Bu kadarı da olmaz ki dediğiniz bir şey kaldı mı? Bir magazin duyumuyla başlayalım. Birçok genç kız çok konuşulan ve üzerinde her yönüyle tartışılması gereken Kızıl Goncalar dizisi yapımcılarını arayarak dizide yer alan Cüneyt’in hangi tarikattan olduğunu sormuş. Şaşırdık mı? Tarikatların STK olarak kabul edildiği, çocukların değerler dersi adı altında "abiler", "ablalarla" camiye gönderildiği günümüzde eğitimin bilimselliğinden söz etmek mümkün mü? Kafamda deli sorular, bilmem hangisinden başlamalı? Çocuk hakları tam olarak uygulanıyor mu? İnanç uğruna vazgeçeceklerinizde sınırınız nedir? Yani nerede frene basmaya başlarsınız? Dini inanç doğrultusunda bir çocuk ölmek isterse bu kendi iradesidir düşüncesiyle buna onay verilmeli mi? Vicdan mantığa ağır basarsa adalet hangisinin yanında yer almalı? Gerçekten çocuklar korunuyor mu, yoksa son söz gelenek, görenek, töre adına aileye mi bırakılıyor? Onca çocuk istismarında, sözde evliliklerinde, özde kız çocuklarının geleceğinin töre adına çalınmasında toplumun vicdanı tatilde mi oluyor? Sahi adalet var mı?
Ian McEwan’ın Çocuk Yasası eseriyle yolculuğumuz ne zaman körleştiğini fark edemediğimiz vicdanlarımıza. Göbekli, kelli felli kocaman adamların çocuk yasaları karşısındaki acizliğine. Tabi aynı zamanda toplumun da sessizliğine. Dini inançlara çocukların sessizce kurban edilmesine. Yol arkadaşımız Fiona Maye Londra’da başarılı bir hakim olarak çalışır. Özel hayatında sorunlar vardır. Kocası Jack onu genç bir kadın için terk etmiştir, çocukları yoktur. Fiona verdiği bütün kararlarda bilimsel etik değerlerin yanına vicdanını koymuştur. Böylesi zor günlerde önüne yine zorlu bir dava gelir. Ailesiyle beraber bir tarikat üyesi olan Adam, 17 yaşındadır. O ağır bir hastalığın pençesindedir. Acil kan nakli yapılmazsa ölecektir. Fakat bağlı bulundukları tarikat kan naklini onaylamaz. Kan nakli olursa Adam cemaatten aforoz edilecektir. Bağlı bulundukları cemaatin onaylamadığı kan naklini yaparlarsa dinlerini inkar edeceklerini, kirleneceklerini düşünürler. Bundan dolayı Adam ve anne, babası da kan naklini istememektedir, tedaviyi reddederler. Adam’ın doktoru yasaya başvurur. Fiona ikilemdedir. Çünkü yasa aileden ve özgür iradeden yanadır. Fiona son bir gayret Adam’la görüşür. Böylece apayrı bir yolculuk başlar.
Çocuk Yasası, çocuk hakları, din, inançlar, inançları yerine getirmedeki sınır, hasta hakları, ebeveynlerin çocukları üzerindeki hakimiyeti, aile, sevgi, empati temalarını akıcı olay örgüleri üzerinden işler. Özellikle çocukların okullarda her gün daha fazla bilimsel eğitimden uzaklaştırılarak, tarikat ve cemaatlere teslim edilme planlarının yapıldığı günümüzde okunması gereken kitaplardan biri. Çocukların aydınlık bir dünyada, bilimsel etik değerlerle büyüyeceği günlere…
Fotoğraf: Nebat Bukrek/Ekmek ve Gül
İlgili haberler
5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önl...
Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliy...
ÇEDES’ten tarikatlara çocuklar karanlığa teslim ed...
ÇEDES ismi din görevlilerinin toplu ataması ile yeniden gündeme girse de aslında eğitimde ‘manevi da...
Depremin tarikat yüzü: Afet bölgelerinde devlet ta...
‘Cemaat ve tarikat mensupları alanda çok rahat bir şekilde dolaşıyorlar, fakat gazeteciler ve dışarı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.