DERGİMİZDEN

Bazı yavrular, masaldaki gibi bisküviden yapılmış bir evde semirtilmiyor da bir çalının dibinde cansız bulunuyor. Sesleri ovada yankılanıp duruyor: Tın tın kabacığım, beni dağlarda bırakan babacığım…

Unutmayalım, farkına varıp da gücümüzün neleri değiştirdiğini, neler yarattığını hatırlayalım diye bu yılın mücadele deneyimlerinden öne çıkanları hatırlatıyoruz.

Ekmek zammı önemli! Bir devri kapatan başka bir devir açan olaylara neden olan ekmek ayaklanmalarıyla dolu insanlık tarihi. Çoğuna kadınların öncülük ettiği…

Bir kantinde işçi olarak çalışan üç kadın birlikte kaleme aldı bu mektubu. İş kaygısı, çocukların gelecek kaygısı, geçim kaygısı, şiddet kaygısı… Soruyorlar: Nereye kadar korkuyla gidecek!

Geçinemiyoruz diyen süpürgeci kadın işçiler maaşlarının yüzde 50’sinin vergiye gittiğini, kaygıyla yaşayıp kaygıyla çalıştıklarını dile getirerek, genel grevin en doğru karar olduğunu söylüyor.

“Fabrikada kadınların çoğu ek iş yapıyor, çünkü geçinemiyoruz. Gündeme atılan 3500 gibi bir para hiç kimsenin karnını doyurmaz. Bizim nasıl geçineceğimizi milyon dolarlarla oynayanlar belirliyor.

'Sendikalaştıktan sonra direkt kadınlara yönelik çeşitli kısıtlamalar gelmeye başladı. Bunlar aslında yüzde 80’i kadın işçilerden oluşan bir fabrikada direkt kadınları hedef alan yasaklar.'

25 yıllık işçi Gülsel her sektörde çalışmış. Sendikalaşma deneyimi de yaşamış, baskının en ağırını da. Onu en çok verdiği emeğin değer görmemesi öfkelendiriyor. Tek amacı var; haklarıyla çalışmak!

Adana’dan Ayşe’nin güldüren maceraları devam ediyor. Ayşe’nin çok mühim bir görev için acil güvenilir tamirciye ihtiyacı var! Neden mi? Buyurun buradan yakalım…

Yaşlı annesiyle bir başlarına geçinemiyorlar. Sözün ucundan tutan AKP’li eniştesi de veryansın ediyor geçim derdine. Hepsinin dilinde ‘böyle gitmez’ sözü, asıl soru hala duruyor, peki ne yapacağız?

‘Yağım mağım hiçbir şeyim yok. Kemik için birçok yeri dolaştık, iki tane alabildik. Evde herkes birbirini yiyor. Elektrik faturası çok gelecek diye kavga edip duruyoruz. Artık yeter bıktık.’

Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesinden de kadınlar çalışma ve yaşam koşulları, sağlıklı üreme hakkı için sokağa çıktı taleplerini haykırdı.

Satı, Leyla ve Aysun, İstanbul’un İkitelli bölgesinde yaşayan ve Türkiye’deki pek çok kadın gibi bu sorunlarla başa çıkmaya çalışan kadınlar. Ne olsaydı yaşamları daha iyi olurdu?

‘Et yüzü göremiyoruz. Önceden 1 tavuk alıyorduk, şimdi onu da yapamıyoruz. Herkes öyle, ben yalnız değilim.’

Yaşananların olumsuz gelişmelerin hayatımıza etkilerini, nasıl yansıdığını, derneğimize yardım almaya gelen etrafımızda yer alan daha önce AK Partiye oy vermiş kadınlarla konuştuk.

Yanlış bilgi, ücretli olması, testlerin anonim yapılmaması kadınların HPV aşısı olmasının da önüne geçiyor, kaygı da yaratıyor.

Yaşadıklarım ağır ve yaşayacaklarım de öyle olacak gibi duruyor. Ama ben Ekmek ve Gül’ü takip ettiğim 2 yıllık süreçte öğrendim ki kadın dayanışmasının aşamayacağı hiçbir şey yok.

Filmi izledikten sonra bugün çalışma ve yaşam koşullarımıza baktığımda mücadeleden asla geri durmamam, durmamamız gerektiğini bir kez daha gördüm.

‘Görev tanımı olmayan mesleğime her gün tanımsız görevler ekleniyor. Arkadaşlarıma sesleniyorum: Yanınızda çakmağınız olsun. Sizden de isteyebilirler. Hizmette sınır yoktur ve yüzünüz hep gülsün.’

“Ülker Abla, kendi ütülediği takım elbiseyle iyi hal indirimi alacak o kocaya kafa tutandır! Ülker abla kimliksiz kadınların kimliğidir…”
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.