Rojin Kabaiş doyasında DNA’ların alındığı yerler neden 1 yıl sonra rapora eklendi?
“İntihar” denerek üzeri örtülmeye çalışılan Rojin Kabaiş dosyasında bu bilginin bu kadar uzun süre sonra rapora eklenmesine kadın örgütleri, milletvekilleri, barolar tepki gösterdi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş soruşturmasında yaklaşık bir yıl önce bulunan DNA örneklerinin vücudun göğüs ve vajina bölgesinde bulunduğu bilgisinin soruşturma dosyaya girmesinin ardından cinsel saldırı ihtimali ortaya çıktı. “İntihar” denerek üzeri örtülmeye çalışılan Rojin Kabaiş dosyasında bu bilginin bu kadar uzun süre sonra rapora eklenmesi tepkilere sebep oldu. 

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı ve ailenin avukatı Nahir Eren, İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin 1 Kasım 2024 tarihli raporunda iki farklı erkeğe ait DNA örneklerinin Rojin’in bedeninin neresinden alındığını tüm eküvyonlar kimliklendirildiği halde belirtilmediğini ve sonuçta “örneklerden şüpheli bir bulgu tespit edilmediği” kanaatine varıldığını belirtti.
Eren, ısrarlı talepler sonucunda 10 Ekim 2025 tarihli raporda bu maddenin düzeltildiği ve DNA örneklerinin Rojin Kabaiş’in bedeninin neresinden alındığının belirtildiğini söyledi. Adli Tıp Kurumuna “DNA örneklerinin sternal ve intra vajinal bölgeden alındığını bildiğiniz halde raporunuzda ‘maktulün bulunduğu yerden otopsi yerine sevki sırasında olabilecek bulaş riskine’ sadece dikkat çekmeniz tıbbi açıdan ne kadar gerçekçi? Sadece bulaş olasılığına odaklanıp DNA örneklerinin bulunduğu bölgeyi ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığına yaklaşık 10 ay boyunca tüm ısrarlı taleplere rağmen bildirmeyerek soruşturmayı sürüncemede bırakarak etkisiz kıldığınızın farkında mısınız?” diye sordu.

Ömer Kabaiş: ‘İhmallerin sorumluları yargılansın’

Rojin Kabaiş’in abisi Ömer Kabaiş soruşturma sürecinde gerçekleşen ihmallere dikkat çekerken ihmallerden ve delil karartmalardan sorumlu kişilerin hemen yargılanmasını talep etti: “Arama esnasında geniş çaplı bir arama talep etmemize rağmen sadece göle yoğunlaştırıldı. Kardeşimin naaşı bulunduğu gün otopsi için götürüldüğü Adlı Tıp Kurumunda valinin ve emniyet müdürünün intihar olduğunu ısrarla söylemesi, bize dayatması, bizim intihar olmadığını, intihara herhangi hiçbir bulgunun olmadığını söylememize rağmen, birkaç gün sonrasında intihar algısını güçlendirmek adına kamuoyunu intihar olduğuna inandırmak adına yanlış haberler kamuoyuna medya yoluyla bildirilmişti. Bununla yetinilmeyip Rojin Kabaiş dosyasına bakan ilk savcı ise delilleri karartmak adına birçok ihmallerde bulunmuştur. Kardeşimin bulunduğu bölgede (Molla Kasım Köyü) tam naaşın bulunduğu bölgeyi gösteren kamera kayıtlarının alındığını ilk savcı bize sözlü olarak bildirmiş, sonrasında gelen savcıya sorduğumuzda böyle bir kaydın alınmadığını dile getirmiştir. İçi çürümüş olan Adli Tıp Kurumu iki erkeğe ait DNA olduğunu ve bunların hangi bölgelerden alındığını net olarak bildirmemişti. Kamuoyu baskısı ve Adli Tıp Kurumuna açmış olduğumuz suç duyurusunda 15 gün sonra DNA'ların bulunduğu bölgeleri bildirmiştir. Başta bulaş olma ihtimali üzerinden kamuoyunu oyalayıp soruşturmayı sürüncemede bırakmaya çalışan ATK kimleri koruduğunu açıklamak zorundadır. Yapılan bütün ihmaller delil karatmalar derhal dikkate alınmalı ilgili kişiler yargılanmalıdır.”

