BİR ‘AŞI MESELESİ’ (2) Aşı gerçekten otizme yol açar mı?
Aşı karşıtlarına göre ilaç lobisi aşıdaki Timerosal maddesinin otizme yol açtığına dair çalışmaların önünü kesiyor. Bu tespit bir skandallar zinciriyle çürütüldü. Ama '-mış'lar' tam gaz devam!

Aşı karşıtlarının en yaygın iddialarından biri olan aşıların otizme sebep olduğu iddiasını destekleyen tek bir bilimsel yayın yok. Ancak aşı karşıtları ilaç lobisinin tıp bilimini uluslararası ölçekte manipüle ettiğini ve kendi çıkarları doğrultusunda yayın yaptırttığını iddia ediyor. Bu iddianın da dayanağı yok elbette. Bunlara göre yeryüzünde bulunan tek bir bilim insanı kimyager, biyolog, enfeksiyon hastalıkları uzmanı hekim, yani tek bir kişi bile bu alanda çalışma yapıp yayınlamıyor, çünkü ilaç lobisi buna engel oluyor. İlaç lobisi kişi başına binlerce dolar tutabilecek tedavi edici ilaçlar yerine 40 dolara aşı satmayı tercih ettiği için gerçekten bu lobinin işine akıl sır erdirmek zor! Aşı karşıtlarına göre ilaç lobisi, aşı içeriğinde bulunan Timerosal denilen maddenin otizme yol açtığına dair çalışmaların önünü kesiyor. Ancak bu maddenin otizme yol açtığı iddiası aslında son derece saygın bir tıp dergisinde yayınlanan bir makaleye dayanıyor. Makale sadece 12 kişi üzerinde yapılmış bir çalışmanın sonuçlarını rapor eden bir yayın olmasına rağmen, tüm tıp dünyasına ve medya aracılığı ile geniş kitlelere duyuruluyor. İlaç lobisinin bu esnada basireti bağlanıyor herhalde. Daha sonra bu yayının temel bilimsel ve etik ölçütleri ihlal ettiğinin anlaşılması ile önce dergi yayını geri çekiyor, sonra yayında imzası bulunan 12 kişiden 10’u çalışmadan çekiliyor, daha sonra da yayın sahibinin hekimlik lisansı devleti tarafından elinden alınıyor. Anlaşılıyor ki, meğer yayın sahibi Andrew Wakefield o otizme yol açtığını iddia ettiği aşıya rakip bir aşı için patent almaya çalışıyor o dönem. Etik kurallarına göre gelişigüzel seçilmiş olması gerekirken, yayınlanan çalışmada üzerinde çalışılan vakaların 5 tanesi, aşı firmasına dava açan ve daha sonradan Wakefield’ın hangi akademik çalışmada harcadığını belgelemediği paralar aldığı anlaşılan bir avukatın müvekkillerinin çocukları. Bu da daha sonradan anlaşılıyor. Bütün bu skandallara rağmen aşılar ile otizm arasında ilişki olduğu iddiasına ilişkin komplo teorileri üretilmeye devam ediyor. Üstelik yaklaşık 15 yıldır aşı içeriklerinde Timerosal bulunmuyor. Otizme yol açtığı iddia edilen Timerosal maddesi artık aşı içeriğinde olmamasına rağmen her ne hikmetse otizmde bir azalma da olmuyor. Ama olsun, bana ne, yine de Timerosal otizme yol açıyor!

EVDE TV KARŞISINDA, ELDE TELEFONLA AŞI SORGULAMASI
Aşıların otizme yol açtığına dair hiçbir bilimsel dayanak bulunmaması bir yana, aşılar ile otizmin ilişkisizliğini ispatlayan onlarca da yayın yapıldı bilim dünyasında. Üstelik bu çalışmalar öyle birkaç çocuk üzerinde yapılmış şaibeli çalışmalar da değil. 500 bin, 28 bin, 1.8 milyon, 95 bin gibi rakamlardan bahsediyorum. Bilimsel yönteme uygun, yani Wakefield’ın çalışmasındaki gibi kontrol grubu olmayan ya da belli bir gruba mensup çocuklar arasından seçilmiş vakalarla çalışılmış yayınlar değil bunlar. Dünyanın en saygın tıp dergilerinde yayınlanan otizm ve aşı arasında ilişkisizliği raporlayan onlarca makale var. Bir yanda yüzlerce bilim insanının onlarca senelik eğitimi ve emeği sonucu elde edilen bilimsel bulgular, bir yanda evinde TV izleyerek ya da facebook başında sayfa ilerleterek bunları sözümona sorgulayan kimseler var. Gericiliğin zaferi tam da bu olsa gerek. Bizi bilimsel sonuçları sorgulamaya ve ama komplo teorilerine kulak vermeye davet eden bir ebeveyn ordusu var karşımızda. Bilimsel bilgiyi güya sorguluyor, yani aslında “yok, öyle değil galiba” diyor, ama internette ve TV’de duyduğu “aşılar otizm yapıyor-muş”, “çocuk felci aşısı çocuk felci yapıyor-muş”, “aşılar haram içerik içeriyor-muş”, “aşılar neslimizi kurutmak için İsrailliler tarafından yapılıyor-muş” iddialarına inanıyor. Ve diyelim ki etrafında, çocuğu aşıya alerjik reaksiyon göstermiş bir komşusu da varsa tamam, sorgulama orada son buluyor. Aşı yaptırmıyor.

