Bu ülke kadınların yakıldığı, çocukların tecavüze uğradığı bir ülke olmasın
Eşi ve çocuğunun yüzünü naylon eriterek yakan erkek serbest bırakıldı. TKDF Başkanı Canan Güllü ‘çocuk yaşta evlilikleri özendirmek ve İstanbul Sözleşmesini uygulamamak buna zemin yaratıyor’ dedi.

Ağrı’da Ramazan İ, eşi M.İ.’yi darbettikten sonra naylon poşeti yakıp eriterek hem kadının hem 3 yaşındaki kızının yüzünü yaktı. Kadının 6 yıldır şiddet gördüğü ortaya çıkmasına ve korunma talebine rağmen gözaltına alınan Ramazan İ. ifadesinin ardından serbest bırakıldı. M.İ ve 2 çocuğu ise sığınmaevine yerleştirildi.

BİZİ ÖLDÜRMEDEN DEVLET YARDIM ETSİN
14 yaşında Ramazan İ. ile evlenen M.İ, evlendiği günden beri eşinden şiddet gördüğünü belirterek “6 yıllık evliyim. Evlendiğim günden beri eşimden şiddet görüyorum. Eşim benim çocuklarımın başına bir şey getirmeden, bizi öldürmeden devlet büyüklerim yardım etsin. Eşim naylon poşetle yüzümü, ayaklarımı yaktı. Çocuklarımı dövdü. Beni, gözümü yakmakla tehdit etti. Bugüne kadar çocuklarım için katlandım, ancak devlete sığınmak istiyorum” diye konuştu.

ERKEN YAŞTA EVLİLİĞE ONAY VEREN TARTIŞMALAR BU TABLOYU YAYGINLAŞTIRIYOR
M.İ’nin yaşadıklarını değerlendiren Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, bu yaşananın bir tesadüf olmadığına dikkat çekerek erken yaşta evliliklerin önünü açan düzenlemelerin bu tabloyu yaygınlaştırdığını vurguladı.

Erken yaşta evliliklerde kadının kendini koruyamadığını, şiddetin de yaygın olduğunu dile getiren Güllü şöyle konuştu: “Burada 14 yaşında yapılmış bir evlilik söz konusu ve bu kabul edilemez. 15 yaş altında ‘sevmek’ bile kabul edilebilir değil. 15 yaş altında olan insanlar, yani çocuklar duygularını hayata geçirebilecek, ileriye dönük bir karar verebilecek noktada değiller. Bu ülkede cinsel eğitim yok, deneme yanılma yoluyla, merakla giden bir süreç var cinsellik konusunda. Bu merakın arkasında giden çocuklar için de ‘sevdik’ bahanesinin arkasına kimse sığınamaz. Bu süreçte cehaletle atılmış adımların ardından tek çocuklu, 2 çocuklu dağılmış aileler ortaya çıkıyor. Aile kavramının ne olduğunu bilmeden, aile kurma kararı verme ehliyeti olamayan ama aile olmaya çalışmış bir sürü insanla karşı karşıya kalıyoruz.”

SAVCI İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE UYGUN DAVRANMALI
Sanığın serbest bırakılmasına da tepki gösteren ve yargılama aşamasında İstanbul Sözleşmesinin ilkelerinin yerine getirilmediğini vurgulayan Güllü, dava sürecine ilişkin şunları söyledi: “Şimdi savcının yapması gereken yargılamayı İstanbul Sözleşmesi'ne uygun olarak sürdürmek. Savcı öncelikle erken yaş evliliği nedeniyle suçlama yapmalı, ikinci olarak şiddet nedeniyle ve üçüncü olarak da çocuklara şiddet nedeniyle ile suçlama yapmalı. Devlet burada İstanbul Sözleşmesinden kaynaklı görevlerini savcı aracılığıyla yapmak zorunda.” Davalarda İstanbul Sözleşmesinin uygulanıp uygulanmadığını takip edeceklerini dile getiren Canan Güllü, “Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu olarak Türkiye’de İstanbul Sözleşmesinin maddelerini uygulamayanlar hakkında yasal işlem başlatacağız. Bu savcı sözleşmeye uygun davranmazsa suç duyurusunda bulunacağız. Emine Bulut davasında müdahilliği kabul etmeyen hakim hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Ve haklarımızın yok sayılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

