, şimdi bir kaçak gibi yaşamak zorunda ve her gün öldürülme korkusu ile evden çıkarak gidiyor işe.

Eğitim veliler içinde öğrenciler için de bir keşmekeş olmuş durumda. Üç kuruş kazanıp çocuğu daha iyi eğitim alsın diye özel okula gönderen bir veli soruyor bu durumun nedenini!

Sultangazi Esentepe Mahallesi’nde yapılmak istenen talana karşı mücadele edenlerden biri olan Ayten, mahallede evleri gezerken karşılaştığı manzarayı Ekmek ve Gül’e anlattı.

Önce çekinerek girmiş kapıdan içeri, ama sonra dayanışmanın tam ortasında bulmuş kendini. İşte bu, Elif’in ikinci baharının ve kendini keşfinin hikayesi...

Suriye’den savaş nedeniyle Türkiye’ye gelen, Türkiye’de de türlü ayrımcılığa maruz kalanlardan biri Asel. Kağıtlara yazılan yazıları okuyabilmek için Türkçe okuma-yazma öğreniyor.

Ekmek ve Gül’ün bu sayısında birbirinden farklı yerlerde birbirinden farklı konularda aynı cümleyi kuran kadınların söylediklerini ortaya koyuyoruz.

Yuttukları, dağıttıkları, cebe indirdikleri her bir kuruşta bu kadınların, bu gençlerin, bu bebeklerin, bu babaların canının hakkı olduğunu düşünün...

Cumhurbaşkanı “2019’u kadınlar sırtlayacak” diyor. Sırtlayacağımız, kurmak için omuz vereceğimiz bir dünya var elbette. Ama“mahdumlar” gemileri daha rahat yüzdürsün diye değil.

Bir laborant kadının işyerinde maruz kaldığı tacize ve mobbinge karşı mücadelesi…

30 yaşına vardığında yaşadığı hayatı hak etmediğini fark eden Sakine, kocasına çocukluğundan beri bağlı iplerini kendi ellerine alır.

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde bir gün: 10 yıldır kumayla yaşayan, şiddete uğrayıp karakola gidince ‘baba, koca dayağı kötü yola düşmekten iyidir’ yanıtı alan kadınlar... Ama iyi şeyler de oluyor

Kadının erkekle eşit olduğu, kıymetinin bilindiği, öldürülmediği, tecavüze uğramadığı, satılmadığı, haklarının neler olduğunun ifade edilebildiği bir toplum hayal ettik... Neden olmasın!

Aynı apartmanda yaşayan birbirinden habersiz ne çok hikayesi, ne çok anlatacakları var kadınların. Dili farklı, ama yaşadıkları şiddet de, yaşam savaşı da aynı.

Ortak kaderler yaratan, evlilikleri ve hayatları bir zincirin halkalarına dönüştüren berdelin bedelini yine en ağır şekilde kadınlar ödüyor.

Esenyalı’da genç kadınlar anlatıyor: Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde tanıştığımız liseli genç kadınlar en çok tacizden rahatsız.

Kadın arkadaşlarının desteği ve dayanışmasıyla maruz kaldığı flört şiddetinden kurtulan bir üniversiteli kadın anlatıyor...

Otobüs durağında başladı sohbet. Yıllarca yaşadığı zulmü anlatan Kader, “İyi ki sana rastladım. Sizin gibi kadınların olması umut veriyor” dedi yolun sonunda. İyi ki varız ve birbirimize dokunuyoruz.

Ülkemizde boşanma aşamasına kadar gelebilen kadınların, tekrar “ara bulun” diyerek evine geri gönderildiği bir sistem olursa kadınlar mağdur olacaktır

Sorunlarla geçen evliliğinden tek başına mücadele ederek çıktı. Yaşama yine aynı kararlılık ve azimle sarıldı. Tuzla’dan Huriye yaşadıklarını anlatıyor.

Bir filmin sizi perdedeki anın içine çekmesi nasıldır bilir misiniz? O an karakterlerin yanında, o diyaloğun orta yerinde gibi. Onun bir parçası. O kadar gerçek, o kadar hayatın içinden.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.