Çocuk istismarı deyince tüyleri diken diken olmayanımız yoktur herhalde. Her konuştuğumuz istismara tepki gösteriyor, çözüm öneriyor. “İdam edilsin, çözüm değil ama en azından içimiz biraz da olsun soğur” diyen de var “İdam edilse ne olacak ki, o çocuk ömür boyu unutmayacak, ailesi ömür boyu unutmayacak” diyen de. İdam çözüm mü? Hadım cezası getirilmeli mi? Aile mi bilinçlendirilmeli çocuk mu? Toplum ne yapmalı? Devletin sorumluluğu neler? Bütün bunları Sincan halk pazarında karşılaştığımız kadınlara sorduk.

Sosyoloji okuyan Beyza ile konuşuyoruz ilk önce. “Aile bilinçlendirilmeli” diye söze başlıyor. “Okullarda anne-çocuk eğitimi verilmeli” diyor. Devletin yapması gerekenleri sorduğumuzda, “Cezaların ağırlaştırılması lazım, hadım mı edilir ne yapılır, zaten hadım gündemde, yani en ağır cezaların verilmesi gerekir bence” diyor. Verilen cezaların caydırıcılığını sorduğumuzda ise “Korkutur diye düşünüyorum, bu kadar rahat olmazlar artık diye cevap veriyor. Saklanıp, örtbas edildiğini, cesaret verici açıklamalar yapıldığını hatırlattığımızda ise sözleri, “Toplumu bilinçlendirmek lazım” oluyor.

‘CEZA VERİLEN ADAM 2 AY SONRA SERBEST’

Zehra ise “Cezalar ne kadar etkili ki sanki, yapan adama ceza veriyorlar, sonra serbest kalıyor tekrar; aslında cezalar yetersiz. Adam ya ceza almıyor ya da 2 ay sonra çıkıyor, aynı şey kadın cinayetlerinde de geçerli. Kaç tane kadın öldürüldü, her gün artıyor ama adalet yok bizim ülkemizde. Devlet yetersiz kalıyor, af geliyor, yapan adam ‘Ben zaten yırtıyorum ‘diyor. Cezalar artsın, içeriden hemen çıkmasın” diyor.

EN ÖNDE OLMASI GEREKEN KADINLAR SUSTURULUYOR

“Cezaların artırılması lazım, önce baştakilerin bunu yapması lazım” diyerek söze başlıyor Aslı. Toplum olarak bir şey yapmadığımızı söyleyerek şöyle sürdürüyor sözlerini: “En ufak şeyde başını bastırıyorlar tepedekiler, söz hakkımız yok. Benim erkek çocuğum var. Ben ona her işi yaptırıyorum, ne farkı var kız çocuğundan. ‘Kadınları özgür bıraktık’ diyorlar ama tam tersi yaşanıyor. En önde olması gereken kadınlar susturuluyor.”