Hastanede taşeron işçi olarak çalışan Sevda, çalıştığı süre boyunca kadro ve sendika mücadelesi verdi. İşsiz kaldı, tazminatı hak ettiğinin altında ödendi. O şimdi de tazminat hakkı için mücadelede…
Kadınların hakları için ısrarla ve inatla bir arada durmaları ve mücadeleyi bırakmamaları gerektiği mesajını eğip bükmeden doğrudan iletiyor ‘İlahi Düzen.’
Bu filmlerin ortak noktası ne mi? Tabii ki ‘tarihte yer alan kadınların, kadın olarak verdikleri kimlik mücadelesi ve başarılarının erkeklerin gölgesinde kalmaları...’
Kentler halkın yaşam alanıdır, yani halkındır. Kâr ve rant esaslı belediyecilik değil halkçı belediyecilik esas alınsın.
Kazandıklarımız, kazanacaklarımızın ‘nasıl’ını da gösterdiğinden; tarih boyunca biriktirdiklerimize, verdiğimiz mücadelelere ve bu yolun kazandırdıklarına belleğimize dönüp bir bakalım…
Bizler adına siyaset yaptığını düşünenlerin oy kazanmak için Türk olmayan her kesimi dışlamaya çalışmasının ne hakla ne hukukla ilişkisi yok. Bu kutuplaşmadan en çok etkilenen de kadınlar.
İkinci çocuğuma kasık fıtığı teşhisi kondu ve bir an önce de ameliyat olması gerektiği söylendi. Göç İdaresi kimlik vermediği için hastaneler çocuğumu ameliyat edemiyor.
Çok aziz bir millet olduğumuz kesin. Ama artık biraz efendiliğimizi bozma zamanı geldi geçiyor. Çünkü artık akşam eve ekmek götürüp götüremeyeceğimiz belli değil.
Diyarbakır Şilbe'de tandırın başındayız. Kürt kadınların 'Na'sının gerekçesi çok. Ve bu gerekçeler batıda da doğuda da yakıyor kadınların yüreklerini...
Yaşlı annesiyle bir başlarına geçinemiyorlar. Sözün ucundan tutan AKP’li eniştesi de veryansın ediyor geçim derdine. Hepsinin dilinde ‘böyle gitmez’ sözü, asıl soru hala duruyor, peki ne yapacağız?
Tam bir yüzyıl önce Osmanlı’da nikah ve aile ile ilgili ilk hukuki düzenlemeler hayata geçirilirken, Ekim devrimiyle kurulan Sovyetler Birliği ise dinlerden bağımsız bir nikahı yasalaştırıyordu.
25 Kasım yaklaşırken işçi ve emekçi kadınlar sorunlarını anlatarak hangi taleplerle 25 Kasım’a hazırlandıklarını anlatıyor.
Bölgedeki kadın emekçiler 1 Mayıs’a giderken ücretlerine zam, şiddetsiz bir yaşam ve sosyal haklarına kavuşmayı talep ediyor. Kısacası kadınlar insanca yaşamak istiyor.
İzmir’de faaliyet yürüten Buca Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Derneği Evi eğitimde ve okullarda yaşanan sorunlara karşı eğitim seferberliği başlattı.
Bekar bir anne olan bu işçi kadın, depremde de evini kaybetti. Okul masraflarını ve okul kayıt ücretini ödeyebilmek için sekreter olarak çalıştığı kurumda bir de geceleri hasta bakmaya başladı.
Kadınların sendikalarda örgütlenmesi bakım yükü, cinsiyetçi bakış açısı gibi sebeplerle zaten zor. Sendikal bürokrasi ve ataerkil zihniyet kadınların sendikalarda aktif rol almasını kolaylaştırmıyor.
Kapitalizm koşullarında kadınların durumunu ortaya koyan Eleanor, ustaları Marx ve Engels’den öğrendiklerini pratikte de uyguluyordu. Londra’daki birçok işçi eyleminin örgütleyicileri arasındaydı...
‘Bursa’nın çeşitli fabrikalarında çalışan tekstil, metal, gıda gibi sektörlerde yaşadıkları zorlukları anlatan kadınların sözlerinden dayanışmanın özlemini ve önemini duyuyoruz.’
12 yıllık eşit işe eşit ücret savaşlarını kazanan kadınlar, 500 milyon Sterlinin üzerinde olan geriye dönük haklarını alacak. Kadınlar bu sonuca mücadele ve grev silahıyla geldiklerini vurguluyor.
Kreşlerin, tüm ebeveynleri kapsayacak şekilde merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından ücretsiz bir şekilde sağlanması önemli.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















