'Ben esas burada, Adliye'de öldüm'
Üç yıl önce eşi tarafından bıçaklanan Dilek hemşireden mesaj var! Dilek hemşireyi öldürmeye çalışan eşi serbest, boşanma davası ise 3 yıldır sonuçlanmadı...

Üç yıl önce eşim tarafından 7 kez bıçaklanıp ölümün eşiğine geldikten sonra yaşam hakkı için, adalet için buraya -Adana Adliyesi- geldim. Ülkemin bir tarafında çiğ köfte, çatal silah olarak sayılırken benim vücuduma giren, akciğerimi söndüren, sol kolumda arterimi parçalayan, vücudumdaki kanın yüzde 70’inin bitmesine sebep olan 30 cm’lik bıçak silah sayılmadı. Niye mi? Söyleyeyim. Evde olduğu için. Niye mi? Ucu tırtıklı rambo bıçağı gibi olmadığı için.

Kadınların çoğu evlerinde öldürülüyor, bu bir gerçek. Çocuklarını bırakamadıkları için, anne oldukları için… Bunun hiçbir değeri yok mu sizin için? Anlamadınız mı? Canımızın kıymetini bilseydik zaten giderdik, durmazdık o evde.

6 ay boyunca ben işe gidemedim, yoğun bakımda yattım. Yaşadığım haksızlıklarla, adalet için uğraşıp savaştım. Dedim ki yasalar var, dedim ki kanunlarımız var. Ama ben evlatlarım için ölmeyip direnirken ben esas burada, Adana Adliyesi’nde öldüm.

112’yi aradı dendi, hastaneye götürüp bırakıp gitti dendi. Bunların hepsi o şahsın iyi niyetiymiş. Az ceza almak için namusuma, iffetime leke attı.
Benim yaşadığım onca acı, onca travma, onca haksızlık bu bahaneler karşısında sönük kaldı. Ne İstinaf, ne Yargıtay kararı bozmadı. Yaşanan haksızlıklar her gün tekrar tekrar hatırlanıyor. Bir nebze adalet görmedi yüreğimiz. İçimizdeki ateşi bir nebze adalet gelip de söndürmedi.

HÂLÂ BOŞANMA DAVASI SONUÇLANMADI'

3 yıl oldu hâlâ boşanma davam devam ediyor! İstemiyorum dememe rağmen, evlatlarımla bana onca korkuyu yaşatmasına rağmen hâlâ boşanma davası sonuçlanmadı. Onun huzursuzluğu, stresi, tekrar tekrar hatırlanması da cabası.

SERBEST KALDIKTAN SONRA UZAKLAŞTIRMA KARARINI BOZDU, DELİL KAYBEDİLDİ

Uzaklaştırma kararı aldırdım, okulun önünde oğlumla karşımıza çıktı. O korkuyu bir kez daha yaşadık. Delil istediler. Kamera görüntüsüyle delil buldum, aldım, kendi elimle kaleme teslim ettim. Duruşmada kayboldu dendi.

Benim yaşadığım onca haksızlıkla güvenim sarsılmışken daha ben nasıl güveneceğim, nasıl inanacağım? Adaletin varlığını nasıl bileceğim? Oğluma bir karıncanın bile yaşam hakkı olduğunu söylüyorum, ama ne ben görebiliyorum bunu, ne oğlum görebiliyor.

Dilek daha önceden Ekmek ve Gül'e yazdığı mektubunda kendisini ölümün eşiğine getiren erkeğe verilen indirimlere, cezasızlığa tepkisini yazmıştı. Ölmediği için yaşadıklarını anlatabildi. Soruyor: Söyledim de ne oldu? Dilek'in daha önceki mektubunu okumak için TIKLAYIN
İlgili haberler
Kadın katillerine haksız tahrik ve iyi hal indirim...

Zonguldak ve Mersin’de yaşanan iki kadın cinayetinde, sanığın biri ağırlaştırılmış müebbet hapis cez...

İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesi nedir? Kadın...

Boşanmalarda arabuluculuk yine gündem: ‘Hızlı’ ve...

Boşanmalara arabuluculuk uygulamasının beyannamelerde yer alma biçimi ise bu uygulamanın kadınları n...