Benim kurtulmam için cesaret verecek bir söz ve güven yeterliymiş
Yıllarca şiddet gördü, her seferinde elinde darp raporuyla eve geri döndü. Son dayakta böyle olmadı, çünkü ona cesaret veren kadınlar vardı. İşte bir kadının dayanışmayla değişen öyküsü…

Ben Dilek...  

4 yıl önce ailemin istemediği bir evlilik gerçekleştirdim. Çok sevdiğim ve çok sevildiğimi sandığım, fakat evlendikten sonra tanımaya başladığım, tanıdıkça hayretlere düştüğüm bir adamla karşı karşıyaydım.

İlk bir aydan sonra eşimin telefonunda gördüğüm cinsel içerikli videolar yüzünden tartışmaya başladık, fark ettiğimde gerçekten kullanıldığımı, kandırıldığımı ve çok değersiz olduğumu hissettim. Eski sevgilileriyle olan konuşmaları, onları sosyal medyadan her gün takip etmesi, uyarmama rağmen yapıyor olması beni artık son raddeye getirmişti. Beni şeytanlıkla suçlayıp, ‘inadına yapacağım’ deyip dövdü.

O günden sonra benzer şeylerle defalarca karşılaştım. Ailesi hiçbir zaman beni dinlemedi. Benim annesi gibi olmamı, onun gibi her şeye susup ezilmeyi kabul etmemi istiyordu. Evdeki hizmetçi garson da bendim, besleme sığıntı da... Devamlı beni sevmediğini, sığıntı olduğumu söylüyordu.

Hamile olduğumu öğrendiğim zaman çalışıyordum ve düşük tehlikesi geçirdim. Doktor tavsiyesiyle işten çıktım. Eşimin kardeşinin kumar borcunu ödüyorduk. Bütün takılarımı verdim. Ama benden annemin verdiği bileziği de isteyince, vermediğim için dayak yedim. Daha yeni doğum yapmıştım, bir haftalık lohusaydım. “Benim için bittin, işten de borcu ödememek için çıktın” dedi. Ertesi gün anneme telefonda anlatıyorken kapıyı kırıp içeri girdi ve saçlarımdan sürükledi. Beni dövmeyi bitirip ailesini aradı. Ailesi bana “Kadınsın susacaksın” dedi. Ben kan revan içinde kucağımda bir haftalık bebekle yine suçlanıyordum. Eşim yatağını ayırdı, ona sabahları kahvaltı hazırlamıyorum diye... Artık benimle kimse konuşmuyordu.

EVDE NE ÇEKTİĞİMİ BİR BEN BİLİRİM

Beni odasına almıyordu, cinsel videolar izlemeye de devam ediyordu. Bana “Seni sevmiyorum, seni aldattım, sen sığıntısın, beslemesin” diye hakaret ediyor ve durmadan şiddet uyguluyordu.

Aradan 2 ay geçti, ben çocuğumun işitme testi için hastaneye gidiyordum, testi geçemediği için de çok üzgündüm. İş arkadaşlarıyla buluşmaya çocuğu da alıp gitmek istedi. Sen de gel dedi. Ben gitmek istemediğimi söylediğimde yine tekme tokat dövdü ve gitti. Sonra sosyal medya hesabından gittiği yerden gayet mutlu fotoğraflar paylaştı. Kendini dışarıya karşı mükemmel göstermede onun üzerine tanımam. Herkesi kandırır, kendini güzel pazarlardı, ama evde ne çektiğimi bir ben biliyordum.

HER VERDİĞİM ŞANS, ŞİDDET OLARAK DÖNDÜ

Bir gün sosyal medyada ne kadar cinsel içerikli sayfa varsa hepsini takip ettiğini gördüm. Ona mesaj attım, “Utanmıyor musun bunları takip ettiğini arkadaş listen de görüyor” dediğimde bana “Ben erkeğim, bana 3 gün gülerler biter, ama sen o evden gideceksin” dedi. Ben de dayanamayıp birkaç parça eşyamı ve çocuğumu alıp babamın evine gittim. Ailesiyle birlikte bütün eşyalarımı kapının önüne koyup “Evi kapatıyorum, çabuk al eşyalarını” diye çağırdı. Boşanma davası açtım, elimde darp raporum, uzaklaştırma kararım ve kadınla yaptığı konuşmanın ekran kaydı vardı. Dava 6 ay sonraya atıldı. İlk 3 ay hiç görüşmedik, sonra aracılar ile çocuğu gösterdim. Benimle barışmak istediğini, artık değiştiğini söyledi. Ben de bir şans vermek istedim. İlk zamanlar çok iyi davrandı, ben de değiştiğini düşündüm. Ta ki telefonunda yine mesajlar görene kadar.