‘Delilleri gizleyenler hesap vermeli’

DEM Parti Van Milletvekili Gülderen Varlı, intihar algısıyla gerçeğin karartıldığını, delillerin gizlendiğini, faillerin korunduğunu belirtti. “Bir yıldır iki erkek DNA’sı ve son olarak bir kadına ait atletinde kan lekesi olduğu belirtiliyordu. DNA örneklerinin nereden alındığı açıklandı” diye DNA bulgularının üzerinden ne kadar süre geçtiğini hatırlatan Varlı, “Rojin’in ölümü yalnızca bireysel bir vaka değil adını bile duyamadığımız birçok kadının başına gelenlerle aynı sistematik sessizliğin ürünüdür. Biz susmayacağız. Rojin Kabaiş’in ölümünden sorumlu olanlar da, delilleri gizleyenler de adalet önünde hesap vermelidir. Onlar hesap verene kadar biz sormaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. 

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, “Cinsel saldırı şüphesini ortaya koyan rapor tam bir yıl sonra açıklandı! Bir yıl boyunca kim, neyi gizledi? Kim susturdu bu dosyayı? Kim korundu, neden saklandı bu gerçek? Bir kadının ölümü karşısında susan, delilleri gizleyen, raporları bekleten, failleri koruyan bu düzenin adı adalet olamaz! Rojin’in dosyasını kapatamayacaksınız!” ifadelerini kullandı.

‘Adalet sağlanıncaya kadar takipçisiyiz’

Star Kadın Derneği, Rojin için adalet sağlanıncaya kadar dosyanın takipçisi olacağını söyledi. Mimoza Kadın Derneği “Rojin Kabaiş dosyasında iki farklı erkek DNA'sı tespit edilmişti. Açıklanan rapora göre DNA'ların biri göğüs, biri vajina bölgesinde tespit edildi. Rojin'in bedeninde bulunan erkek DNA'larının kimlere ait olduğunun açıklanmasını istiyoruz!” dedi. 

İHD Genel Merkezi Kadın Komisyonu yaptığı açıklamada Rojin’in ölümünün en başından bu yana şüpheli olduğuna dikkat çekti: “Rojin’in ölümü en başından bu yana şüpheliydi. Kadın cinayetlerinin sistematik biçimde üzeri örtülen bu coğrafyada, erkek egemen yargı pratiği birçok kadın ölümünün yeterli şekilde soruşturulmasını engelliyor. Rojin Kabaiş’in yaşamını yitirdiği olayda da aynı tabloyla karşı karşıyayız. Ailesinin büyük çabaları, Van ve Diyarbakır Baroları’nın etkin takibi sonucunda, Adli Tıp Kurumu Rojin Kabaiş'in bedeninde iki ayrı erkek DNA’sı tespit etti. Biri göğüs, diğeri vajina bölgesinde saptanan bu bulgular, Rojin’in bir cinayete kurban gittiğini açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu somut deliller ışığında, soruşturmayı yürüten savcılığın olayı tüm yönleriyle derinleştirmesini, faillerin tespit edilerek adalet önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Rojin Kabaiş dosyası, yalnızca bir kadın cinayeti soruşturması değil; erkek egemen yargının kadınlar karşısındaki körlüğünü ifşa eden bir toplumsal yüzleşme dosyasıdır. Bu davanın akıbeti, şüpheli kadın ölümlerinin nasıl bir adalet sistemiyle karşılaştığının da göstergesi olacaktır. Biz insan hakları savunucusu kadınlar olarak, Rojin Kabaiş’in ölümünün tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını, faillerin cezalandırılmasını ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz.”

Rojin’e ne olduğunun üzeri nasıl örtülmeye çalışıldı? 

Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024'te üniversite kampüsündeki kız öğrenci yurdunda annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde markete gideceğini söyledi.

28 Eylül 2024'te Van Gölü sahilinde Rojin'e ait cep telefonu, kulaklık, kek ve bir şişe su bulundu.

Arama çalışmaları çok dar bir alanda, Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampüsü ve göl etrafında yoğunlaştı. Üniversitenin yanındaki Bardakçı köyüne arama çalışması genişletilmedi.

15 Ekim 2024'te Rojin'in cansız bedenini 24 kilometre uzakta, Van Gölü kıyısındaki Molla Kasım Köyü'nün sahilinde bulundu.
Soruşturmaya gizlilik kararı getirildi. Dosyaya getirilen kısıtlılık kararına avukatların yaptığı itirazların reddinde hiçbir gerekçe belirtilmedi.

