GÜNÜN YOLCULUĞU: Milayalara sarılmış birkaç parça umut
Savaş yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalan yüzlerce Güney Sudanlı kadın yanlarına yalnızca milayalarına sarabildikleri birkaç kıyafetle düştü göç yoluna.

Güney Sudanlı 300 bin mültecinin yaşadığı, her geçen gün büyüyen yerleşim yeri Bidibidi. İsveç asıllı Alman fotoğrafçı Nora Lorek, buradaki ilk gününde bir kadına gelirken yanına ne aldığını soruyor. “Hiçbir şey” diye yanıtlıyor kadın, “yalnızca çarşafıma sardığım birkaç giysi.” Lorek defterine “çarşaf mı???” diye not düşüyor.

2011’de bağımsızlığını kazanan Güney Sudan’da 2013’te iç savaş başladı. 2016’da bir barış anlaşması suya düştü ve mülteciler çalışma, eğitim ve çiftçilik yapma izinlerinin olduğu Uganda’ya giriş yapmak için sınıra akın etti. Kimi ikinci, üçüncü, belki de dördüncü kez kaçıyordu ülkesinden. Ağustos 2017’de mülteci sayısı bir milyonu aşınca Uganda’nın misafirperverliği sınanmaya başladı.

Lorek çarşaflar hakkında sorular sorunca, Bidibidi sakinleri kuşlar, çiçekler ve başka nakışlarla süslenmiş kumaşlar olan milayalarını ortaya çıkarmış. Kadınlar bunları yapmayı annelerinden ve büyükannelerinden öğrenmiş. Bu çarşaflar yataklara serilir, duvarlara asılır ve sıklıkla çeyizlere koyulurmuş.

Çoğu mülteci için memleketlerinden geriye kalan tek şey olan bu milayalar, kıt kanaat da olsa geçinmenin bir yolu aynı zamanda. 38 yaşındaki Rose Jaun, Bidibidi’deki kadınların milaya dikip satabileceği bir kolektif kurmuş. “Bu bize sohbet edip düşüncelerimizi –ve de geliri- paylaşabildiğimiz bir alan sağlıyor,” diye anlatıyor Lorek’e. Altmış kadın haftada iki milaya üretiyormuş, ama piyasada kumaş sıkıntısı çıkınca yavaşlamak zorunda kalmışlar.


Bidibidi’de yaşayan kadınların çoğu hem kendi çocuklarına bakıyor, hem de başka çocuklara kol kanat geriyor. Çoğunun kocası ya öldürülmüş ya da savaşmak veya Güney Sudan’daki topraklarını korumak için geride kalmış. Her iki tarafın da barışı korumaya yönelik pek çok girişimi başarısız oldu ve eve dönmek mülteciler için artık çok uzak bir hayal gibi görünüyor. Bir anne Lorek’e şöyle demiş: “Bir başımıza burada kalıyoruz, çünkü barış olmadan eve dönmemize olanak yok.”

National Geographic dergisinin Nisan sayısında Nina Strochlic imzasıyla yayımlanan bu yazı aynen alınmıştır.


İlgili haberler
İsviçre’de bir göçmen: Madam boom boom

İskoçya’dan İsviçre’ye uzanan bir hikayenin başrolünde göçmen bir kadın: Madam boom boom. Parti üyel...

Türkiye'de mülteci kadın olmak

Ülkelerindeki savaş başta olmak üzere insanlık dışı yaşam koşulları yüzünden göç yollarına düşen mül...

GÜNÜN MESELESİ: Kadın, Göçmen, İşçi, Filipinli

Filipinli kadın işçilerin hikayeleri birkaç kıta ve birer okyanus kadar uzak görünüyor. Gerçekte ise...