Sincan’da kadınlarla hayata dair sohbetimizin baş köşesine hayat pahalılığı ile yaklaşan seçimler oturuyor.
İki çocuk annesi Hacer’in eşi işçi, kendisi çalışmıyor. Hayat pahalılığından yakınan Hacer, “Her şeye her gün zam geliyor. Artık kime neye inanacağımızı şaşırdık. Ücretlere zam yapıldı ama daha elimize parayı almadan her şeye zam geldi. Her hafta pazara gidip yeşillik alıyoruz. Meyveyi, eti, sütü, peyniri, yumurtayı unuttuk. İki kızım var. Onlar okusun, hayatlarını kurtarsın istiyorum. Hayat pahalılığı konusunda elimizden bir şey gelmiyor. Yaşamaya çalışıyoruz.”
Söz seçimlere geldiğinde Hacer’in kararsızlığı sözlerine yansıyor: “Seçimlerde bir şeyleri değiştirebiliriz tabii. Eskiden Erdoğan’a oy vermiştik. Bu seçimlerde karşısına kim çıkarsa ona oy vereceğiz. Hangi partiye oy vereceğimizi bilemiyoruz. Eşimle de bunu konuşuyoruz, kararsızız.”
Hacer’le konuşmalarımızı dinleyen Emine sohbete katılıyor ve “Hiçbir partiyi desteklemiyorum. Kim seçilirse seçilsin ekonomiyi düzeltemez. Ama hayatımızı bu kadar zor hale getiren Erdoğan ve partisinin artık gitmesi lazım” diyor. İki çocuk annesi Emine’nin bir oğlu İzmir’de üniversite okuyor, diğeri daha ilkokulda. Geçimini şöyle anlatıyor: “Para yetiştiremiyoruz. Tek maaş. Ailelerimiz destek oluyor. Ücretlere zam geldi. Daha para cebimize girmeden her şeye zam geldi. Belediye otobüsü 9 buçuk, dolmuş 12 TL oldu. Sincan merkeze inemez olduk. Ekmek 5 lira. Ev kira. Zaten artık ev alma şansımız hiç yok. Bunlar hepimizin dengesini bozdular.”
ŞEHRİN GÖBEĞİNDE ‘KADIN TİCARETİ’
Zahide ise toplumun kadınlar üzerindeki baskısından dert yanıyor: “Oğlan olsun diye aile baskısı yüzünden üç kez doğurdum üçü de kız oldu. Toplumumuz geri kafalıydı şimdi iyice geriledi. Kayınpederim hala ‘doğur’ diyor. Kaynanam vefat etti. Kayınpederim Tunus’tan kadın getirtti, evlendi. Kışın doğalgaz parası vermemek için bize geldiler, bizde kalıyorlar. Beş nüfustuk şimdi yedi nüfus olduk. Ev küçük. Her yerden bir kişi çıkıyor. Çok bunaldım. Zaten tek ücretle geçinemiyoruz. Eşimle de sorun yaşıyorum. Hayat şartları psikolojimi bozdu.”
Tunuslu kadınla yapılan evliliğe ilişkin sorularımız üzerine Zahide açıklık getiriyor: “Tunus elçiliğinin önüne gidin, yaşlı erkek dolu. Arap ülkelerinden kadınlar evlenmek için getirtiliyor. Bazıları da dolandırıcı. Kayınpederim iki kez dolandırıldı. Aracılar var. Onlara söylüyorlar, onlar aracılığı ile kadın getirtiyorlar. Memlekettekiler, çevremizdekiler kayınpederimin ne olduğunu bildiği için evlenmiyor. Tabii yani bu kadın ticareti, köleliği gibi bir durum.”
‘EVDEKİ HESABI ÇOCUKLAR DA DERT EDİYOR’
Başkent Organize Sanayide çalışan ve iki kızıyla yaşayan kadın işçi Ayşe asgari ücret artışını nasıl heyecanla beklediklerini anlatıyor: “Şimdi de acaba yetecek mi diye gerginiz. Ha bana sorarsan zaten yetmez. Mutfak masraflarından aylardır yaptığım borcu ödeyemiyorum. Şimdi derdimiz evin temel ihtiyaçlarını gidermek, çocuklara bunu alayım, birikim yapayım değil. Bu ayı borçsuz atlatırsak rahatlıyoruz. Ev kirası da artarsa ne yaparım bilmiyorum.”
Ayşe çocukların eğitimine ilişkin pek çok sorun yaşadığını söylüyor: “Eğitim çok masraflı. Vardiyalı çalışıyorum. Öğretmenler çocuklarla etkinlik yapmamızı istiyor, vaktim yok. Sürekli beslenme hazırlamak zorundayım. Beni en çok zorlayan da bu. İşten yorgun argın gelince her gün kek, börek yetiştirmek zor. Ha bazen malzeme de olmuyor açıkçası. Ne varsa elde onunla yolluyorum okula. Geçen gün parka gittik beraber. Normalde park dönüşü markete uğrar bir iki abur cubur alırdık. O gün uyardım, ‘Bak bu sefer paramız yok markete uğramayacağız’ dedim. ‘Tamam’ dedi, gülümsedi. ‘Ne oldu, ne aklına geldi?’ dedim. ‘Anne keşke biz zengin olsaydık, bir sürü abur cubur alıp hep keyif yapabilirdik’ dedi. Evdeki hesabı artık çocuklar da dert ediyor.”
Görsel: Canva
İlgili haberler
7/24 dönen çarkların pimi elimizde
Güneşin doğuşundan batışına kesintisiz dönen bir evrende biz işçiler nerede nefes alıp, nerede aldığ...
‘Yapamazsın’lara inat mücadeleyle örülen hayat
Beste Bir Halk Eğitim Merkezinde ücretli öğretmenlik yapıyor. Hayata karşı verdiği mücadelede tek is...
İki çocuğu okutmak için üç işte çalışıyorum
Hayat cenderesinde kendine bir saat bile ayıramayan kadınlar geçinemiyor: ‘Ben Sibel, çocuklarımı ok...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.