‘YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE’ BU AKILLARI KİM VERDİ?
Bir de daha ziyade orta-üst gelirden, yüksek eğitim düzeylerine sahip alternatif tıpçı, alternatif beslenmeci, alternatif yaşamcı aileler var. Yüksek mühendisler, yüksek mimarlar, doktoralı kimyacılar, ABD’de okumuş tasarımcılar vesaire… Aşıların içeriğinde bulunan kimyasalların sağlığımızı bozduğunu söylüyorlar. Alternatif beslenme, örneğin et yememe, örneğin paketlenmiş gıda yememe, örneğin glutensiz gıda tüketme ile kendiliğinden bağışıklık sağlanabileceği ve bilimsel dayanağı olmayan şifacılık gibi, sülükle tedavi gibi alternatif tedaviler ile doğal bağışıklıkla yenilemeyen hastalıkların yenilebileceği türden fikirlerden bahsediyorlar. Yeryüzünden silinen hastalıkların aşı ile değil zaten insanlığın evrimi sürecinde doğal olarak silindiğini yani insanın bu virüsü doğal bağışıklık kazanarak yendiğini söylüyorlar. Örneğin şu an bizim aşılı çocuklarımızın onların aşısız çocuklarına hastalık bulaştıracağından korkuyorlar. Çünkü hastalık aslında toplumda doğal olarak yok ama bizler çocuklarımıza aşı yaptırarak zayıf virüsleri küçük bedenler aracılığı ile topluma yeniden ve yeniden sokuyoruz. Çocuklarını parka çıkarmayanlar var bu yüzden. Muz cumhuriyetinde yaşamıyor olsak devletin el koymasını isteyeceğimiz akıl hastası ailelerin çocukları. Gerçekten anlamak, tartışmak mümkün değil. Argüman gibi görünen bu iddiaların tamamı bir dizi çarpıtmaya dayanıyor. Sanki bilimselmiş gibi duran iddiaların tamamı aslında çöp. Aşı içeriğinde bulunan zararlı olma ihtimali olan –mesela alerjen- maddeler olabilir, ancak tüm tıbbi tedavi yaklaşımlarda temel alınan kâr-zarar hesabı aşı yaptırmak gerektiği sonucunu çıkarıyor. Ama bazı aşıları, grip aşısını değil mesela. Alerjik bünyeli bebeklerin aşı takvimi güncellenebilir, bazı aşılar ertelenebilir. Bu zaten yapılan bir uygulama. Zorunlu aşı takvimi kapsamında bağışıklığı sağlanan hastalıkların Hepatit B hariç tamamı tedavisi olmayan hastalıklar. Bunlar örneğin grip gibi, bronşit gibi doğal bağışıklık ile atlatılabilen hastalıklar değil, bilakis birçoğu, çocukları can çekişerek öldürecek ya da ömür boyu sakat bırakacak türden hastalıklar. Hemen herkesin çocuk felci ya da menenjit nedeniyle sakat kalmış 40 yaş üstü bir tanıdığı ya da en azından tanıdığının tanıdığı vardır; benim var. Günümüzde pek görmüyoruz, eski Türk filmlerinde görüyoruz. Nazım’ın şiirlerinde rastlıyoruz ama bizim çocuklarımızda yok. Yaygın aşılamanın sağlanabildiği günümüz koşullarında yok ya da yok denecek kadar az. Bilim dünyası bunu aşılar sayesinde hastalık yapan mikroorganizmaların eradike olması ya da eradike olmaya yüz tutması olarak yorumlar ve belgelerken, aşı karşıtları zaten doğal evrim sürecinde yok olacak aşıların da tesadüfen bu süreçte geliştirildiği ve doğal süreçten rol çaldığını iddia ediyorlar. Bu iddiaya tipik olarak, delil diye gösterdikleri, 1924-1994 seneleri arasında Kanada’da kızamık görülme verilerini içeren, üzerinde bilinçli olarak oynanmış bir grafik. Çalışmanın orijinaline ulaştığınızda, grafiği, gerçekte veri olmayan sene aralığını bulunduğu bölgede bir düşüş varmış izlenimi yaratacak şekilde boyayarak çarpıttıklarını anlıyorsunuz. Aşıların bulunmadığı zaman dilimine rastlıyor bu aralık. Olmayan bir düşüş türetiliyor. Bu zırva iddiayı destekleyecek başka da bir data vb. içerik de yok zaten piyasada. Buna rağmen ellerinde bulunan tek delilin süzme bir yalan olduğunu kendilerine söylediğinizde, entel aşı karşıtı ekip asıl sizden aşıların gerçekten de ölümcül hastalıkları yeryüzünden sildiğini ispatlamanızı istiyorlar. Ama bilimsel makaleleri, bu makale içeriklerinde yer alan yüzlerce istatistiki veriyi, aşı bileşeni ile virüs arasındaki kimyasal-biyolojik etkileşimlerin açıklanmasını delil olarak kabul etmiyorlar çünkü bu çalışmalar hain ve kötü kalpli ilaç lobisinin silah zoru ile yaptırdığı çalışmalar. Konu kilit. 

Yarın: Flash TV bilimselliğinde aşı karşıtlığı, yok biz almayalım!

İlgili haberler
Çocukları bahar hastalıklarından korumak için 8 tü...

Kışın ardından güneşi görmek hepimizi mutlu ediyor. Özellikle de çocukları… Ancak yeni mevsim sıkınt...

BİR ‘AŞI MESELESİ’ (1) ‘Aşı yaptırmıyorum çünkü...

Aşı yaptırmalı mı, yaptırmamalı mı? Dünyanın tartışması Türkiye'ye de sıçradı. Kimi inançtan, kimi '...

BİR ‘AŞI MESELESİ’ (3) Flash TV bilimselliğinde a...

‘Aşı oldu, hayatı zindana döndü, bakın neler oldu’ gibi heyecanla tıklayıp, içeriğinde saçma sapan b...