DERGİMİZDEN

Pandemi, kısıtlamalar ve çocuklar: Oyunla aşılan sınırları keşfedelim!

‘Çocuklarımızdan sağlıklı birer yetişkine dönüşmesini bekliyorsak bugünün yetişkinleri olarak elimizi taşın altına koymamız gerekiyor.’

Artık yumruğu masaya vurma zamanı!

Kocaeli’den bir kadın, eşitsizliğin yansımalarına dair gözlemlerini kaleme aldı.

Ücretsiz izne çıkarıldım, evlere temizliğe gitmeye başladım

Pandemi bahanesiyle ücretsiz izne çıkarılan cam işçisi, devletten bir kuruş bile yardım alamayınca ‘bir daha asla yapmam’ dediği ev temizliği işçiliğine dönmek zorunda kalmanın acısını anlatıyor.

Kim bakacak bu çocuklara?

İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hemşire Özge Dülüstan Şahin kreş talebini dile getiriyor: Çalışmasak geçim sıkıntısı, çalışsak çocuğa kim bakacak?

Kanıksama, tepki ver!

Tepki ver ki insan olduğumuzu unutmayalım. Çünkü unutarak unuttuğumuz yerden tekrar vuruluyor ya da başkasının aynı mağduriyete maruz kalmasına zemin hazırlıyoruz.

Ayıp bizim çalışmamız değil, sizin kadınlara yaptığınızdır

Turizm işçisi Gülvahit: ‘Özellikle turizm sektöründe çalıştığımız için üzerimize damgalar yapıştırılıyor. İyi de size ne? Bu benim hayatım. Neden birilerine muhtaç yaşamak zorunda bırakılıyorum?’

Bizle gelen virüs fabrika işçisi eşimle gelmiyor

Hiçbir maddî destek görmedik, 17 günün sonunda çıkmış bizden helallik istiyor. Ben ev emekçisi bir kadın olarak hakkımı helal etmiyorum.

Kızımın bursuyla evi geçindiriyorum

Yarım yıldır evdeyim ve işsizim. İşsizlik maaşını sadece 8 ay aldım. Benim üniversitede okuyan bir kızım var, kızıma verilen burs ve yardımlarla geçinmeye çalışıyorum.

‘Kurduğum gelecek hayalleri ülkemin gerçeklerine uymadı’

‘Öğretmen oldum işe yaramadı. Yetmedi farklı bölümler okudum. Son noktada ben dört diplomalı, diğer diploması da yolda olan işsiz bir üniversiteliyim.’

Turizm işçisinin sorunlarına pandemi tuz biber oldu

Pandemi başlayınca da ücretsiz izin beklerken işten çıkarıldım. Tüm lokanta ve oteller kapalıydı ve hiçbiri eleman almıyordu. İşsizlik sigortasından yararlanamadığım gibi bize hiçbir destek verilmedi.

Söyleyişiyle var olan kadın: Dengbêj Gazin

Van’ın ilk kadın dengbêji olarak bilinen Gazin’in de dediği gibi ‘Kadınlar söylemiş erkeklere mahal olmuş’ olsa da Gazin, bu durumu tersine çevirmek için çabalayan ve söyleyişiyle var olan bir kadındı

Ekmek ve Gül Mayıs 2021 sayısı

Ekmek ve Gül'ün yeni sayısında kadınlar pandeminin onları içine sürüklediği yoksulluk ve işsizliği anlatırken buna karşı öfkelerini ve yan yana gelme çabalarını anlatıyor. İyi okumalar...

Hayatın aktığı her yerde…

Hayatımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeme mücadelemizin biriken öfkeyle birlikte değiştirici bir güce dönüşmesinin formülü açık…

Umutsuzluk salgınına karşı tek çare mücadele

Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, nakit ücret desteği işsizlik fonundan karşılanırken, iktidar ise Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervlerinin nereye gittiğinin hesabını veremez durumda.

Öfkeye yakışan umutsuzluk değil, örgütlü mücadele

Umutsuzluk ve öfke bir arada ne işe yarar? Öfke yakıp yıkabilir, evet ama ardında umutsuzluğun pusuda beklediği bir öfkeyle hayat yeniden kurulabilir mi?

Açlığa, yoksulluğa, yoksunluğa öfkemiz bilenirken…

Pandemiyle birlikte yoksulluğun da yoksulluğunu gören kadınlar… Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine yardım başvuruları artarken, hükümet patates soğan da dağıtsa bu yoksulluğun üzerini örtemiyor artık.

Çaresizliğin içinde bir çare arayışı

İşsiz kalmamak, aç kalmamak için Kovid olduğunu saklar durumda bugün emekçiler. Bu çaresizlik içinde bir çare arayan kadınlar ise şiddeti bir de ekonomik olarak yaşamakta…

1900’lü yıllardan farkı yok bugünkü sömürünün

Neredeyse 365 gün çalışıp bir hafta tatil yapamadan, hastalansak yeterli sağlık hizmeti alamadan ölüp gidiyoruz. Aynı 1900’lü yıllar gibi emeğimizin karşılığını alamadan sömürülüyor ve eziliyoruz.

73 yaşındayım, hâlâ çalışıyorum…

‘Bu ekonomik kriz hayatımızdan hiç gitmedi ama hayata bir şekilde tutundum. Hâlâ merdiven temizliğine gidiyorum, çocuklarıma ben bakıyorum.’

Ev işçisi Fidan: Kaybedecek bir şeyim yok!

İşsizliğin, yoksulluğun, çocuğunu besleyememenin yükü altında ezilen, her tür çareyi arayan Fidan, artık kaybedecek bir şeyinin olmadığını da söylüyor ve ekliyor: ‘Kaderimizi kendimiz belirleyeceğiz’