İnsanların kendini her zamankinden daha çok güvensiz hissettiği bugünlerde bir araya gelememek, sarılamamak, güneşle hasbihal edememek canımızı oldukça yakıyor. Ama bunlardan çok daha önemlisi bırakın yarının ne olacağını bugünü, başımıza ne geleceğini bilmeden yaşamak zorunda olmak kaygısı en zoru. Hele ki bir de fabrikada, tekstil atölyesinde, hastanede, markette ya da üretimin herhangi bir alanında çalışıyorsak; bu dönemin maddi manevi adaletsizliğini iliklerimize kadar hissediyoruz.
‘EVDE EKMEK VAR MI UMURLARINDA DEĞİL’
Bir metal fabrikasında çalışan Ayşe’nin söyledikleri bize bu sürecin işçiler için ne kadar zorlu olduğunu daha da yakından gösteriyor: “Üç gün önce işyerinde hasta bir arkadaşımız çıkınca bizi eve gönderdiler ve bize ‘Biz sizi arayacağız’ dediler ve başka bir şey söylemediler. Arkadaşlarımızdan yarım maaş vereceklerine dair duyumlar aldık. Sonra da işten atmanın yasaklandığını duyduk, bunun anlamı da aslında işçinin ücretsiz izne çıkartılmasının yolunu açmakmış, sanırım bu durumu patronlar biliyordu ki arkadaşlar böyle şeyler duymuşlar. Kredi borcu, kira… Bu süreç uzarsa ne olur düşünmeden edemiyorum…”
600 kişilik bir metal fabrikasında çalışan arkadaşımız: “Bize en azından ‘şu kadar gün’ deselerdi başta memleketime giderdim, orada parasız da olsam daha rahatım, ‘Siz evinizde bizim emirlerimizi bekleyin’ diyorlar. Evde ekmek var mı umurlarında değil” diye anlatıyor halini.
İZİN SÖZ KONUSU BİLE DEĞİL!
Güzin’in eşi de gemi malzemeleri yapan bir fabrikada çalışıyor: “Mimarlara idari izin verilmiş sadece, işçiler ise tersaneye fazla iş gelmese de önceki verilmiş siparişleri yetiştirmek için çalışıyorlarmış, ‘Ücretli ya da ücretsiz izin söz konusu değil’ diyorlarmış. Olan yine emekçiye oluyor, siyasetçiler bu durumu kullanıp palazlanma derdinde. Kuzenim devlet hastanesinde sağlık emekçisi, ‘Koridorlarda bile hastalar yatıyor’ diyor ‘Malzeme eksikliği var, televizyonlarda başka ülkelere malzeme gönderiyorlar’ diyor bu nasıl bir şey anlamıyorum.”
‘EŞ DOST OLMASA İKİ YAKAMIZ BİR ARAYA GELİR MİYDİ?’
Hamileliği nedeni ile işten ayrılmak zorunda kalan bir eczane çalışanı arkadaşımız ise şöyle anlatıyor: “Çok riskli olduğu için mecburen erken ayrılmak zorunda kaldım. Doğum nisan ayının sonuna denk gelecek. Hastanelerin durumu ortada, bir sefer gidebildim muayeneye, üstelik eşim de bu Kovid-19 yüzünden gemideki işinden dönmek zorunda kaldı, eş dost olmasa iki yakamız bir araya gelir miydi bilmiyorum. Bebeğimi sağlıklı bir şekilde kucağıma alacak mıyım bilemiyorum, endişelerim her geçen gün artıyor.”
İŞÇİ AİLELERİN HALİ PERİŞAN!
Eşi özel bir şirketin kombi, tamir, bakım elamanı olarak çalışan Güler, “Senelik izinden kullandı eşim bir süre, şimdi de günde on yere gidiyorsa beşe düştü ev sayısı. Hasta olmayan evlere gidiyor ama bunu bilmekte zor tabii, kim biliyor ki ilk zamanlarda hasta olduğunu? Ama başka seçenek yok karşı çıksan olmuyor” diyor.
POZİTİF VAKA ÇIKAN FABRİKADA ‘GECE GÜNDÜZ ÜRETİM’ DİYORLAR
Isıtma sistemleri ile ilgili üretim yapan bir fabrikada çalışan Sibel de, “Hastaneye götürüldük iki kişide pozitif çıktı, bizleri iki hafta eve gönderdiler, fakat eve geldikten üç gün sonra birkaç arkadaş da hastalandı. Perşembe günü bizi işe çağırıyorlar şimdi, hem de fazla işimiz olduğunu gecede orada kalmamız gerektiğini söylüyor İnsan Kaynakları… Ben böyle bir şeyi kabul edemem, daha fazla hasta oluruz. Ne olacak, ne bitecek bilmiyoruz! Maaş durumları ne olacak bilmiyoruz; sağlık ocağına gidip rapor alan arkadaşlar var kesilmesin paramız hiç olmazsa diye ben de gideceğim, ne yapayım?” diye soruyor.
İşten atılma kaygısı yaşayan Sibel’e işten atmaların yasaklanmasıyla ücretsiz izinlerin önünün açılacağını ve devletin bu süreçte çok düşük ücret vereceğini hatırlatıyorum, bunun haksızlık olduğunu bu belirsizliğin kötü hissettirdiğini, işçinin düşünülmediğini söylüyor. Ve sohbetimizin sonunu şöyle bağlıyoruz: “Bütün bu yaşananlar öğretiyor ki birlikte olursak güçlüyüz.”
İlgili haberler
Salgınla artan ev işleri: ‘Normal’i de dehşetliydi...
İçinden çıkılamaz; çünkü aslında kadınların ev içlerinde halletmesi beklenen bu işler bireysel değil...
Emek Partisinden kadın raporu: Tüm zorlu koşullara...
Emek Partisi yayımladığı rapor ile bir aylık koronavirüs salgını sürecinin kadınlara nasıl yansıdığı...
Salgın bahane edilerek işten atıldı: Sadaka değil...
Bir yemek şirketinde çalışan 57 yaşındaki işçi kadın, salgın bahane edilerek işten atıldı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.