25 Kasım’a giderken işçi kadınlarla şiddeti konuştuk. Konuştuğumuz ilk işçi Evin. Evin tekstil iş kolunda makinacı olarak çalışıyor. Evin, 25 Kasım’ı hiç duymadığını ve ne olduğunu sorunca kabaca Mirabel kardeşlerin mücadelesiyle simgeleşen, kadınların canları pahasına şiddete karşı mücadelesiyle tarihe kazınan bir gün olduğunu anlattık. Anlattıklarımızın ardından Evin, ülkede her gün kadınların ölmeye devam ettiğini, şiddetin her türlüsüne şahit olduğumuzu söyledi. İş yerinde şiddete ya da mobbinge maruz kalıp kalmadığını sorduğumuzda ise “Bizim bölümümüzde çok baskı yok ama paket bölümünde çok fazla var. Sonuçta hepsi gözümüzün önünde yaşanıyor. Sayılar çıkmayınca bağırışlar hakaretler bini bir para... Bir örnekle açıklayayım: Paket bölümünde çalışan yakın bir arkadaşım hem eski eş şiddetine maruz kalıyor hem de iş yerinin baskısına. İkisi arasında sıkışmış kalmış” diye yanıt veriyor. Evin’in arkadaşı hapisteki eski eşi tarafından ölümle ve çocuklarıyla tehdit ediliyormuş. Devletin desteğinin olmayacağını, faillerin dışarıda ellerini kollarını sallayarak dolaştığını görünce bu şiddete boyun eğmekten başka şansı ya da gücünün olmadığını düşünüyormuş. Daha önce şikayetçi olmuş, uzaklaştırma kararı aldırdığı dönemde bile yolunun kesilip şiddete uğradığı çok zaman olmuş.
HER ANLAMDA EŞİTLİK!
Kadınların şiddetin birçok biçimine maruz kaldığını söyleyen Evin, “Bence bu sorunların temelinde eşitsizlik yatıyor. Her anlamda eşitlik istiyoruz. İnsan muamelesi görmek istiyoruz” diyor. Ekonomik eşitsizliğin çok fazla olduğunu ifade eden Evin, “Ben bir ay boyunca bütün zorluklara rağmen çocuklarıma vakit ayıramadan gelip çalışmak zorundayım. Benim kazancım ay boyunca masraflara yetmezken bizim üzerimizden zenginleşen kişiler benim bir aylık maaşımı bir günde harcayabiliyor ve bu benim gerçekten zoruma gidiyor” diyor.
MOBBİNG HAD SAFHADA
Aynı iş kolunda farklı bir fabrikada çalışan Hazal’la konuştuğumuzda ise 25 Kasım’ın kendi doğum günü olması dışında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olduğunu ilk defa duyduğunu söylüyor. Hazal iş yerinde psikolojik olarak çok baskı altında olduklarını anlatıyor: “Sürekli gözler üzerimizde. Ustabaşından ayrı, patrondan ayrı baskı var. Çalışmak zorundayız ama şartlar böyle olmak zorunda değil.” İşçi kadınlara reva görülen yaşamın bu olmaması gerektiğini söyleyen Hazal, “Ekonomik özgürlüğümüzü kazanmaya çalışırken birçok yönden eziliyoruz, aşağılanıyoruz. İş yerimizdeki sıkıntıların ancak birlik olursak üstesinden geleceğimizi de biliyorum. Ama bireysel çıkarlar birlikte kazanacaklarımızın önüne geçiyor. Halbuki bu sisteme mahkum da mecbur da değiliz” diyor.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Üzerimize çullanan bulutları birlikte dağıtacağız!
Kasım sayımız yan yana gelişlerimizi artırmanın; talep ettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz eşit, özgür,...
Düzeniniz ölüm saçıyor
Tek adam düzeninin bir parçası olan adamlar, bin çeşit kızgın sesle bulandırmaya çalışıyor bizim ger...
Şiddet ustabaşından gelince şiddet sayılmıyor mu?
‘Kadın işçilerin her türlü şiddete hayır derken iş yerinde yanı başındakine gelince gerekçeler arama...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.