Meksika’da dikim işçisi kadınlara ne oldu
7.1’lik Meksika depreminin yıktığı binaların birinde, kayıt dışı çalıştırılan tekstil işçisi kadınlar yaşamını yitirdi. Henüz isimleri bile bilinmiyor.

Meksika’da, 320 kişinin yaşamını yitirdiği, 19 Eylül’deki 7.1 şiddetindeki depremde yıkılan binalardan biri de başkent Meksiko’daki 4 katlı bir binaydı. Bolivar Sokağı’ndaki 168 No’lu binadan çıkarılan cansız bedenlerin Meksika’nın yanı sıra Tayvan, Guatemala, Salvador, Honduras gibi ülke vatandaşlarına olması dikkat çekti önce. Sonra adı da Colonia Obrera (İşçi Kolonisi) olan semtte yaşayanlar, binada tekstil ve oyuncak atölyeleri olduğunu, buralarda da çoğunlukla kayıt dışı çalıştırılan ‘dikim işçisi göçmen kadınlar’ın bulunduğunu söylemeye başladılar.

ONLARCA KADIN İŞÇİ VARDI
“İçeride çalışan insanlar vardı, 100 kişi kadar, dikimcilerdi. İkinci, üçüncü kattakiler dışarı çıkamadılar, enkaz altında kaldılar” diyor Beatriz Padilla*. Binanın birkaç saniye içinde yıkıldığını da ekliyor. Beatriz’in evi binaya yakın, her sabah onlarca tekstil işçisi kadının aceleyle binaya girdiklerine şahit olduğunu, kadın işçilerin öğle yemeklerini evinin yanındaki küçük bir dükkanda yediklerini, çocuklarını ise yine yakınlardaki Simon Bolivar okuluna götürdüklerini anlatıyor.
Kurtarma çalışmalarına katılanlar arasında Georgina da var. Üç gün boyunca enkazda çalışan Georgina, kadın işçilere hergün bir çeşit gözleme diyebileceğimiz “quesadilla”lar satarak geçimini sağlıyordu.

HAYALET KADINLAR
Kimi haber sitelerine göre içeride dört ayrı yabancı firma vardı. İkisi tekstil atölyesiydi. Bazıları ise tek bir atölye olduğunu, diğerinin ise mağaza olduğunu yazdı.
Guatemala’nın Meksika Büyükelçisi Arturo Duarte Ortiz ise enkazda kayıt dışı çalışan Guatemalalı ve diğer Orta Amerika ülkelerinden işçi kadınların olduğunu itiraf etti, araştırmaların sürdüğünü söyledi.
Enkazdan cenazesi çıkarılan Çin, Tayvanlı kadınların ise oyuncak ithalatçısı firmada çalıştıkları ileri sürüldü. Enkazdan dikiş makineleri, kumaşlar ve kıyafetlerin yanı sıra Çince olduğu sanılan onlarca belge de çıkarıldı.
İlk kattaki atölyenin -kimi sitelere göre Meksikalı kimi sitelere göre ise Arjantinli bir Yahudi- 75 yaşındaki sahibinin de ölenler arasında olduğu belirtiliyor.
22 Eylül’de kurtarma çalışmalarına son verildiğinde, o ana kadar çoğu kadın 21 kişinin cesedi çıkarılmıştı. Ama haberlere göre sadece 5’nin kimliği belirlendi. Sinembargo.com sitesi, işçilerle ilgili haberinde yetkililere şöyle soruyordu: “Ölüler nerede? Kimlerdi? Hayalete mi dönüştüler?”
Birçok haberde farklı bilgiler yeraldığı için bir de Elizabeth’e ulaşıyorum. Elizabeth, Meksikalı bir üniversite öğrencisi. O da depremden etkilenen bir başka eyalet olan Morales’teki kurtarma, enkaz kaldırma ve depremden etkilenenlerle dayanışma çalışmalarına katılıyor. “Kentin Çalışma Sekreteri Amalia Garcia atölyenin kayıtlı olmadığını, deprem günü yaklaşık 100 kadın işçinin çalıştığını sandıklarını ve hiçbirinin iş güvencesi olmadığı söyledi” diyor.
Ayrıca kurtarma çalışmalarının ‘erken bitirildiği’ni düşünen gönüllü kadın ve erkeklerin yetkililere tepki gösterdiğini belirtiyor. Bunun nedenini ise “32 yıl önceki depremde San Antonia Abad’da tekstil fabrikası yıkıldığında 10 hafta sonra bir grup kadın sağ kurtarılmıştı” diye açıklıyor.
Bir konuda ise tam bir netlik hakim; tekstil işçisi kadınların akıbetini sorgulayan herkes, 32 yıl önce yaşananları hatırladı.


