Kadınların işyerinde derdi çok, bu sorunlar karşısında mücadelede konusunda ise endişelerini paylaşıyorlar. Bin kişinin üzerinde çalışana sahip bir metal fabrikasında çalışanların büyük bölümünü kadınlar oluşturuyor. Sohbetimizde üç senedir fabrikada çalışan bir kadın işçi şunları anlatıyor: “Çoğu kadın bu fabrikaya başka bir ilden kaçıp gelip başlıyor. Boşanmış, iş bulmak zorunda olduğu için çalışıyor, çocuklarının okuması için mesaiye kalıyor gibi…”

10 SAAT ÇALIŞMAYA YARIM SAAT MOLA

Fabrikadaki pek çok durumdan memnun olmadıklarını belirten kadınlar, “Asgari ücret alıyoruz. İzin hakkımız var, kullandırmıyorlar. Zaten aldığımız ücret neye yetsin, her şey iki katına çıktı. 10 saat içinde sadece yarım saat molamız var ve biz hep banttayız. Orayı da bırakamıyoruz. Çok yoruluyoruz” diyorlar.

‘İNSANLAR KORKUYOR’

Memnun olmadıkları bu koşulları değiştirmek için neler yaptıklarını sorduğumuzda genç bir kadın işçi, “Bir araya gelmemiz, birlikte bir şeyler yapmamız gerekiyor ama herkes korkuyor. Bak mesela ben çok bir şey istemiyorum. Ben o bantta 1200 tane ev aleti üretiyorum. Ondan alabilmek benim de hakkım. Ama benim yaptığım ürünü bile dışarıda, 6 bin liraya satıyorlar. Nasıl alayım bu ücretle?” diye konuşuyor.

Diğer bir işçinin sözleri ise şöyle: “İnsanlar hem çok korkuyorlar hem de şefi kendisinden çok savunan da var. Birilerinin gözüne girip mesaiye kalmaya, birileriyle yakınlık kurup kendini bir yere aldırmaya çalışan çok. Ama sorsan bant şefini kimse sevmez. Mesela bizim bandımız bir gün 1200 tane çıkarmış, diğer bant 900 çıkarmış. Sonra bölüm şefi, ‘yapabiliyoruz’ diye bize resmen nefes aldırmadı. Kimse de bir şey diyemedi. Bir de bunun üstüne biz fazla, üretebiliyoruz diye ona prim vermişler.”
Başka bir kadın işçi ise “Bak, mesela geçen 8 Mart'ı fabrika içinde konuşuyoruz. Bize termos dağıtıyorlar. Kadınlar Gününüz kutlu olsun diyerek. Ve bu olay ilk defa oluyor. Onu yapacağına bize ücretli izin ver o gün de çalışmayalım. Ya da termosu ben de alabilirim kendi maaşımla. Alamayacağımız bir ürün ver” diye konuşuyor.

Görsel: Joshua Newton/Unsplash