Kadriye anlatıyor: 'Bir işçi olarak neden Hayır diyorum?'
28 senedir çalışıyor, hala emekli olamadı. Metal Direnişi sırasında Federal Mogul fabrikasından işten atıldı. Kadriye, anayasa değişikliğine ilişkin kararının nedenlerini madde madde anlatıyor.

Ben 1991 yılında Kocaeli’de bir fabrikada işe başladım, onun öncesinde iki sene bir mühendisin yanında çalıştım. Bize sürekli “Staj dönemindeki sigorta başlangıç tarihiniz geçerlidir” dediler, biz de öyle bildik. Fabrikaya başladığım zamanlarda kadınlar 15, erkekler 20 senede prim doldurup emekli olabiliyordu. 1999’daki depremi fırsat bilip bir gecede emeklilik yaşını yükselttiler. O zamanki kanuna göre de bana 3 yaş vurmuştu. Sonra seçim döneminde AKP buna itiraz edip çalışanların haksızlığa uğradığını, hak edilmiş hakların geri alınamayacağını, iktidara gelirlerse eski düzenlemeye geçileceğini söyledi.

Sonra ne mi oldu? İktidara geldiklerinde bana 4 yaş daha vurdu. Toplam 7 yaş oldu. İşte ben de aldatıldığımız, haksızlığa uğradığımız için bu referandumda ‘hayır’ diyeceğim.

• Çalışma Bakanı “Bu kadar emeklinin maaşını verecek bütçe yok” dediği için ‘hayır’ diyeceğim.
• Bizler eskiden hafta tatillerinde, bayramlarda yaptığımız mesailerde 1×3 alırken şimdi 1×1 verildiği için ‘hayır’ diyeceğim.
• Yarın öbür gün bir gecede kaldıracakları ‘fon’ adı altında nereye gideceğini bilmediğim tazminatlarımız için ‘hayır’ diyeceğim.
• İşsizlik maaşı için işçilerden kesilen paraları işverenlere peşkeş çektikleri için ‘hayır’ diyeceğim.
• Her gün işsizlik rakamları yükseldiği için, işçiler işyerlerinde ağır koşullarda çalıştırılıp, hastalıkları meslek hastalığı sayılmadığı için ‘hayır’ diyeceğim.
• “Kadınlar çalıştığı için erkekler işsiz kalıyor” dedikleri için ‘hayır’ diyeceğim.
• Tüm kazanımlarımızın yavaş yavaş elimizden gittiğini gördüğüm için ‘hayır’ diyeceğim.
• İşçi direnişlerinde, grevlerde bizden yana değil sermayeden yana oldukları için ‘hayır’ diyeceğim.
• Kiralık işçi yasasını çıkarıp, bize mal muamelesi yaptıkları için ‘hayır’ diyeceğim.
• Emekçilerin ay sonunu getiremediğini, bankalara gırtlaklarına kadar borçlu olduğunu bildiğim için ‘hayır’ diyeceğim.
• İnsanları böldükleri hatta ve hatta meydanlarda bile ‘bizimkiler-ötekiler’ dedikleri için ‘hayır’ diyeceğim.
• Gecekondularda oturup çocukları şehit olan aileler yas tutarken, saraylardan alkışlayanları gördüğüm için ‘hayır’ diyeceğim.
• Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, şiddet, ayrımcılık, ötekileştirme arttığı için ve ben bunlara itiraz ederken terörist denilmeyi hazmetmediğim için ‘hayır’ diyeceğim.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bir hafta önce arkadaşım geldi Almanya’dan. “Çalışıyor musun? Emeklilik var mı?” diye sorduğumda, “Erdoğan bize hak tanıdı. Üç gün kendimi Türkiye’de sigortalı gösterdim, şimdi emekli maaşı alıyorum” dediğinde şok oldum. Neden mi? Ben 26 sene fabrikada, 2 sene mühendisin yanında çalıştığım halde emekli olamadım. Yaştan bekliyorum. Bu insanın Türkiye’de çalışmışlığı, vergi ödemişliği yokken o emekli maaşı alıyor, ben alamıyorum. İşte bu bile yeterli ‘hayır’ demem için.
Kısacası emekçi arkadaşlarım, ben elimi vicdanıma koyduğumda ‘hayır’ demem gerektiğini biliyorum ve şimdi hayır demezsem cumhuriyet, özgürlük, son kalan haklarımız da elimizden gideceği için, korkmadan ‘hayır’ diyorum. Emekçilerin bir araya geldiği zaman güçlerini göstereceklerine inanıyor ve o yıpranmış ellerinizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.


İlgili haberler
'Hayır' demek yeter mi?

Çalıştığımız hastanede, belediyede, fabrikada, okuduğumuz okulda, oturduğumuz mahallede tüm kutuplaş...

'Evet' dersen bir daha hiç sormayacaklar

Referanduma günler kala hala aklında soru işaretleri varsa, ya da 'evet' demeyi düşünüyorsan, 'evet'...

Yaz bunları! Kızarsa kocam kızar, ona da yemek ver...

Bu sözler Çekmeköy'de bir tekstil atölyesinden referandum tartışmasında Ezima'nın ağzından dökülüyor...

Gelecekten vazgeçmedim

Uzun süre işsiz kaldı, ev işçiliği yaptı, ekonomik zorluklar yüzünden boşandı, çocuklarına tek başın...