Durdurun bu düzeni, çünkü başka çare yok!
Yaşadıkları düzene sırtını dönerek başka bir memlekete yelken açan ancak orada da “Durdurun bu düzeni, durdurun” diyerek isyanlarını devam ettiren 50 kadının yakarışlarını duydunuz mu?

Zorla evlilik ve savaştan kaçan 50 kadının “Nereye kaçabilirim özgür olmak için?” sorusunu kendilerine sorarak çıktıkları bir yol “Yakaranlar” oyunu. Tragedyanın yaratıcısı kabul edilen Eshilos’un 2 bin 500 yıl önce yazdığı oyun ilk defa Türkçe sahneleniyor DasDas Sahne'de ve oyunun genç kadınlardan oluşan ekibi tarafından. 50 cesur kadın koro halinde ve yer yer konuşmalarla anlatıyor savaşı, özgürlüğü ve umudu. 2 bin 500 yıl öncesinden günümüze değişmeyen olguları görüyoruz böylelikle sahnede. Binlerce yıl öncesi bir hikaye şimdiyle anlatılıyor: Öylesine gerçek, öylesine olağan haliyle...

SADECE MERHAMET DİLEMİYORLAR
Bir kaçış sahnesiyle başlıyor oyun, ancak gemiye binmiş ve babalarıyla yol almış 50 kız kardeş görülmüyor sadece sahnede. Aslında kadınların yükselen ritmik ve sıralı sesleri de apayrı bir manzara seriyor gözler önüne. Hikayeyi daha anlaşılır ve duygusal kılıyor bu tarz. Kadınların hep birlikte ritme uydurduğu sözlerinde Zeus’a haykırışlarını duyuyoruz: Merhamet et bize! “Merhametli Zeus’u sembolize ediyor” dedikleri beyaz çaput bağladıkları ağaç dallarla da pekiştiriyorlar merhamet taleplerini. Olur ya, Zeus’u belki de umut bağladıkları bu dallar ikna eder!

Merhamet diliyor kadınlar Anadolu topraklarının o zamanki tanrısı “yüce” Zeus’tan, tanrının yurdundan, yurdun yaşayan insanlarından: Bir erkeğin kölesi, savaşın kurbanı olmak istemedikleri için. Ama karşımızdaki kadınlar merhametini dileyip ‘Tevekkül ettim, sıra şimdi tanrıda’ diyenlerden değil. Mısır’dan onca yolu tepip gelen, koskoca kralı ve ölümü karşılarına alıp denizler aşan bu 50 kadın geri gönderilmemek ve yurda kabul edilmek için de oldukça ısrarlı. Israrları fayda etmeyip geri gönderilme tehdidine karşı da yanlarında getirdikleri beyaz tülbentleriyle isyan ediyorlar. Ölmeyi yeğliyorlar geri dönmektense, sırtlarına aldıkları beyaz tülbentleri boyunlarına geçirip “Ölürüz biz de öyleyse” diye öfkeyle haykırıyorlar. Çünkü dönmeyecekler, bir adamın kölesi olmayacaklar, özgürlüklerinden vazgeçmeyecekler, istemedikleri bir yaşamın içinde var olmayacaklar: Başka çare yok!

Yaşadıkları düzene sırtını dönerek başka bir memlekete yelken açan ancak orada da “Durdurun bu düzeni, durdurun” diyerek isyanlarını devam ettiren 50 kadın, savaş ve göç sorununun yanı sıra kadınların yaşadığı öznel sorunları da ele alıyor böylelikle...


‘ADALET İÇİN SAVAŞAN KAZANIR’
Oyun önemli bir mesajı da taşıyor sahneden seyircilere. Çok tanıdık olduğumuz, bildiğimiz, gördüğümüz bir gerçek aslında bu mesaj: Kadınlar, merhamet dilediği topraklarda merhametin ikiyüzlülüğüne şahit oluyor. Evlilikten ve kölelikten kaçarak “Özgürlüğümüz için geldik” diyen kadınlar “Kalacaksanız bizim halkımızın erkekleri ile evleneceksiniz” koşulu ile karşılanıyor. Mısır’dan özgürlükleri için kaçan kadınların hangi coğrafyaya giderse gitsin ataerkinin süregeldiği bir yaşamda özgürlüklerinin hoş karşılanmayacağı görülüyor. Ancak ısrar, çaba ve mücadelenin inadı kadınları özgürlüklerine götürüyor. Çünkü kadınların sırtını dayadığı önemli bir inanışları var: Adalet için savaşan herkes kazanır!
DEKOR VE KOSTÜM TERCİHİ ALGIYI DAĞITIYOR
Oyunun güncelliği ve hikayesi gayet tatmin edici olsa da oyunda bazı rahatsız edici durumlarda var elbette. Özellikle son zamanlarda sahnelerde sıkça karşılaştığımız dekor ve kostüm tercihi (bu bir akım ve tarz olarak görülse de) oldukça rahatsız edici ve algı dağıtıcı bir mesele aslında izleyici açısından. 2500 yıl önceki bir hikaye her ne kadar güncel olsa da yırtık kot pantolonla, gözlükle, çizgili tişörtle, basma elbiselerle sahnelenmesi şart mıydı sorusu ister istemez yerleşiyor oyun boyunca kafaya ve tabii akıl oraya takılınca gözlerde oralara kayıyor. Algıyı dağıtan da bu durum oluyor aslında.
Öte yandan amatör oyuncuların sahne alması, sahneye çıkmak için önünde tonlarca engel bulunan gençler için çok önemli bir fırsat. Bu açıdan oyunun bu kısmını da önemle belirtmek gerekir. Çünkü çok önemli bir riski de bu biçimiyle karşısına almış bir oyun Yakaranlar, çünkü oyuncuların tümü amatörlerden oluşuyor. Şu bir gerçek ki umudu içinde barındıran her oyun yol gösterir.


İlgili haberler
GÜNÜN TİYATROSU: Nereye gitti bütün çiçekler?

7 kadın, 7 farklı hikâye... Savaş bölgesinden kadınların yaşatılarını sahneleyen ‘Nereye gitti bütün...

GÜNÜN OYUNU: Şafakta Buluş Benimle

Yüklü bir oyun “Şafakta Buluş Benimle”. Usul usul yağıp sırılsıklam ediyor. Sıradan cümlelerle; en ç...

GÜNÜN OYUNU: Yakaranlar

Elli genç kadının yaşadıkları baskıya karşı durarak ‘durdurun bu düzeni’ çığlığını attığı bir oyun.