16 Ekim 2024’te Baba Kabaiş, vali ve emniyet yetkilileriyle bir odada baş başa yaptıkları görüşmede kendisine "intihardır" dediklerini ifade etti.

Rojin Kabaiş’in cenazesinin bulunduğu yerle kaybolduğu yer arasındaki 24 kilometrelik mesafeyi nasıl kat ettiği sorusu yanıtsız bırakıldı. 

18 Ekim 2024’teki Van Büyükşehir Belediye Meclisi DEM Parti ve AKP grubu kadın üyeler, Meclis toplantısında intihar ettiği öne sürülen Rojin Kabaiş'in isminin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı hizmet binasına verilmesini teklif etti. Teklif, belediye meclisince oy birliğiyle kabul edildi. Binaya "Rojin Kabaiş Kadın Yaşam Merkezi" verilmesi yönündeki karar, onaması için gönderildiği Van Valiliği tarafından reddedildi. 

14 Kasım’da İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) gelen otopsi raporunda, ölüm nedeninin “suda boğulma” olduğu, darp veya cinsel saldırıya ilişkin bir bulgu olmadığı yer alırken, Rojin Kabaiş’in ölüm zamanına ve suda kalma süresine değinilmedi. Ayrıca “boğulma” tespitinin yapıldığı raporda, bu boğulmanın nasıl gerçekleştiğine dair bilgiye de yer verilmedi. Van Barosu’nun talebiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı, ATK’den Rojin Kabaiş’in ölüm zamanına ve suda kalma süresine dair ek otopsi raporu istedi.
Van Barosu ve Baronun Kadın Hakları Merkezi’nin talebiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı, ATK’den Rojin Kabaiş’in ölüm zamanına ve suda kalma süresine dair ek otopsi raporu istedi. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen ve 13 Aralık’ta savcılığa gönderilen ek raporda önceki rapordan elde edilen bilgilere değinildi. Baro, sorulara yanıt verilmemesi nedeniyle ATK’nin ek raporuna itiraz etti.  

ATK raporları avukatlarla paylaşılmadan yandaş medyaya servis edildi. Avukatlar o dönem verdikleri röportajlarda raporu almak için günlerce savcının kapısında beklediklerini söylediler.

Yandaş medya hesaplarından özellikle kısıtlılık kararına rağmen ve avukatların ulaşamadığı evraklara ulaşarak suda boğulma başlıklarıyla intihar algısı oluşturmaya yönelik birtakım paylaşımlar yapıldı.

Dosyayı çözüme kavuşturacak bilgilerin ek ATK raporunda yer almamasına Kabaiş’in avukatları itiraz etti. 

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan olmazken, 2025 yılı Ocak ayında dosyaya ikinci bir savcı atandı. 16 Ocak’ta aile üyelerinin ifadeleri yeniden alındı. Baba Nizamettin Kabaiş, Adalet Bakanlığı'na başvurarak dosyadaki eksikliklerin giderilmesini talep etti.

Eylül 2025’te Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinin talebiyle Rojin Kabaiş’in ölümünün aydınlatılmasını, etkin soruşturma yapılmasını isteyen sosyal medya gönderilerine erişim engeli getirildi. 

Van ve Diyarbakır Baroları, 25 Eylül'de soruşturmada "ciddi ihmaller" olduğu iddiasıyla Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulundu. İki baroya göre Adli Tıp Kurumu, Rojin Kabaiş'den DNA örneklerinin vücudunun hangi bölgelerden alındığına dair kritik bilgiyi açıklamadı. Barolar bu eksikliğin soruşturmanın seyrini doğrudan etkilediğini savunuyor.

ATK, 10 Ekim tarihli raporunda DNA iki farklı erkeğe ait tespit edilen DNA’nın göğüs ve vajina bölgesinden alındığı bilgisine yer verdi. 

Kadınlar sokağa çıkacak

Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonu çağrısı ile kadınlar, İstanbul’da 19.00’da Süreyya Operası önünde ve Eskişehir’de 13.00’de Kanatlı AVM önünde buluşacak. 

Fotoğraf: MA

İlgili haberler
Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş: Bütün kadınlar, çocuklar için adalet olsun

“Kadınlar şiddete maruz kalıyor, darbediliyor. Dosyalar karanlıkta kalıyor, failler ortada geziyor. Kadınlara şiddet uygulayanların kadınları katledenlerin mutlaka cezalandırılması gerek.”


Editörden