Mövenpick Otel’de çalışan Cenevre UNIA Sendikası üyesi kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde çalıştıkları otel önünde eylem yaptılar. Otelde temizlik elemanı olarak çalışan kadınlar, göçmen ve kadın olmalarından dolayı yönetimden baskı gördüklerini dile getirdi.

8 yıldır Mövenpick’te oda temizliği yaptığını anlatan Catherine, süpervizörlerden karşılaştıkları baskıları şöyle dile getirdi: “Günde 9 saat çalışıyorum, bebeğime ve aileme zaman ayıramıyorum. Şeflerim, bunun onların sorun olmadığını söylüyor. Ama bence biraz esnek olunmalı çalışan anneler için. Birçok işçi benim gibi hissediyor. İşimizi kaybetmemeye çalışıyoruz, çünkü o da çok zor.” Bu 8 Mart’ta, tüm kadın işçilerin çocukları için biraz daha fazla zaman ayırabilmelerini, şeflerin bunu anlamasını ve herkesin eşit çalışma koşulları olmasını diledi.

Daha önce Mövenpick’te çalışmış bir kadın işçi de arkadaşlarının eylemine destek için otelin önündeydi: “Asla şefinizin size kötü davranmasına izin vermeyin. Şefler bize çok iş veriyor ama bu böyle gitmez. Bizi makine sanıyorlar. Bence otelde çalışanlara saygı gösterilmeli. Yaklaşık 20 oda temizlikçisi var ve bazen kişi başı günde 20 oda düşüyor temizlik yapan işçilere. Çok fazla çalıştırılıyoruz ama üstlerimiz hiçbir zaman memnun kalmıyor. 8 Mart mesajım: Asla başkasına kendimizi suiistimal ettirmeyelim.”

İşçilerden Elena da günde 20 oda temizlediğini ve çok fazla işi çok hızlı yapmak zorunda kaldıkları için stres altında çalıştıklarını anlattı.

ÜCRET YETERSİZ, KOŞULLAR AĞIR

UNIA Sendikası Örgütlenme Uzmanı Camila Aros, oteldeki çalışma sisteminin işçileri güvencesizliğe ittiğine ve iş sözleşmelerinin buna yol açtığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Sıfır Saat Sözleşmeleri ile çalışma saatlerine göre ücretlendirme yapılmadığı için saat ücreti garantisi olmayan işçiler daha fazla sömürüye açık hale geliyor. İşverenin iş kaybının bedelini işçiler ödüyor, mesela şu an yaşadığımız koronavirüs salgını sebebiyle ortaya çıkan iş azlığının bedelini işçiler ödüyor. Ama aynı zamanda işçilerin yaptığı fazla mesailer için ücret ödenmiyor, işçilerin işe başlamadan önce veya iş sonrası giyinme zamanı iş saati olarak sayılmıyor ve ücretlendirilmiyor. Mola saatlerine dikkat edilmiyor, eğer iş yoğunsa, mola zamanları da çalışarak geçiyor.”

Çalıştırılan işçi sayısının yetersiz olduğunu söyleyen Aros, temizlik işçileri için işin ağır, yoğun ve stresli olduğunu dile getirdi: “Hafta sonu çalışan bir işçi aynı anda iki farklı iş yapabiliyor, her dakika koşuşturması her işe yetişmesi isteniyor, bir de şeflerin mobbingine maruz kalıyorlar ve hasta oluyorlar!”

İsviçre’deki koronavirüs vakalarının görünmesiyle alınan federal tedbirlerin patron tarafından manipüle edildiğini söyleyen Aros: “İşçilerin hastalığın olduğu ülkelere yolculuğunu yasaklıyorlar, eğer işçiler bu bölgelere yolculuk yapma kararını almışlarsa aylıkları ödenmiyor. Hastalığın yoğun olduğu ülkelere yolculuk yapmak federal konsey tarafından kesinlikle yasaklanmadı. Koronavirüs vakasında bile otelin sorumsuz davranışlarını gözler önüne seriyor…”

Aros, işçilerin taleplerini şöyle sıraladı: “Bütün çalışanlar iş sözleşmelerinin sabitlenmesini, haklarına saygı duyulmasını istiyorlar, çalışan işçi sayısı işin yoğunluğuna göre dengeli olsun istiyorlar.” Aros, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yaptıkları bu eylemin diğer amacının da en güvencesiz koşullarda çalışan kadınların görünürlüğünü artırmak olduğunu dile getirdi.

‘TÜM DÜNYA KADINLARIYLA DAYANIŞMA’
UNIA üyesi temizlik işçilerinin eylemine, Cenevre Albatros Kültür ve Dayanışma Derneği üyelerinden de destek geldi. Dernek üyesi kadınlar da bir gece önce yaptıkları gecede göçmen ve kadın olmaktan dolayı eşitsizlik yaşadıklarını aktarmış ve bunun çözümü için yan yana gelmek gerektiğini vurgulamışlardı. 8 Mart için bu mesajla hazırlamış oldukları “Gücümüz Birliğimiz!” pankartı Mövenpick işçileri tarafından da ilgi gördü. “Tüm dünya kadınlarıyla dayanışma” sloganı atıldı. İşçiler yaptıkları eylemden sonra, koşullarının iyileştirilmesi için tüm işçiler adına taleplerini otel yönetimine ilettiler.