Çalıştayı yaptık, sıra mücadelede
KESK Kadın Emeği ve İstihdamı Çalıştayı, 9-10 Kasım’da Ankara’da yapıldı. Hem yerel çalışmalara hem de çalıştaya katılım yüksekti. Kadınlar sunumları ve tartışmaları dikkatle takip etti.

KESK tarafından 9-10 Kasım tarihlerinde Ankara’da Kadın Emeği ve İstihdam Çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştayın ilk gününde ‘Geçmişten bugüne kadın istihdamı politikaları ve mevcut durum’, ‘Kadın istihdamına, iş güvencesine ve sosyal haklara dair uluslararası normlar’, ‘Kadın emeği ve istihdamındaki dönüşümün kamudaki biçimleri’, ‘Toplumsal cinsiyet istihdam ilişkisi’, ‘Ekonomik krizlerin kadın emeğine ve istihdamına yansımaları”, “Kadın emekçilerin örgütlenme, mücadele ve dayanışma deneyimleri” başlıklarında sunumlar yapıldı.

İkinci gün ise ekonomik krizin kadın kamu emekçilerine yansımaları ve mücadele olanakları, örgütlenme ve mücadele stratejileri, ne yapmalı, nasıl yapmalı başlıkları altında atölye çalışmaları yapılarak tamamlandı. Gerek sunumlar, gerek atölye çalışmaları bilgi ve deneyim aktarımı yönünden verimliydi.

İŞYERLERİNE YETERİNCE GİDİLEMEDİ

Çalıştay, yerellerde yapılacak atölyeler ve merkezi çalıştay olmak üzere iki aşamalı olarak planlanmıştı. Daha somut sonuçlar elde edilebilmesi için yerel atölyelerde, genel değerlendirmeler yerine her ilde ve işyerinde bu süreçlerin nasıl yaşandığına dair verilerin ortaya çıkarılmasının hedeflenmiş olması önemliydi.

Eylül ayının ilk haftasında sendikalara gönderilen konu başlıklarıyla birlikte yerellerde mümkün olduğu kadar atölyeler gerçekleştirildi. Bazı sendikalar şube şube, bazıları bölgesel düzeyde toplantılar yaparak hazırlandı.

Siyasi iktidarın kadınların kazanılmış haklarına yönelttiği saldırılar ve çalışma yaşamında hayata geçirmeye çalıştığı hak gaspları değerlendirildiğinde, bu süreçte böyle bir çalıştayın yapılması, krizin kadın emekçiler üzerindeki etkileri ve kamudaki dönüşümün tartışılması ihtiyaçtı. Ancak yerel hazırlıklar için belirlenen sürenin kısa olması, tartışmaların işyerlerine doğru daha fazla genişletilmesinin olanaklarını ortadan kaldırdı.

Kamuda istihdam şekillerinin değişmesi ve güvencesizliğin adım adım hayata geçirilmesi, keyfi ve liyakatsız atamalar, iş yoğunluğu, mobbingin yaygınlaşması nedeniyle genelde kamu emekçileri özelde ise kadın emekçiler yoğun baskı altında. İşyerlerinde kadın emekçilerin maruz kaldığı haksız ve keyfi uygulamaların daha fazla açığa çıkarılması için çalıştay hazırlıklarının yaygın bir şekilde işyeri hedefli olarak hayata geçirilmesi, önümüzdeki dönem oluşturacağımız politikalar açısından da önemliydi.

MUHAFAZAKARLAŞMANIN ETKİLERİ

Ancak eksiklerine rağmen yerellerde yaptığımız çalışmada kadınların tartışmalara ilgi göstermesi, deneyim aktarımları, kadın çalışmasının yeniden gündem olması olumluydu ve işkollarının raporları bu tartışmalar üzerinden oluşturuldu.

Yürüttüğümüz çalışmada dikkat çekici noktalardan birisi, güvencesizliğin en önemli adımlarından olan kamuda yarı zamanlı esnek çalışma konusunda kadın emekçilerin kafa karışıklığı yaşadıklarının açığa çıkmasıydı. İş yoğunluğu, cinsiyet rollerinden kaynaklı yaşanan eşitsizlik, bakım yükümlülükleri, ev işleri gibi kadınların bütün yaşamını zorlaştıran etkenlerin, siyasi iktidar tarafından esnek çalışmaya rıza üretmek için kullanıldığına bir kez daha tanık olduk. Yine toplantılara katılan kadınlar muhafazakarlaşmanın etkilerinin işyerlerinde değişik biçimlerde hissettirildiğini belirttiler. Örneğin İstanbul’da Maliye biriminde bir kadın çalışanın açık giydiği gerekçesiyle mükellef tarafından şikayet edilmesi, görevde yükselme sınavlarında yapılan mülakatlara katılırken, kadınların kılık kıyafetlerine daha bir dikkat eder hale gelerek kapalı giyinmeye özen göstermesi, işyerlerinde mobbing çok yaygın olmasına rağmen yaratılan korku iklimi nedeniyle üstünün kapatılması ve sineye çekme tutumunun hakim olması gibi... Yine iş yoğunluğu, personel eksikliği ve performans ölçümü nedeniyle gönüllü fazla mesai yapma oranının arttığı ifade edildi.

