İlke IŞIK
Son dönemde daha da açık görüyoruz ki barış mücadelesi ekmeğimizle, aşımızla, işimizle, huzurumuzla, güvenli bir gelecekle yaşamımızın her aşaması ile ilişkili. Hayatın tam da içinde, tam da kendisi.
Mecliste kadınlara dair bir şeyler yapılacağı iddiasında olan KEFEK Başkanının ‘Neden kadınlar hâlâ ölüyor’ biçimindeki soruya sinirlenmeye hakkı olamaz.
Kadın düşmanlığı ve nefret suçu işleyenlerle diğerleri arasında bir seçim olacak demektir önümüzdeki seçim. Yaşamlarımız, haklarımız, geleceğimiz üzerine yapılan pazarlıkları asla kabul etmiyoruz.
‘Tek adam yönetimi enkaz altında kaldı. Milyonlarca insanı da enkaz altında bırakabilecek kadar bir felaketin aslında bu yönetim tarzının kendisi olduğunu gördük, yaşadık ve yaşıyoruz.’
‘Kopkoyu bir karanlık, zifiri karanlık bu. Bir çocuğu içine çekip almış, çıkmaması için her yeri kapatmış, nefes almasını olanaksız hale bırakmış bir karanlık.’
Geçen hafta İç İşleri Bakanlığı 81 ile Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele genelgesi gönderdi. Mecliste şiddetin cezalarını arttıran yasa görüşülüyor. Peki hükümetin bu iki hamlesi ne anlama geliyor?
Siyasal iktidara hatırlatalım, sizden önce kadınlar vardı hatta şaşıracaksınız belki ama haberiniz olsun sizden sonra da olacağız.
Şiddet artıyor, vahşileşiyor ve hayat büyük tehlikeler anlamına geliyor hepimiz için. O nedenle ülkeyi yönetenlerin üzülmek, üzüldüğünü tüm ülkeye göstermeye çalışmaktan başka yapması gerekenler var.
Avukat İlke Işık: Cinayetlere karşı önlem alması gereken bir devlet var karşımızda. Önlem almadıkça, kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik arttıkça kadına yönelik şiddet hem artıyor hem de vahşileşiyor
Sokaklar, evler, işyerleri, parklar, evimizin bulunduğu mahalleler hiçbir yer güvenli değil. Başımıza her an, her yerde bir şeyler gelebileceği korkusu ile yaşamaya çalışıyoruz.
‘Cesaretle Savunuyoruz’ sloganıyla çalışmalarını yürüten ÖÇAV’ın Ankara Barosu Başkan Adayı Av. İlke Işık ile hem baro seçim sürecini hem de kadın hakları mücadelesinde baroların önemini konuştuk.
Araştırma komisyonunda şiddet nedeniyle ölen kadınların isimlerinin yazdığı dövizi büyük bir öfkeyle masadan alıp kaybeden AKP'li vekil, 104 kadının ölümüne 'tolere edilebilir' diyen bakan...
Dönemin ruhuna uygun bir bakan işte Derya Yanık. Atarlı, sağa sola laf atan, üslubu sorunlu, çocukları değil Ensar’ı savunan… Kadın gazeteciye ‘bebişim’ diye sosyal medyada laf sokan bir bakan var.
‘Konuşmak için yormayın kendinizi, 18 yıllık iktidarınızın sonuçları sizin yerinize konuşuyor. 25 Kasım’da esas biz kadınlar konuşuyoruz, örgütlü olduğumuzda başardıklarımızı da görüyoruz.’
Kadın erkek eşitliğinin ve hayatın her alanında yaşanan ayrımcılığın engellenmesi sözleşmenin temeli. Bu nedenle Sözleşme; fabrikalarda, atölyelerde ter akıtırken eşit ücret talebimizin de dayanağı.
Kadınların öfkesinden korkması gerektiğini bilir aslında bu ülkeyi yönetenler, susmadığımız, yan yana geldiğimiz ve örgütlenmelerimizle kesintisiz mücadele ettiğimiz bir gerçektir.
İstanbul Sözleşmesine dönük saldırıları ve artan kadın cinayetlerini, Pınar Gültekin’in vahşice katledilmesinin ardından yapılan tartışmaları Avukat İlke Işık ile konuştuk.
‘İstanbul Sözleşmesi’nden bir ‘öcü, aile yıkan şeytan’ yaratma çabasını yıllardır ilmek ilmek örüp sonra da ‘Halkımız istemiyor’ demek ve buna inanmamızı beklemek hakikaten akılla dalga geçmektir.’
‘Kadın ve çocukların bağımsız barolara ihtiyacı var! Baroların bağımsızlığı yok olursa, vatandaşa sunulan adil yargılanma, ücretsiz avukatlık ve danışma hizmetleri de yok olur.’
Sosyal medyada, kadınların kendilerine söylenen ayrımcı, cinsiyetçi, aşağılayıcı sözleri yerle bir ettiği #erkekyerinibilsin mesajları çoğaldıkça çoğaldı. Bu tersine çevirme KADEM’e dert oldu.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.