DİKİM İŞÇİLERİ MAKİNELERDEN DEĞERLİDİR
Tam tamına 32 yıl önce, 1985 yılında ve yine 19 Eylül’de, büyük bir deprem olmuş ve başkentte yıkılan 800 kadar tekstil atölyesinde, çoğu kadın, en az 1600 dikim ve tekstil işçisi yaşamını yitirmişti. Kadınların çoğu, patronlar atölyelerin kapılarını kilitledikleri için kaçamamıştı. Makinelerin ve yığılı kumaşların ağırlığının da, dayanıklı olmayan binaların yıkımını hızlandırdığı ortaya çıkmıştı.
Deprem, tekstil işçisi kadınların sınıfsal olarak da sarsmış, enkazdan işçileri değil makineleri, kumaşları ve kıyafetleri kurtarmaya çalışan patronları gören kadınlar, “Bir dikim işçisi kadın dünyanın tüm makinelerinden değerlidir” diyerek birkaç hafta içinde kendi sendikalarını, 19 Eylül Tekstil, Dikim, Konfeksiyon İşçileri Ulusal Sendikasını kurmuşlardı. Sendikanın ilk başarısı ise, ölenlerin yakınları için kazandıkları 500 milyon peso tazminat olmuştu.

AYDA 555 LİRA KAZANIYORLARDI
Binlerce kadın işçiyi örgütleyen sendika, uluslararası serbest ticaret anlaşmalarıyla ve neoliberal politikalarla sendikal örgütlenme zayıfladıkça küçülerek birkaç yüz işçiyi temsil edebilen, küçük bir örgüte dönüşmüş bugün. Akıbeti diğer sendikalarınkiyle benzer. 1992’de 8 bin üyesi varken şimdi 300 üyeden bahsediliyor. Bunda Meksika genelinde iş güvencesinin ortadan kalkmasının, kayıt dışı çalışmanın yaygınlaşmasının etkisi var. Ülkede 300 bin kayıt dışı tekstil işçisi bulunuyor.
32 yıl sonra Bolivar 168 No’lu bina enkazı altında kalan ve hâlâ kimlikleri ve sayıları konusunda netlik olmayan kadınların durumu ise kapitalizmin vahşiliğinden hiçbir şey kaybetmediğini ortaya koydu. Sendikaya göre kadın işçiler aylık 2 bin 800 peso kadar (yaklaşık 555 lira) kazanıyorlardı.

KURTARMA ÇALIŞMALARI SONA ERDİRİLDİ
22 Eylül’de, depremin kadınların oluşturduğu gönüllü yardım birliği olan “Feminist Birlik”in tüm direnişine rağmen devlet yetkilileri, Bolivar 168’deki kurtarma çalışmasına son verdi.
O andan sonra ağır iş makineleri enkaza girdi ve bir gecede enkaz ‘temizlendi’. Feminist Birlik’ten Patricia Barragan, eyaletin Çalışma Bakanıyla görüşme talep ettiklerini ve binada kaç kadın işçi olduğunun ve işyeri patronlarının kim olduklarının açıklanmasını istediklerini söylüyor.
Resmi yetkililer önce kadınları kurtarma çalışmalarına almak istememiş, sadece erkek gönüllüleri kabul etmiş. Ancak kadınlar direnince 20 kadar kadına ‘izin’ verilmiş.

‘ENKAZ OLAN HÜKÜMETTİR’ 
Önceki gün ise, çoğu kadın çok sayıda Meksikalı, enkazın etrafında yaşamını yitiren işçiler için ‘anma etkinliği’ düzenledi. Enkazın üzerine renkli kumaşlar serildi, çiçekler bırakıldı.
Sağda solda kalmış duvar parçalarına isyanlar yazıldı: “Enkaz olan hükümettir”, “Adalet!”, “Unutmayacağız” ve yeniden hatırlanan o söz: “Tek bir dikim işçi kadın dünyadaki tüm makinelerden değerlidir!”
19 Eylül Sendikasının çektiği belgeselde 32 yıl önce bir tekstil işçisi kadın şöyle demişti: “Aya seyahat etmek istemiyoruz, patronlar yasalara uysun istiyoruz!”
32 yıl sonra bugün -parası olana- aya seyahat mümkün ama kapitalizmi yıkıp enkazını kaldırmadan dikim işçisi kadınlara sömürülmeyecekleri ve ölmeyecekleri bir hayat mümkün değil.

* Haberdeki maddi bilgiler ve iddialar Meksika merkezli çeşitli haber sitelerinden ve “Aya seyahet istemiyoruz” belgeselinden derlenmiştir.

Kaynak: Evrensel

İlgili haberler
GÜNÜN İSYANI Tekstil işçisi bir okurumuzdan

"Kirli tuvaletlerden, kirli soyunma odalarından bıktık"

‘Makineden daha ucuz bir işçi' anlatıyor

Bir işçi kadın ne kadar da net özetliyor işçilerin durumunu: “İki yılda öğrendiğim bir çok şey var....

Tekstil işçisi Oya günde 12 saat makine pedalına b...

Tekstil işçilerinin şikayetlerinin başında bel, boyun ve bacak ağrıları geliyor. Uzun saatler oturar...