AKP iktidarı son zamanlarda kadınların hayatlarıyla ilgili son derece önemli konularda Meclis’ten bir çok yasa çıkardı. Müftülere resmi nikah kıyma yetkisinden sonra şimdide karşımıza boşanmalarda arabuluculukla geldi. Kadınları fiziksel ve psikolojik şiddet karmaşasında yalnızlaştıran, erkeğe tabi kılan, biat eden bir profile sokmaya çalışan bir iktidar tam da böyle yasalar çıkarırdı herhalde. Ama AKP iktidarının en büyük bileşeni de ev ev sokak sokak gezen, hanımlar lokallerinde konuşmalar yapan kadınlar değil mi?
Tecavüz yasasına karşı AKP il ve ilçe binalarını basan AKP’li kadınlar neden bu yasalara uygulamalara karşı çıkmıyor? Neden bu uygulamaların hayatımızı bir çıkmaza sokacağını görmüyorlar? Bu konuyu daha iyi anlamamız için birkaç örnek vermek istiyorum, aynı fabrikada çalıştığımız kadınlardan.
Biz üç, beş kadın bir araya geldiğimizde hep kocalarımızı, sevgililerimizi çekiştiririz değil mi? Özellikle son zamanlarda işçi kadınların çoğunda eşi ya da sevgilisi tarafından hayatına çok fazla müdahale edildiği, kendi olma şansı vermediği, başlarda yaşanan kıskançlık olaylarını romantizm olarak görürken sonraları bu kıskançlığın kadını eve hapseden bir noktaya geldiği yönünde konuşmalar çokça oluyor. Bu konuşulanlar, kadınlar olarak neredeyse hepimizin yaşadığı, eşlerimiz ya da sevgililerimiz tarafından bize uygulan psikolojik şiddet, yer yer de fiziksel şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Ve bu memlekette eşi tarafından şiddete uğramayan kadın sayısı emin olun nerdeyse hiç yok.
BİR SONRAKİ KADIN CİNAYETİ FABRİKADAN ARKADAŞIMIZ OLMASIN DİYE
Neyse konumuza dönelim, içimizden biri Selma; henüz 30’unda bile olmayan genç bir kadın. 23 yaşında evlenmiş, eşiyle uzunca zaman görüşmüşler, tabiri caizse aşk evliliği yapmışlar. Ekonomik sebeplerden dolayı çocuk yapmamışlar. Erkeğin tek maaşı evi geçindirmeye yetmeyince Selma da bir metal fabrikasında işe girmiş. Bu karar evli çiftin birlikte aldığı bir karar. Bu arada evlendikten sonra 4 yıl kadar evde kalmış Selma. Ev temizliği, yemek, bulaşık işleriyle hayli vakit geçirmiş, hatta anlattığına göre bir ara yapacak iş bulamayıp temizlik işine o kadar çok kafayı takmış ki her gün camlarını bile siliyormuş. Tabii eşinin arada ‘romantik kıskançlıkları’ dışında çok da bir problemleri olmamış. Fakat Selma fabrikada işe girdikten sonra kocasının ruh hali de romantik kıskanç kocadan çıkmış ve “Seni öldürürüm, oraya gitmeyeceksin”e dönüşmüş. Bu bir anda olan bir şey değil, fabrikada Selma da biraz değişiyor. Fabrikadaki diğer kadınlarla birlikte ev ziyaretleri, vakit geçirmeler yani bir arkadaş çevresi oluşmuş. Kocanın ruh hali de; “Neredesin fotoğraf at! Servise bindin mi! Eve 4 dakika geç kaldın! Kiminle konuştun! Telefonun meşguldü! Yanında erkek mi var, erkek sesi geliyor (bu arada fabrikada 1000’e yakın erkek işçi var)! Düğüne gidemezsin gidersen gelir seni herkese rezil ederim! Ben seninle uğraşmam boşanmak istiyorum! Her şeyi kendi başına yapıyorsun zaten ben kimim ki? Seni fabrikaya, ailene herkese rezil edeceğim! Benim sözümü dinlemiyorsun!...” tehditler, psikolojik şiddet yer yer de fiziksel şiddet uygulamaya başlamış.Son 2 yıldır bu şekilde evliliğini sürdürmeye çalışıyor, kocası işten çıkarmasın diye kredi çekerek borçlanıyor ve araba alıyor Selma. Boşanmak istiyor, kocasının onu öldürmesinden korkuyor. Kocası evliliğinin düzelmesi için “İşten ayrılacaksın, arabayı satacaksın ve çocuk yapacaksın” diyor. Zaten bu kadar mahalle baskısına, ölüm korkusuna rağmen boşanmayı düşünen bir kadın, ki kadınlar evliliği sürdürmek için elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bir anda aklına esip de “Sıkıldım, boşanmak istiyorum” diyen kadın işçiye rastlamadım henüz. Boşanmanın zaten bu kadar zor olduğu bir ülkede bu kararı zar zor almış bir kadını bir de boşanmasın diye onu öldürmekle tehdit eden kocayla arabulucu önüne çıkartacak uygulama yapacak devlet. Çok garip ama AKP iktidarı resmen erkekler evlerde kadınları öldürsün istiyor gibi. Mutsuz aileler, şiddetle büyüyen çocuklar istiyor. Ve biz de bunlara göz yumuyoruz.
Teşhir etmeliyiz bu politikaları ve muhafazakar kadınları ikna etmeliyiz. Kadın örgütleri işçi sendikaları; gerekirse ev ev dolaşmalı ve dertlerimizi konuşmalıyız ortak bir çalışma üretmeli ve birlikte hareket etmeliyiz, yoksa bu yasadan sonra kim bilir başka ne ile gelecekler karşımıza. Bu uygulamalar kadına şiddeti, tacizi, tecavüzü ve katliamları artıracak uygulamalar, bir sonraki kadın ölümü aynı fabrikada çalıştığımız bir arkadaşımız olabilir…
İlgili haberler
2016 Mayısından 2017 Mayısına, Boşanmaların Önlenm...
2016 yılının Mayıs ve Haziran ayı, kadınların Boşanmaların Önlenmesi Komisyonunun haklarımızı sıfırl...
Kadın ve çocukların aleyhine bir adım: Arabuluculu...
Adalet Bakanlığının açıklamasıyla tekrar gündeme gelen ‘boşanmalarda arabulucuk’ düzenlemesinin kadı...
Aile arabuluculuğu kadınları şiddete mahkum edecek
İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı olan arabuluculuk sistemi şiddete aile mahremiyeti kalkanı getirecek....
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.