Klüh’de direnen kadınları duydunuz mu?
Düsseldorf Havaalanının Klüh firmasında temizlik işçisi kadınlar günlerdir direniyor. Haksızca kapının önüne konan kadınların neler yaşadıklarını onlardan dinleyelim.

Düsseldorf Havaalanı terminalinde temizlikçilik yapan 168 Klüh işçisi “artık yeter” dedi ve grev başlattı. Aylarca işyerlerini korumak, en azından hak ettikleri tazminatı almak için sendikaları aracılığıyla görüşme yolunu denediler. Oluşturdukları komite aracılığıyla hem havaalanı içinde hem de dışında sorunlarını paylaşıp destek çağrısı yaptılar. Ancak ne Klüh firmasının ne de havaalanı yönetiminin uzlaşmaya yanaşmaması üzerine grev oylamasına gittiler ve çoğunluğun onayıyla grev başlattılar.

13 Aralık grevin ilk günüydü. Ezici çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler, hayatlarında ilk kez greve çıkmanın heyecanını yaşamaktaydılar. Taleplerini içeren pankartlar, niçin grev yaptıklarını anlatan bildiriler, üzerlerinde grev önlükleri ile yıllardır temizledikleri yerde, havaalanı terminalinde toplandılar. Togo, Kongo, Lübnan, Türkiye, Bulgaristan, Hırvatistan, Almanya kökenliydiler ama 11 yıldan beri bu işi yapan Selma’nın deyimiyle artık onlar bir aileydi. Beraber çalışmışlar, zorluklara katlanmışlar, kısa süre önce çalışma saatlerinin ücretleri kesilerek düşürülmesine karşı başarılı mücadele sürdürmüşler, şimdi ise beraberce işten çıkarılmışlardı. Yapabilecekleri tek şey ne pahasına olursa olsun mücadele etmekti ve yapıyorlardı da...

‘TEMİZLİKÇİLER OLMASA BURASI DOMUZ AHIRINA DÖNER’
“İşimizi istiyoruz, hakkımızı arıyoruz!” tek sloganları buydu. Sendikaları IG Bau’nun verdiği güçle başlattıkları greve Alman Sendikalar Birliği (DGB), Birleşik Hizmet sendikası (ver.di), Gıda Otel Gastronomi Sendikası (NGG) yanında SPD, Sol Parti ve DKP (Alman Komünist Partisi), DIDF, DIDF Gençlik ve Göçmen Kadınlar Birliği de destek verdi. Havaalanında sloganlar eşliğinde, bildirilerini dağıtarak yaptıkları yürüyüş sonrası hala çoğunluğu kamuya ait olan havaalanı yönetiminin denetleme kurulu toplantısının yapıldığı binanın önüne geldiler. Amaçları durumlarını, taleplerini anlatmak, ciddiye alındıklarını görmek ve destek istemekti. Polis ve özel korumaların barikatıyla karşılaştılar. İlk kez polisle karşı karşıya kalıyorlardı. Klara’nın dediği gibi, “ Ne vardı ki içeriye girseler, birkaç arkadaşları aracılığıyla dertlerini anlatsalardı? Ne olurdu denetleme komisyonu desteğini açıklasa, elimizden geleni yapacağız, temizlikçiler olmasa burası domuz ahırına döner dese?” Barikatları her şeye rağmen açtılar, binaya girdiler. Koruma ve polislerin karşı çıkışıyla yaşanan arbedede bazı kadınlar yere düştüler. Sızlayan, şikayet eden yoktu. Ayağa kalkıp ‘İşimizi istiyoruz!” demeye devam ettiler. Polisin sert tavrı ve sendikacıları uyarmasıyla dışarı çıktılar. Destekçilerin yaptıkları konuşmaları alkışlayarak, slogan atarak, onaylarını gösteren sesler çıkararak dinlediler. Özellikle SPD temsilcilerinin konuşması, ‘Tamam o zaman adım atın, lafla olmaz bu işler!” duygusuyla dinlendi. Denetleme komisyonunda yer alan sendika temsilcilerinin ‘elimizden geleni yapacağız” açıklamaları da onları teskin etmedi. Grev standının yanına döndüler ve greve devam ettiler.


GREVDEN BAŞKA ÇARE YOK
Greve katılanlardan Leyla şöyle anlatıyor duygu ve düşüncelerini, “Her yolu deneyerek masraflarını azaltmaya çalışıyorlar. Bazen işçi sayısını azaltarak, bazen çalışma süremizi kısaltıp paramıza el koyarak. Her ikisinde de daha hızlı çalışmamız, aynı işi daha kısa sürede bitirmemiz gerekiyor. Nasıl koşullarda çalıştığımızı resimlerle gösterebilirim. Tuvaletler girilecek gibi olmuyor, kısa sürede tertemiz yapmak zorundayız. Uyuşturucu bağımlıları bir kenarda yatıyor, şırıngaları toplamak bize düşüyor. Buna rağmen işimiz olduğu için, hele de tam gün çalıştığımız bir işimiz olduğu için her şeyi kabullendik. Şimdi ihaleyi alamadık bahanesiyle hepimize birden çıkış verildi. Yeni firma Dr. Sass, 1 Ocak’ta başlayacaktı, bugün grev kırıcısı olarak işe başladı. Elimizden geleni yapacağız. Grevden başka çaremiz yok.”

