Ben Tuzla Organize Sanayi Bölgesinde çalışan metal işçisi bir kadınım. Evli ve bir çocuk annesiyim. Üç vardiya çalışıyorum. Vardiyalı çalışmak oldukça zor. Çünkü hayatımız çok düzensiz. Ne doğru dürüst uyuyabiliyorum, ne de eve ve çocuklara vakit ayırabiliyorum. Yaptığımız işin ağırlığı yetmezmiş gibi bir de haftanın 4 günü mecburi fazla mesaiye kalıyoruz. Bir tek pazar günleri izin yapabiliyoruz. O da ayda iki defa ve vardiyaya denk geliyor.
İzin günüm uykusuz bir şekilde evde temizlik yapmakla geçiyor. Hiçbir sosyal hayatımız yok. En basiti bir akrabanın düğününe bile gidemez durumdayız. “Peki aldığın ücrete değiyor mu” derseniz maalesef kıt kanat geçiniyoruz. Ben sadece bir işim var diyebiliyorum.
12 yıllık evliyim borcumuz hiç bitmiyor. Ev aldık, sürekli kredi ödüyoruz. Eşimle ikimizin maaşından eve kalan 300 lira ile geçinmeye çalışıyoruz. Hepsi borca gidiyor. Üç yıldır ne ben ne de eşim kendimize bir ayakkabı alabildik. Önceliği çocuğa vermeye çalışıyoruz ama onun da hiçbir ihtiyacını karşılamıyoruz.
Fabrikada bir çok işçi böyle yaşıyor. Hatta benden daha kötü durumda olanlar var. Benim kredimin bitmesine 5 yıl kaldı. En azından bir evim olacak. Aylardır evi tek başına geçindiren arkadaşlarım var.
Ama buna rağmen referandumda evet dediler. Bizim işyerinde referandum çok konuşuldu. Ben bir işçi olarak gidişatın daha da kötüye gitmemesi için hayır dedim. Benimle aynı durumda olup evet diyen işçilerin, neye evet dediklerini çok fazla bilmediklerini yakından gördüm.
Evet diyen işçilerle şimdi yapılan zamları ve kıdem tazminatını konuşuyoruz. Bir işçiyle şöyle bir diyalog geçti aramızda. Ben “Evet dediniz ne oldu memnun musunuz? Bak evet dediniz ve hemen peşinden tek güvencemiz olan kıdem tazminatlarımız elimizden alınıyor” dedim. O da “O kadarına yeltenemezler izin vermeyiz. Cumhurbaşkanımız buna izin vermez bunu yapsa yapsa FETÖ’cüler yapar. Biz nasıl 15 Temmuz’u durdurduysak kıdem tazminatına kim el uzatırsa kırarız o eli de” dedi. “Açıklamaları zaten Cumhurbaşkanı yaptı bari televizyon izleyin” dedim. O da “Ben hangi ara televizyon izleyeceğim kendimi eve zar zor atıp uyuyorum” dedi.
Bu bahsettiğim işçi gerçekten işyerinde bir haksızlık olduğunda hemen karşı duran mert bir işçi ama ne yaptıysak hayır dedirtemedik. Sosyal medyadan takip ettiği sayfalar genelde bordo berelilerin ve milliyetçi söylemlerin olduğu sayfalar. Ama kıdem tazminatına verdiği tepki görmeye değerdi. “Hadi bu yıl bizimle 1 Mayıs’a katıl, en azından kıdem tazminatımız için” dedim. O da kesinlikle katılacağını söyledi ve ekledi: “18 yıldır çalışıyorum kıdem tazminatımı kimseye yedirtmem.”
Neredeyse gece servisten eve dönünceye kadar söylendi. “Tek güvencemiz olan tazminat hakkını kaybedersek ne yaparız? Ben yapmazlar yapamazlar diye düşünmüştüm” diyen arkadaşıma, “Evet diyen işçi üç katı mücadele etmeli çünkü bu gücü ne yazık ki siz verdiniz” dediğimde ilk kez siyaset konuşurken kavga etmeden uzlaştık. Aynı safta olduğumuzu geç de olsa anlayan evetçi işçiyle beraber haklarımız için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız.
İlgili haberler
Bitmeyen çile gece vardiyası
Çalışma Bakanı kadın ‘işçiler gece vardiyasında 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz’ dedi. Peki bakan b...
Vardiyalı çalışırken haklarımız var!
Vardiyalı çalışma, özellikle de gece vardiyası, kadın işçilerin hem fiziksel, hem ruhsal hem de topl...
‘Makineden daha ucuz bir işçi' anlatıyor
Bir işçi kadın ne kadar da net özetliyor işçilerin durumunu: “İki yılda öğrendiğim bir çok şey var....
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.