Esenyalı Mahallesi
Tuzla-Pendik bölgesinin bir yanında zenginler yaşarken, diğer yanı yoksulların yaşam alanı. Nazife torunlarıyla, Sibel çocuklarıyla; pireli, fareli, karanlık evlerde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
‘Kutuplaşmaya son verebilmek için acil şekilde kadınların üzerindeki korku ikliminin dağıtılması ve birbirilerinin haklarına sahip çıkması gerekiyor.’
Bu masada yok yok! Gündemimiz bol: vergi kesintisi, bir işçi direnişinin öğrettikleri, toplu iş sözleşmesi deneyimi...
Çocukları ortaokulda okuyan velilerle her ay istenen deneme sınavı ücretlerinden, çocukların beslenmesine kadar birçok konuyu konuştuk.
Türkiye’de artan enflasyon ve zamlar çocukları da vuruyor. Esenyalı’da kadınlar, çocuklarını bir kuru ekmekle okula göndermek zorunda kaldıklarını söyledi.
Tuzla’da genç kadınlar yan yana geliyor. Birinin elinde kağıt, diğerinin elinde kalem, diğeri ise bilgisayar başında... Biri resim çizdi. Bir diğeri slogan buldu. Diğeri ise tasarımını yaptı…
Yeni yılda her şeyin fahiş zamlarla satıldığı memlekette kadınların marketleri dolaşıp en ucuzu bulma çabası da devam ediyor. Esenyalı Mahallesi’nden yoksulluk manzaralarını okuyalım…
Dört kadın, birçok ortak noktayla dört farklı hikaye: İşsiz kalma korkusu, çocukların bakım sorunu, eğitime ve sağlığa erişememe…
Pendik’e bağlı Esenyalı Mahallesi’nde yaşayan kadınların anlattığı ülkede yoksulluğun boyutlarını ortaya koydu. Kadınların ortak noktası ise muhtaç olmaları.
İstanbul Pendik’ bağlı Esenyalı Mahallesinde kadınlar Erdoğan’ın buzdolabı ve ekonomi söylemini tartıştı: “150 liraya hurda buzdolabı aldım, aylardır dolabım sebze meyve görmedi.”
Her yıl 8 bin çocuk istismara uğruyor. Yılda ortalama 17 bin istismar davası açılıyor. Bu davaların yüzde 45’i mahkumiyetle sonuçlanmıyor. Çocuklar evlendiriliyor. Böyle gelmiş, ama böyle gitmez…
Yıllarca şiddet gördü, her seferinde elinde darp raporuyla eve geri döndü. Son dayakta böyle olmadı, çünkü ona cesaret veren kadınlar vardı. İşte bir kadının dayanışmayla değişen öyküsü…
Hanima Kızıltaş’ın eşi inşaat işçisi. Bu süreçte ‘üç çocuğa nasıl bakacağız’ diye soruyor, ne kadar yorulmuş hissetse de dayanışmayı elden bırakmayan güçlü bir kadının cesaretle yazdığı bir mektup bu.
Zahide Kiper, Esenyalı Mahallesi’nde işçi kadınların salgın sürecinde yaşadıklarını yansıtıyor: İşçi kadınlar adaletsizliğin en derinini yaşıyor!
“Zaten şiddet gören bir kadın şimdi evde iki katı şiddet görüyor bu süreçte, kuşlara yem verdiği bahanesiyle dahi kocasından şiddet görüyor bir kadın.”
Çocuklarının okulunun deprem nedeniyle hasar görmesiyle başlayan destek arayışı Hanıma’yı Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile tanıştırdı. Hanıma, artık bambaşka bir kadın… Neden mi?
15 yıllık bir anaokulu öğretmeni soruyor: ‘Neden anaokulu öğretmenleri hep kadın? Neden üniversitede çok az sayıda erkek bu bölümü okumasına rağmen hep yöneticiler, müdürler erkek oluyor?’
Bir kez daha size neden oy verelim? Mahalleyi yaşanmaz hale getirdiğiniz için mi, kadınları güçlendirmediğiniz için mi, söz verdiğiniz halde kadınlar, gençler için sosyal alanlar açmadığınız için mi?
Elmas Çetintaş’ın, Pendik’te kızı ve oğluyla birlikte yaşadığı evi, adeta başına yıkıldı. Boşandığı kişinin isteğiyle, yasal hakları hiçe sayılarak evi yıkılan Çetintaş hiç kimseye sesini duyuramamış.
Yaşadığı şiddete ve devletin duyarsızlığına isyan eden Arzu Maharramova’nın eski eşi Kenan Karakurt gözaltına alındı. Aynı gün serbest kalan Karakurt Maharramova’yı yine ölümle tehdit etti.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.