TAZMİNATSIZ KAPI DIŞARI
Eski Yugoslavyalı Krema ise 11 yıldır havaalanında çalışıyor, 4 çocuğu var; yaşamına onun sözleri ile devam edelim: “Eşimden ayrıyım. Benim kazandığımla geçinmek durumundayız. Birden işten attılar. Tazminat falan yok. Kabul edip olayı kapatmamızı istiyorlar. İşime dönmek istiyorum. Bu nedenle buradayım. İşimize dönmeyeceksek bari çalıştığımız yılların karşılığı bir tazminat versinler.” 

Burada çalışanların ezici çoğunluğu kadın ve birçoğu da göçmen. Onlardan biri de Lübnanlı Miriam:, “Eşimden ayrıyım, iki çocuğum var. Ne olacağız şimdi biz? Böyle şey olur mu? Önce çalıştır, sonra iş yok de ve at... Klüh büyük bir firma istese bize iş verir. Yoksa hak ettiğimiz tazminatı verir.”


Direniş alanında bekleyişlerini sürdüren Gineli Kabamana ve Kongolu Tabita da işten böyle kolayca atılmayı kabul etmeyeceklerini, meslektaşlarıyla beraber grevi sürdüreceklerini söylüyorlar.

‘TEMİZLİKÇİLER ÇALIŞMASIN DA GÖRSÜNLER’
Türkiye kökenli Nalan ise 27 yıldır Klüh’de çalışıyor. Bu firmada da 10 yıldır şöyle anlatıyor o da geçirdiği bu süreci; “6 bin Euro tazminat teklif ettiler hem de brüt 6 bin Euro. Önce çıkış verdiler bana, sonra geri aldılar, Henkel’de temizlik işi var dediler oraya gönderdiler. Gittim, oranın ustabaşısı bile ‘sen bu işi yapamazsın’ dedi. ‘Kabul etmedin’ diyecekler. Böylece suçu bize atacaklar. Yaşım ilerledi, işime burada devam etmek istiyorum. Tamam Klüh ihaleyi almadı ama Dr. Sass firması bizi haklarımızı öldürmeden işe alabilir. Bizi kim düşünüyor ki? Dr. Sass’ın temizlikçileri grevimizi kırıyorlar. Halbuki görselerdi bakalım temizlikçiler işe çıkmayınca burası nasıl oluyor. Kim ortalığı derli, toplu, temiz yapıyor. İşçiler arasında birlik olsa zaten böyle olmazdık...”


‘ÖNCE SAĞLIĞIMI ALDILAR, ŞİMDİ DE İŞİMİ...’
Emine ise 10,5 yıldan beri burada çalışıyor. Çalışma koşullarına değinen Emine, tazminat verilmemesine tepkili: “ Burada çok hızlı çalışmak zorundayız. Temizlik ilaçlarından derilerimiz mahvoldu. Sürekli aynı işi yapmaktan sırtımız, belimiz, kolumuz, bacağımız ağrıyor. Buna rağmen işimize devam etmek istiyoruz. Biz bir aileyiz. Beraber temizliyoruz, beraber önceki sorunlarımıza karşı bir şeyler yaptık. Şimdi de beraberce grev yapacağız. Bize işimizi versinler, en azından yıllarımızın karşılığı bir tazminat versinler.” Emine konuşurken Nuriye katılıyor söze, ellerini gösteriyor, “Bak ellerime, derilerim soyuldu, kızarıyor, kaşınıyor, kaşıntıdan yatamıyorum. Neden oldu bunlar? Adi deterjanlardan, hızlı çalışalım diye eldiven giymeden çalışmadan. Şimdi birkaç haftadır çalışamıyorum. Işın tedavisi görüyorum. Buna rağmen buradayım. Hepimiz bir olursak kazanırız.”

‘BURADA OLMASAM RAHAT UYUYAMAZDIM’
İlk kez greve çıkan Melek ise daha çok işçilerle dayanışmak için burada olduğunu şu sözlerle aktarıyor bizlere, “Ben kısa süreli sözleşmeli bir işçiyim. İşten atılanlarla doğrudan bir ilişkim yok. Ama buradayım. Dün bir arkadaş “yarın greve katılacak mısın” diye sordu. “Hayır” dedim, “benimle ilgili değil.” Sonra yüzüme baktı, “ertesi gece rahat uyuyabilecek misin” dedi. Eve gittim düşündüm. Uyuyamazdım. Bugün işte bu nedenle buradayım. İlk grevim ve hemen sendikaya üye oldum.

İlgili haberler
Almanya’da bina temizlik işçilerinin zam ve ücret...

Almanya’da temizlik işçileri ücretlerinin artırılması için mücadele ediyor. Almanya’da bu alanda çal...

Lüks otellerdeki ‘pislik’ halının altına süpürülme...

Almanya’da lüks otellerde çalışan temizlikçi kadınlar sömürülen emekleri için mücadele ediyor. En dü...

Çoğu kadın 168 temizlik işçisi işinden oldu!

‘Evde tek çalışan benim, çocuğum-hastam var. 10.5 yıldır burada çalışıyorum. Beni nasıl işten atarla...