Üniversite hayalleriyle başka bir dünyanın kapılarını aralama heyecanı yaşaması gereken gençler üniversite kapısından daha girmeden sorun silsilesine boğuluyor.
MEB’in çocuklarımıza neden ücretsiz öğün vermediğini sorgulamak, kaynakları kime aktardıklarını sorgulamaktan geçiyor.
Laiklik, kadınların yaşamsal taleplerinden biri haline geliyor. Çünkü dinin toplumsal yaşamı kuşattığı her alan, doğrudan bizlerin hayatını daraltıyor.
‘İnternetten pratik tarif bulayım derken ütopik bir dünyaya düşmüş gibi hissettim. Kuzu incikler, ilik suları, köfteler, kıymalar...’
Ağacın nasıl meyve verdiğini, tohumun nasıl serpildiğini, akan suyun cana can kattığını görür kadın. Ona vurulacak hançeri, şiddeti kendi canına vurulacak gibi hisseder. Ondandır en önde duruşu...
Sevgi bir emlak dükkanı sahibiyken eşinin iflas etmesiyle maddi sıkıntılar içine girmiş, ev işçiliği yapmaya başlamış. Uzun süre kimseye söylemediği işi bugün hayata bakışını değiştirmiş.
Krizin eve yansımasını 65 yaşındaki Makbule Kaya anlatıyor: ‘Pazara gidiyorum 100 TL ile ama nerdeyse boş dönüyorum. Evde de ister istemez ben suçlu oluyorum. Ben hiç bu kadar kötü günler yaşamadım.’
‘Rantı değil kadınları, çocukları, gençleri düşünen bir Mamak Belediyesini birlikte yaratabiliriz. Yan yana gelmenin, dayanışmanın gücünü biliyor Mamaklı kadınlar.’
Eğitim veliler içinde öğrenciler için de bir keşmekeş olmuş durumda. Üç kuruş kazanıp çocuğu daha iyi eğitim alsın diye özel okula gönderen bir veli soruyor bu durumun nedenini!
Gördüm ki yaşlısından gencine, farklı mesleklerde, farklı hayatları olan insanların yüreğinde hala umutlar tükenmemiş.
Ege Üniversitesi öğrencisi Su’nun anlattıkları, İzmir’de pek çok öğrencinin yaşadığı dertlerin özeti gibi. Bir farkla; Su, bu dertleri çözmek için çözüme de işaret ediyor.
Elmanın yalnızca kırmızı tarafının zehirlenmesi, kırmızı pabuç sevdiği için ayakları kesilen Karin... Masallar ne anlatıyor, cinsiyet rollerini nasıl etkiliyor? Yanıtları birlikte verelim...
Çocuğunun ders kitaplarında yer alan anlatımlardan endişelenen bir anne sesini duyurmaya çalışıyor: ‘Tek başına çığlık atsam sesim duyulmaz. Çocuklarımız için birlikte bir şeyler yapalım.’
Bu düzen çok görüyor Nevruzlarımıza canı ne istiyorsa onu yapabildiği bir emeklilik hayatını… Nevruz 65 yaşında ve hâlâ geçim derdiyle çalışmaya devam ediyor.
Kimi zaman dertleştik, kimi zaman yaşadıklarımıza isyan ettik ama en çok da bunlar ortadan kalksın diye ortaklaşmanın önemine değindik. O küçük yan yana gelişlerimizde bile birbirimizden güç aldık.
‘Evlatları ile tehdit edilen, dayak yiyen kadınlar mahkemede kendini ifade etme fırsatı bulacak sanıyor. Haykıracağım, anlatacağım her şeyi diyor.' Ama gerçeklik bu şekilde işlemiyor.
Pazarda herkes fiyatları yüksek buluyor ama pahalılığın nedenleri konusunda fikirler farklı. Ekonomi politikalarıyla ilgisi olduğunu düşünen ise çok az. İşte Kocaeli’den pazarın nabzı...
‘Bayramın gelmesini bile istemiyoruz artık. Neden derseniz, torunlarımıza bayramlık alamaz hale geldik. Bayram harçlıklarını veremez hale geldik.’
Yoğun bakım servisinde, ağır koşullarda mesai yapıyoruz. İşbaşı yaparken, 'Vücudumuzun ağrımayan yeri yoktur', 'Bu dertler yüzünden emekli olduktan sonra uzun yaşayamayız' diye dert yanıyoruz.
Mecliste bütçe görüşmeleri tamamlandı. Şimdilerde de asgari ücretin tespit edilmesi için görüşmeler başladı. Aynı zamanda vergi yükünü yeniden düzenleyen tasarılar da gündemde.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















