Kamuoyunda “müftülüklere resmi nikah yetkisi” olarak bilinen yasanın geri çekilmesi ve boşanmada “arabuluculuk” dayatmasına karşı ekim ayı sonunda bir imza kampanyası başlatarak Batıkent Kardelen Mahallesi'nde kadınlarla buluştuk.

Görüştüğümüz kadınların çoğu ev kadını, emekli ya da işsiz kadınlardı. Girdiğimiz ilk sitede ilk uğrak yerimiz bir kuaför oldu. Saçını yaptıran bir kadına yönelip amacımızı anlatmaya başladığımızda kadın bizimle konuşmak istemezken, orada çalışan emekçi genç kadınla sohbet edip imzasını aldık.

Kapısını çaldığımız kadınların çoğunun yasanın yalnızca Müftülüklere Nikah Yetkisi kısmını bildiğini gördük. Bazı kadınlar bu nedenle önce imza vermek istemedi. Yasanın çocuk yaşta evliliklere, çocuk istismarına, evde doğumlarla çocuk ve kadın ölümlerine yol açacağını anlattığımızda ise çoğu kadın “o zaman biz de buna karşıyız” diyerek imza attı.

Medeni Kanun çerçevesindeki nikah akdine dinin karıştırılmasının, hukukta ikilik yaratacağını ve bunun boşanma, ev reisliği, miras gibi kadın mücadelesiyle kazanılmış pek çok hakkımızda kayıplara neden olacağını konuştuk kadınlarla. Nitekim boşanmada arabuluculuk tartışmalarının bu yasanın hemen ardından gündeme getirilmiş olması elbette tesadüf olarak görülemez. Çoğu kadın arabuluculuk gündeminden haberdar değil. Boşanmayı kadın açısından daha da zorlaştırıp, kadına şiddeti artıracağı için kadınların hepsi arabuluculuk uygulamasına karşı olduklarını söyledi.

İMAM İMAMLIĞINI YAPSIN MEMUR MEMURLUĞUNU

Yasanın dindar-laik kadın ayrımı ile kadın dayanışmasını zayıflatması ise kadınların ortak kaygısıydı.
Kadınlar olarak yaşadığımız baskı, şiddet, korku, cehalet ve daha nice olumsuzluğun üstesinden kadın dayanışmasıyla gelebileceğimizi biliyoruz. Bunu sağlamak için daha fazla kadına ulaşmaya ve bir araya gelmeye ihtiyacımız var.