Ülkede gündem bitmiyor. Dertler, sorunlar ülkede yaşayan herkes için derya olmuş durumda. Ama yönetenler konuşmaya devam ediyor. “Geçinemiyoruz” çığlıkları dört bir yandan artarken, ülkede ekonominin iyi olduğu, hiçbir sorun olmadığı büyük bir pişkinlikle ifade edilebiliyor.
Bu pişkinliğin yansımasını en çok bulduğu alan kadınlarla ilgili olan galiba. Kadınların ne kadar güvensiz bir ortamda yaşadığı konusunda en küçük bir tartışma bile yokken, AKP işi “Bizden önce kadın da yoktu zaten” noktasına getirmiş durumda.
‘EVET ŞÖYLE SEMBOLİK DE OLSA BAYAN MİLLETVEKİLLERİMİZDEN HİÇ OLMAZSA İKİ TANESİNİ ALALIM!’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 87’inci yıl dönümü vesilesiyle 5 Aralık günü yayınladığı video mesajında, “Kadınlar haklarını özgürce kullanmaya AK Parti ile başlamışlardır” dedi. Mesajında, “Her ne kadar kadınlarımız seçme ve seçilme hakkını 1934 yılında elde etmişlerse de haklarını özgürce kullanmaya AK Parti ile başlamışlardır” diyen Erdoğan, “Kadınların siyasete ve sosyal hayata katılım mücadelesinde elde ettikleri kazanımların çoğunun altında AK Partinin imzası vardır” ifadesini kullandı.
Bu cümleleri 5 Temmuz 2020 tarihinde kadın vekilleri kürsüye şu şekilde çağıran Erdoğan söylüyor; “Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım. İki tane geliyor”. Bunların hiç hatırlanmayacağını mı sanıyorlar acaba?
“Kadınlar oy kullanabiliyor ne kadar da güzel” mi demek istemiş acaba Erdoğan? Seçme hakkının özgürce kullanılabilmesi AKP ile nasıl bir gelişme kaydetmiş? Yüzlerce soru geliyor aklına insanın.
Seçilme hakkı kısmına ise hiç girmiyorum, bu konuda bir gelişme olabilmesi zaten mümkün değil. AKP’nin kadınlara ilişkin tüm siyasal argümanı; anamız, bacımız, evinin kadını, fıtratından dolayı eşit olmayan, olamayacak insanlar iken siyasal haklarını özgürce kullanmaya AKP ile başlandığı iddiası nereye oturabilir ki? Dahası buna kim inanır?
Kadınların siyasette aktif rol alabilmesi AKP politikaları ortada iken nasıl mümkün olabilir! Bir kadın milletvekili çocuklarını ihmal edebilir mesela. Üç çocuk yapmaktan geri durabilir. Evine ve kocasına ilişkin görevlerini yerine getirmekte zorlanabilir. O yüzden kocaman bir yalan karşımızdaki ve neredeyse iş ifrada vardırılmış durumda.
Söyleyecek sözün yokluğunun getirdiği yeri görüyoruz aslında. Bizden önce buzdolabı yoktu, bulaşık makinesi yoktu, o yoktu bu yoktu derken, bizden önce kadın da yoktu hakkı da yoktu aşamasına gelindi galiba.
HANGİ MUHALİF SİYASETÇİ KADIN GÜVENDE BU ÜLKEDE?
Kadınlar, çocuklar, gençler, LGBTİ bireyler başta olmak üzere kimse kendisini güvende hissetmiyor bu ülkede. Siyasal hakları kullanmaktan bahseden iktidar, siyasal hakları neye göre tarifliyor acaba? Bu ülkedeki muhalif siyasetçi kadınlara neler yaşatıldığını bilmiyor muyuz? Kürt kadın vekiller ve belediye başkanları yıllardır cezaevlerindeler. Cezaevlerinde annelerini, babalarını kaybettiler, zulmün bin bir türüne maruz kaldılar.
Aysel Tuğluk, annesinin cenazesinde yaşadığı hiçbir sözcükle açıklanamayacak korkunç saldırının ardından hafıza kaybı yaşıyor ve cezaevinde kalamayacak duruma gelmiş durumda. Cezaevinden çıkması gerekiyor ama buna yokmuş gibi davranıyor siyasal iktidar. İşte siyasal haklarını kullanan kadınların yaşadıkları.
Erdoğan’ın siyaset dili “Bay Meral, Bayan Kemal” biçiminde iken kadınların özgürce seçme, seçilme hakkını kullanması falan söz konusu değil bu ülkede. Bu nedenle muhalif kadın siyasetçilerin tamamı pek çok saldırı ile karşılaşıyor ya da bu saldırı riskleri ile politika yapmaya çalışıyor.
Hatta aktif siyasetçileri bırakın, sosyal medya paylaşımı yapan, sokak röportajında fikrini söyleyen, konusu komşusu ile sohbet edenler hakkında davaların açıldığı, soruşturmaların yürütüldüğü bu ülkede seçme ve seçilme hakkının özgürce kullanılabildiğini kimse söyleyemez.
Beğenmediği yerel seçimi tanımayan, halkın oyları ile seçilen yerel yöneticileri görevden alıp kayyumlar atayan bir siyasal iktidar seçilme hakkını bırakın seçme hakkına bile engel olan bir iktidardır hepimizin gördüğü üzere.
5 Aralık günü yayınlanan mesaj bu konuları tartışmamıza vesile oldu, bu açıdan bakınca hayırlı gibi geliyor aslında. Özgürce yaşandığı iddia edilen konuların hepsi yalan. Özgürlük epeydir bu topraklarda olmayan bir şey. Ama hava gibi su gibi ihtiyacımız olduğunu biliyor ve talep ediyoruz.
Siyasal iktidara hatırlatalım, sizden önce kadınlar vardı hatta şaşıracaksınız belki ama haberiniz olsun sizden sonra da olacağız. Kadınların ve memleketin tamamının tüm haklarını özgürce kullanacağı günler de uzak değil.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Ekmek ve Gül
İlgili haberler
İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri katledilen...
İstanbul Aydın Üniversitesinde görevli olan Dr. Aylin Sözer katledilişinin 1. yılı yaklaşırken Kadın...
YTÜ KAÇAT: Arkadaşımızın şiddete uğraması kabul ed...
Yıldız Teknik Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu Eğitim Fakültesinden bir kadın öğrencinin bir...
Sezen Ünlü davasında istismar başvurusu incelenece...
Sezen Ünlü’yü istismara maruz bırakan ve 5 aylık hamileyken katleden Anıl Yolum’un yargılandığı dava...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.