Üzerimize çullanan bulutları birlikte dağıtacağız!
Kasım sayımız yan yana gelişlerimizi artırmanın; talep ettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz eşit, özgür, şiddetsiz, demokratik bir dünyayı inşa etmenin aracı olsun her birimizin elinde...

Dergimizin sayfalarını kadınların kaygıları, bu kaygılarla değişen yaşamları, bu kaygılara rağmen ve karşı verdikleri mücadeleler dolduruyor. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olan 25 Kasım'a giderken dört bir yanımızı saran şiddet, bunalmışlık, geçimsizlik, stres çemberi ne kadar da birbirine bağlı, ana yazımızda görüyoruz.
Filmlerdeki gibi tek tek gelmiyor bu saldırılar hepsi aynı anda üzerimize geliyor! Sağımız yenidoğan çetesi, solumuz kayyum, çaprazımızda cezasızlıkla teşvik edilen failler, öbür tarafta "tasarruf" denerek yok edilen kamusal hizmetler, bir başka tarafta yemediğin yemeğin parasını ödetecek vergilendirme önerileri... Birinden sıyrılsan öbürü yolunu kesiyor. "Bir yolunu buluruz" düşüncesiyle bundan kaçış yok. Tek kaçış yolu üzerimize çullanan bulutları dağıtmak.

İş yerinde sana makas fırlatan ustabaşına hiçbir şey yapılmayınca, servis talebin "Usturuplu giyinin otobüs beklerken, bir şey olmaz" diye idare tarafından reddedilince, her sabah başka bir kadın cinayeti haberine uyanınca, yarın çocuğuna ne yemek yedireceğini bilemediğinde, bir sonraki ayın kredi kartı borcunu nasıl ödeyeceğini kestiremediğinde, sabahın kör karanlığında işe giderken arkana bakmaktan boynun ağrıdığında o kara bulutlar etrafını sarmış oluyor. Ama dergimizin sayfalarında da bu bulutları dağıtma yollarını deneyen, bulan kadınlar da var. Bir yanındakinin elini tutup zarar görmesini engellemek için birlikte ses çıkarmak, birbirine duyduğu güveni tazelemek, tacizci ustabaşını işten çıkarttırmak için iş bırakmak, kaybolan sıra arkadaşın bulunsun diye tüm okul sokağa dökülmek... Bunlar yarına dair umudumuzu oluşturuyor. Bu umudu beslediğimiz her mücadele yanımızdaki kız kardeşimize güç veriyor. Yaşadığımız onca kabusa rağmen kendimize acımayı bırakıyoruz. Bu umut, içimizde kalkıp kendimiz ve kız kardeşlerimiz için mücadele etme ateşini yakıyor.

***

Sermayenin ekonomi programını uygulamak için tek adam rejiminin saldırganlığı artarken halkın seçme hakkına bir saldırı da İstanbul Esenyurt'ta gerçekleşti. Halkın iradesinin çiğneneceği önce Meclisteki grup toplantısından, Cumhurbaşkanı tarafından duyuruldu.

Tek adam iktidarı karşısında güçlü bir karşı çıkış görmediği her saldırıda, elini daha da güçlendiriyor. Halkı ayrıştırıcı söylem ve uygulamalarıyla demokratik taleplerin hep bir ağızdan sahiplenilmesinin önüne geçiyor. Ancak işçi ve emekçi kadınlar hayatlarına dair karar alma hakkının her seferinde nasıl ellerinden alındığını evden, fabrikadan, okuldan biliyor. Kadınlar seçme hakkının onlar için ne kadar hayati olduğunu biliyor. Kendi kararlarımızı alabilmek için, yaşam hakkımız için, eğitim ve sağlık hakkımız için, sendikal haklar için nasıl mücadele ediyorsak bizlerin aldığı kararları tanımayanları, seçme hakkımızı yok sayanlara karşı da aynı kararlılıkla demokrasi için mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor.

Kasım sayımız yan yana gelişlerimizi artırmanın; talep ettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz eşit, özgür, şiddetsiz, demokratik bir dünyayı inşa etmenin aracı olsun her birimizin elinde...

Görsel Canva Pro yapay zeka ile üretilmiştir

İlgili haberler
Ekmek ve Gül dergisi Kasım 2024 sayısı

Birinden sıyrılsan öbürü yolunu kesiyor. "Bir yolunu buluruz" düşüncesiyle bundan kaçış yok. Tek kaç...

Rojin'in bölümünden öğrenciler: ‘Rojin kaybolduğun...

Rojin'in kaybolmasını ve sonrasında yaşananları sınıfından öğrencilerle konuştuk.

Erişim engeli kararlarında adaletin terazisi kadın...

Her gün beş kadının öldürüldüğü ve kadın cinayetlerinin daha da vahşileştiği ülkemizde, kadınlara ka...