KATILIM VE İLGİ YÜKSEKTİ
Yerellerde yapılan çalışmaların sonucu olarak merkezi çalıştaya katılım iyi düzeydeydi. Sendika toplantılarımızda ve eğitim çalışmalarımızda sıkça yaşadığımız, toplantıyı takip etmeme, yarıda bırakma gibi genel alışkanlıkların dışında bir tablo vardı. Kadınlar bütün sunumları dikkatle dinlediler.
Kadın istihdamına, iş güvencesine ve sosyal haklara dair uluslararası normlara ilişkin sunumda, Türkiye tarafından da imzalanan birçok sözleşmenin ayrıntısına yer verildi. Bu sunumdan sonra salondan en çok sorulan, bütün bu sözleşmelere uyulmadığı takdirde siyasi iktidara yaptırımın ne olduğu oldu. Çünkü sözleşmelerin isimlerinin ve içeriklerinin “güzelliğine” bakılırsa şimdiye kadar kadınların yaşamının da güzelleşmiş olması gerekirdi! Ancak sadece uluslararası sözleşmeler ve uyulmadığı takdirde verilen tavsiye kararlarıyla kadınların yaşamlarının değişmediğini, sadece ve sadece mücadelenin değiştirici güç olduğunu, kadınlar en çok da bugünlerde kendi yaşam deneyimlerinden biliyorlar.
‘EŞİT ÜCRET’ VE KAPİTALİZM TARTIŞMASI

“Ekonomik krizlerin kadın emeğine ve istihdamına yansımaları” ve “Kadın emekçilerin örgütlenme, mücadele ve dayanışma deneyimleri” sunumları üzerinden gerçekleşen, “eşit ücret” talebinin bir sınıf talebi mi, yoksa bir kadın talebi mi olduğu ve kapitalizmle ne yapacağız tartışması, bize bazı kavramları yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlattı. Aslında tartışma, toplumu sınıf kavramını temel alarak (Marksizm) analiz eden bir yaklaşımla, cinsiyeti temel alarak (feminizm) analiz eden yaklaşım arasındaki kıymetli bir tartışmadır ve en çok da sınıf örgütü olan sendikalarda gündeme gelmesi gerekmektedir. Bazı feminist kadınlar, tartışmayı bu iki kuramın kadın sorununa yaklaşımındaki farklar olarak görmek yerine, feminizme “ağır eleştiri” yapıldığı yönünde itirazlarda bulundular.

KOLEKTİF İŞİN KEYFİ
Her şeye rağmen, farklı bakış açılarının tartıştığı, fikren zenginleştirici bir çalıştay oldu. İkinci gün yapılan atölye çalışmalarına da katılım yoğun oldu. Konuşacak çok şey vardı, bu nedenle atölyelere ayrılan süre yetersiz kaldı. Ayrıca ilk günden itibaren, epeyce bir aradan sonra, yeniden kolektif bir iş yapmanın keyfine varıldığı hissediliyordu. Evet çalıştayı bitirdik. Şimdi sıra bu çalışmadan doğru sonuçlar çıkararak mücadeleyi örgütlemeye geldi. Kadınlar önlerinde biriken devasa sorunlarla ancak ve ancak örgütlü mücadeleyle başa çıkabilir.
İlgili haberler
KESK’in ‘Kadın Emeği ve İstihdam Çalıştayı’ başlad...

KESK’in düzenlediği ve iki gün devam edecek olan ‘Kadın Emeği ve İstihdam Çalıştayı’ bugün başladı.

KESK Kadın Emeği Çalıştayının ardından

Kadın işçiler, ‘eşit ücret’ talebinin öncüleri olmuşlar, olmaya devam ediyorlar. Bu talep ırk, ulus,...

Eğitim emekçisi kadınlar kendini güvende hissetmiy...

Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği, eğitim ve bilim emekçisi kadınların yoksulluğa, güvencesizliğe...