Bakanlık 25 Kasım genelgesine dair ‘kamuoyu yanıltılıyor’ dedi: Genelge kadınlara ne söylüyor?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığınca yayımlanan 25 Kasım genelgesine yönelik tartışmalara dair açıklama yaptı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığının 25 Kasım’da yayımladığı genelgeye dair çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı. Resmi Gazete’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Cumhurbaşkanlığı, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele isimli bir genelge yayımlanmış, bu genelgede kanıta dayalı politikaların geliştirileceğine dair ifadelerine yer verilmiş, töre cinayetlerine yönelik özel tedbirlerin alınmasını öngören 2006/17 Başbakanlık genelgesi bu yeni yayımlanan genelgeyle iptal edilmişti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, yaptığı açıklamada 6284 sayılı Kanun’da bir değişiklik yapılmadığını belirtirken medyada yer alan tartışmalara dair “Söz konusu genelge hakkında kamuoyunu yanıltmak amacıyla ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.” ifadelerini kullandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadına yönelik şiddeti siyaset üstü bir mesele olarak ele aldığını vurgulayan açıklamada medyadaki tartışmalar art niyetli bulunurken, kaldırılan genelgeye dair bir açıklama yapılmadı.

YENİ GENELGE KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DAİR NE DİYOR?

Cumhurbaşkanlığının yayımladığı 17 maddelik genelgede “kadına yönelik şiddetin önlenmesi; çok yönlü, bütüncül bir yaklaşımı ve toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesini gerektirmektedir” denmesine rağmen 2006’da yürürlüğe girmiş olan “Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler” isimli 2006/17 sayılı Başbakanlık genelgesinin yürürlükten kaldırıldığı ifade edildi. 2006/17 sayılı Başbakanlık genelgesi, namus cinayetlerinin önlenmesi için özel tedbirler içerirken, genelgede kadına ve çocuğa yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi için detaylı politikalar yer alıyordu.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ İZLEME KOMİTESİ DEĞİŞTİRİLDİ

2006/17 sayılı Başbakanlık genelgesi ile düzenlenen Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesinin ismi ve katılımcıları da yeni genelgeyle değiştirildi. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu olarak değiştirilen kurul, artık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başkanlığında; TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanları ve Diyanet İşleri Başkanı, Gençlik Spor, Hazine ve Maliye Bakanı gibi bakanlıklardan ve başkanlıklardan kişilerin katılımı ile oluşturulacak. Bunların yanı sıra, üniversiteler bünyesindeki Kadın ve Aile Çalışmaları Merkez Müdürleri ve “ilgili sivil toplum kuruluşları başkanları” da dahil olacak. Kadına Yönelik Şiddeti İzleme Komitesi ise, Adalet Bakanı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ve İçişleri Bakanı’na ek olarak, sivil toplum kuruluşlarını da içine dahil ediyordu.

Kurulda kadına yönelik şiddeti önleme ve kadınları güçlendirme noktasında sahada çalışan kadın örgütlerinin kurula dahil edileceği açıklıkla ifade edilmedi. Komisyona katılacak “ilgili sivil toplum kuruluşları başkanları” ibaresinin açıkça ifade edilmemesi, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda deneyimi ve yeterliliği olmayan çeşitli dernek ve kurumların bu komisyona dahil edilebilme ihtimalinin önünü açıyor.

‘KANITA DAYALI POLİTİKA’ NE DEMEK?

Genelgenin 6. maddesinde kadına yönelik şiddetle mücadelede “kanıta dayalı politika” oluşturulacağı belirtildi. Ancak “kanıta dayalı” ifadesi şiddeti önlemeye yönelik politikalar geliştirirken neyin kanıt olarak ele alınacağına ve hangi durumlarda kanıt talep edileceğine dair soru işareti yaratıyor. Mor Çatı’ nın Ağustos 2023’te yayımladığı “Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadelede Kolluk Uygulamaları” raporunda, şiddete uğrayan kadınların kolluk güçlerine başvurduklarında, “Darp raporu alması konusunda yönlendirme yapılmaması, fiziksel şiddet olduğu halde buna ilişkin işlem yapılmaması gibi” çeşitli sorunlarla karşılaşıldığı ifade ediliyor. Devlet bürokrasisinde yaşanan bu gibi sorunlarla birlikte düşünüldüğünde bahsedilen “kanıta dayalı” ifadesi muğlak bir durum yaratıyor.

KALDIRILAN 2006/17 SAYILI BAŞBAKANLIK GENELGESİ NEDEN ÖNEMLİ?

2006/17, töre cinayetlerini şiddetin en acımasız biçimi olarak değerlendiriyordu. Genelge “Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler” başlığına sahip olsa da genel anlamda kadın ve çocukların şiddetten korunmasına dair somut politikalar içeriyordu. Bakanlıklar başta olmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu, üniversiteler, yerel yönetimler gibi devletin farklı kademelerine sorumluluk yüklüyordu. Genelgede çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için özel bir bütçe ayrılmasından zorunlu eğitimin 11 yıla çıkartılmasına, hak arama süreçlerinin mağdur olan çocuk ve kadınlar için basitleştirilmesinden, sağlık kayıtları gibi kayıtların ücretsiz ve kolay erişilebilir sağlanmasına ve şiddeti önleme noktasında “toplumsal cinsiyet eşitliği” ilkesinin temel alınacağına dair somut öneriler ve uygulamalar yer alıyordu.

2006/17’de, “töre” kavramı karşısında toplumu bilinçlendirmeye yönelik aydınlatma faaliyetlerinin planlanması, Diyanet İşleri Başkanlığının “ataerkil zihniyeti” yansıtan söylemler kullanmaması, töre ve namus cinayetlerine dair sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve devletin birlikte programlar ve projeler geliştirmesi, yasalarda buna uygun düzenlemeler yapılması ve cinayetlerin önlenmesi için kadınların güçlendirilmesi gibi maddeler yer alıyordu.

ÖVÜNDÜKLERİ GENELGEYİ KALDIRDILAR
Genelge yayımlandıktan sonra gün içinde AKP Kadın Kolları temsilcileri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi. AKP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir İstanbul’daki basın açıklamasına katılarak, 2006/17 sayılı başbakanlık genelgesinin kaldırıldığı gün, “2005 yılında köklü bir Türk Ceza Kanunu düzenlemesi yaptık ve töre, namus gerekçesiyle işlenen suçların cezasını arttırdık” diye övündü.
Aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programına katılarak konuşma yaptı. Konuşmasında yayımlanan genelgeye işaret ederek, “2006 yılında yayımladığımız çocuk ve kadınlara yönelik şiddete ve cinayetlere karşı alınacak tedbirlerle ilgili genelgeyi, bugün yayımladığımız yeni bir genelgeyle güncelledik. Yeni genelgemizle kurduğumuz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulunun, Türkiye Yüzyılına yakışır faaliyetler yürüteceğine inanıyoruz” diye konuştu. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan 25 Kasım genelgesi yayımladı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ile İlgili Cumhurbaşkanlığı Gen...

Bu yasalar kimin ihtiyacı?

Yasaların oluşturduğu düzen her zaman toplumsal ihtiyaçla şekillenmez. Kimi zaman bu ihtiyaç, toplum...

Namus cinayetlerini tetikleyecek bir mahkeme karar...

Boşanmak istediği için öldürülen Nergis Yavaş’ın ölümüne ilişkin görülen davada mahkeme Yavaş’ın ‘ev...