İÇİMİZDEN BİRİ

Divriği’de 12 kadın esnaf tarafından işletilen dükkanlarıyla bir ilki başardıklarını belirten kadınlar, ahilik geleneğini de yaşatıyor: ‘Biz açtıktan sonra bütün çay ocakları kadın oldu.’

Pazar gününü pazartesiye bağlayan gece işe gidecek olmanın getirdiği tatlı uykusuzlukla buluştuk petro kimya işçisi kadınlarla. İlk grevlerini anlatırken örgütlü işçiler olmanın gururunu taşıyorlar.

'Şiddetin her türlüsünü mübah ama bundan kurtulmayı ahlaksızlık olarak nitelendiren bir memleket düzeni içinde Figenlerin hayat hikayelerine sıkça tanık oluyoruz.'

Nilüfer derneğimize gelen, sokakta gördüğümüz binlerce kadından biri. Bir şekilde kurtulmuş, derneğimizle tanışmış ve şimdi dayanışmayla değişimin ve değiştirmenin bir parçası oluyor.

Çağla, zorlu hayat koşullarından sonra ayakları üzerinde durmaya, kızıyla ilgilenmeye ve yaşamaya çalışan bir kadın. Onun hikayesi, Türkiye’deki tüm işçi, emekçi kadınların hikayesi.
BELLEK

122 yıl önce, 7 Ağustos 1903'te Crimmitschau tekstil işçilerinin grevi başladı.

Ravensbrück Nazi kampı, sıradan kadınların nasıl işkencecilere dönüştüğünü gösteren korkunç bir örnek olduğu kadar kampta tutsak edilen kadınların hayatta kalmak için yürüttüğü mücadelenin de örneği.

1933’te Los Angeles’ta Rose Pesotta ile kadın terziler adil ücret ve çalışma koşulları için grev yaptı; bu direniş, kadın işçilerin sesini duyurduğu tarihi bir an oldu.

Bilimden sanata, birçok alanda kadınların katkıları görmezden gelindi. Geçmişin hatalarından ders almak, geleceği daha adil inşa etmenin anahtarıdır.

1973'te Pilma Tudor Pil Fabrikası'nda gerçekleşen ve 155 gün süren grev, kadınların yoğunluklu katıldığı ve örgütlediği bir grev olarak işçi kadın mücadelesi tarihindeki yerini koruyor.
MEKTUP

8 aydır zam bekleyen işçi isyan ediyor: “Biz 8 aydır zam bekliyoruz. Geriye dönük diye hava atıyorlar bir de. Peki ben yılbaşında ya da 2 ay önce alacağım gram altını şimdi alabilecek miyim?"

'Bizlere düşen sağlık emekçileri ile birlikte bu sömürü düzenine dur demek olmalı. Birlikte verilecek bir emek mücadelesinden başka çıkar yolumuz yok.'

'Çalışmak istiyoruz; fabrika kapıları kapanıyor, belediyeler olanak sağlamıyor, hükümet ise zaten biz kadınlar rahat için de yaşasın istemiyor, kendi cepleri dolsun diye o yasaları çıkarıyorlar.'

'Mezuniyet sahneleri aile yılı propagandaların değil; emeğimizin, özgürlüğümüzün ve özgür düşüncelerimizin alkışlandığı yer olmalı.'

'Yarı zamanlı çalışan öğretmenler, öğrencilerin gelişimlerini takip etmek, öğrenciyi desteklemek, rehberlik çalışmaları yapmak, veli-öğretmen iletişimi gibi konularda birçok sıkıntı yaşayacaklardır.'
DERGİMİZDEN

Kız kardeşim! Sen de bu çemberden nefes alamayacak duruma gelmeyi beklemek istemiyorsan, “Azıcık cam pencere açalım da cereyan yapsın” diyorsan Ekmek ve Gül’ü al, oku ve okut...

'Azıcık cam pencere açalım da cereyan yapsın' diyorsan Ekmek ve Gül’ü al, oku ve okut! Mücadelemizi büyütecek, bize nefes aldıracak cereyanı hep birlikte yaratalım!

‘Bugün faşizme geçit yok diyecek olanlar işçi sınıfının elde ettiği kazanımlarla birlikte yan yana gelmelidir.’

Dergimizin bu dosyasında TİS’lerin tarihsel oluşum sürecine, kadın işçiler açısından önemi ve kadınların mücadeleyle TİS’lerde kazandıkları haklara mercek tutacağız.

TİS’in aynı zamanda bir toplumsal hafıza, bir bilinç aracıdır. İşçiler bu sözleşmeler sayesinde sadece maaş değil, haklarının nereden geldiğini, nasıl kazanıldığını hatırlar.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.