DEVLET ‘ERKEN YAŞTA EVLENİLEBİLİR’ ALGISINI DESTEKLEMEMELİ
“Bu yaşananlar asla bir tesadüf değil” diyen Canan Güllü, yargı paketi ile birlikte bir kez daha gündeme gelen ve 2016 yılında Meclis Genel Kuruluna sunulan “kız çocuklarının tecavüz edenle evlendirilmesi durumunda af kapsamına alınmasını öngören yasa önergesini hatırlattı ve şöyle konuştu: “Bu yaşananlar 2016 yılından bu yana sürecin bir parçası. Dün yine Antalya’da sokak ortasında bir erken yaş evliliği yapılırken bir duyarlı gazeteci sayesinde engel olundu. 2016 yılında meclis gündemine getirilen ve kamuoyunda ‘tecavüz önergesi’ olarak gündeme gelen önerge sonrasında hızla arttı erken yaşta evlilikler. Türkiye, affı konuştuğu andan itibaren konunun başka boyutları da gündeme geliyor; ‘10 yaş-20 yaş arasında olursa şöyle olur böyle olur’ diye şeyler konuşmaya başlıyoruz. Bunları kimse kendi arasında konuşmuyor, medyada, mecliste her yerde konuşuluyor ve Türkiye’nin en ücra köşesine kadar bu tartışma ulaşıyor. 10 yaşında bir kızla evlenmek isteyen bir erkek de diyor ki ‘Yaparım, zaten devlet beni bulana kadar yaşını doldurur. Zaten bulduğunda da af var.’ Bu düşüncelerle yoluna devam ediyor. Bir devlet, bu algıyı desteklememeli.

TÜRKİYE, ÇOCUKLARINA TECAVÜZ EDİLMİŞ, ANNELERİ YAKILMIŞ BİR ÜLKE OLMAYACAK
Ekonomik krizle de birlikte şiddetin giderek arttığını ve vahşileştiğini vurgulayan Gülü, bir acil eylem planı hazırlanması gerektiğini ifade etti. Yargı Paketinde yer alan kadın düşmanı yasa değişikliklerini de kabul etmeyeceklerini söyleyen Canan Güllü şöyle konuştu: “Biz bu 25 Kasım’a şu kadar kadın öldürüldü, bu kadar çocuk istismara maruz bırakıldı söylemleriyle gitmek istemiyoruz. O yasalar o meclisten çıkmayacak, gerekirse biz de orada öleceğiz, orada elimizden gelen bütün eylemleri yapacağız ve biz kadınlar olarak bu yasaya onay vermeyeceğiz. Bu yasayı yapmak isteyenlere bir kez daha söylüyoruz; Türkiye, çocuklarına tecavüz edilmiş, çocukları, anneleri yakılmış, vahşice öldürülmüş, faillerin de tutuksuz yargılandığı bir ülke olmayacak. Sadece yargı paketi içerisinde gündeme gelen konular değil, medyada alakasız insanlar tarafından İstanbul Sözleşmesi hedef alınıyor, 6284 sayılı şiddetten koruma yasası hedef alınıyor. Tüm bunların karşısında olacağız.”


İlgili haberler
Vahşileşen şiddetin arkasında ne var, önüne nasıl...

Ülkede kadınlar için ölümün “olağan” biçimi neredeyse lüks. Giderek vahşileşirken bir yandan da sıra...

14 yaşındaki çocuk, kendisini istismar eden erkekl...

Arnavutköy’de 14 yaşındaki Suriyeli çocuğun, kendisini istismar ettiği suçlamasıyla tutuklanan erkek...

Çocuk istismarına evlilik affında bitmeyen ısrar

Bu yargı paketi kadınların hayatına ipotek koyma paketidir. Kızlar çocuk yaşta evlendirilecek, istis...