Kadının birine cinsel içerikli sözler yazmış. Ablasının arkadaşıyla olan çıplak fotoğraflarını ve kız arkadaşım dediği kişinin çıplak fotoğraflarını gördüm. Açtım ağzımı yumdum gözümü. “Beni rezil mi edeceksin…” deyip dövmeye başladı. Bacaklarımı kırmak istercesine vurduğu için 2 ay topallayarak gezdim. Saçlarımı tıraş makinesiyle sıfıra vurmaya çalıştı. Çok direndim ama bu aşağılayıcı duruma katlanmaktansa ölmek daha güzel geliyordu.

ARTIK KENDİ HAYAT MÜCADELEMİ VERİYORUM

İkinci kez barıştığımda daha çok dövdü. Komşular biliyordu ama kimse bir şey yapmıyordu.

Taşındık başka bir apartmana. Şiddet de taşındı bizle beraber. Bir gün beni yine döverken bir anlık boşluğundan yararlanıp kendimi üst komşunun evine attım. Komşum elinden aldı beni. Karşı binada oturan başka bir komşum polisi çağırmış. Ardından Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği başkanına haber vermiş. Derneğin başkanı polislerden önce geldi, bana telefon numarasını verdi. Eşim “Siz kimsiniz, ne kartı veriyorsunuz…” diye bağırıyordu. Ekip otosuna bindiğimde de eşim olacak kişi utanmıyor, hâlâ tehditler savuruyordu, ben utanıyordum. Karakola giderken dernek başkanı aradı. “Senin arkandayız. Bu adamı çekmek zorunda değilsin, yalnız değilsin. Beni mutlaka ara” dedi. Daha önce de defalarca karakola gittim dayaklar yüzünden, her defasında darp raporu alıp eve dönüyordum, üstüne bir de darp raporu aldım diye dayak yiyordum. Bu telefon konuşmasından sonra bana cesaret geldi. Komşum da bana “İstediğin kadar bizimle kalabilirsin, senin yanındayız. Kurtar kendini” dedi. Hem olayın şokundaydım hem de bu duyduklarım gerçek mi diye düşünüyordum. Çünkü en yakınım olan ailemden bile böyle destek görmemiştim.

Bu sırada eşim olacak kişi beni arayıp “Benden şikayetçi olma, oturup konuşalım” dedi. Kurtulmam için bana destek veren kadınlar vardı artık. “Asla seni dinlemeyeceğim” dedim ve telefonu kapattım. İşlemleri halledip eve döndüm. O da çocuğu alıp babasının gitmiş. Bana “Hemen ayrılacağız bir an önce davayı aç. Çocuk bende kalacak” dedi. Ben de tamam dedim. Dernekteki kadınlarla görüşmeye gittim, beni hemen kucakladılar. Ne ihtiyacım var diye sordular. Benim için avukat, psikolog görüşmesi ayarlıyor, anında yapıyorlardı. Bu yaptıklarını görünce bu ülkede “Böyle güzel insanlar kaldı mı, keşke daha önce tanısaydım” dedim. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Her türlü etkinliklerine, birlikte yürüttükleri mücadelelerinde ben de dahil oldum. Bana çok geçmeden iş buldular. Artık kendi hayat mücadelemi veriyorum.

O gün dernek başkanı ile karşılaşmam benim hayatımın dönüm noktasıydı. Benim yaşadıklarım bu toplumun kanayan yarası... Benim kurtulmam için cesaret verecek bir söz ve güven yeterliymiş. Ben bu güveni dernekteki kadınlardan aldım ve şimdi çok daha mutluyum. Kendi ayaklarımın üstünde durabiliyorum, kimsenin kölesi değilim. İnsan gibi yaşamak varken neden bu zulmü çekelim? Her şey birlik beraberlik ve dayanışmadan güç alarak değişebilir. Bunu ben yaşadım. Kimse çaresiz değil, yeter ki doğru adımı atalım.

İlgili haberler
Çocuğu koruyalım derken acizleştirmemek için yapac...

Cinsel istismarla ilgili mevcut yanlış inanışları yeniden üretmeden çocukların haklarını nasıl koruy...

Salgında artan şiddet, haklarımız ve taleplerimiz

Kadına yönelik her türden şiddetin artışına tanık olduğumuz salgın sürecinde, koşullar ne olursa ols...

Her seferinde yeniden doğrulup yürümeyi bilen Deni...

Hayatı elinden alınan bir kız çocuğu o. Oradan oraya sürüklenen hayatında yaşadığı tüm zorluklara ra...