DERGİMİZDEN

Bu yıl da Newroz barış ve özgürlük olsun, halklara kutlu olsun!

'Ölümden değil yaşamdan yanayız' demek, eşitlik mücadelesini omuz omuza vermek için birbirimizin sesi olacak, en renkli kıyafetlerimizle sokaklarda olacağız.

‘Emeğimizin karşılığı tehdit ve hakaret’

Yapılan ihbar sonucu şeflerin, güvencesiz ve kötü şartlarda çalışan mülteci işçileri gizli odaya kilitlediğini söyleyen tekstil işçisi, iş yerinde hakaret ve tehdide maruz kaldıklarını yazdı.

Kaybedilen ilk aşkın hikayesi: Gül Mevsimidir

‘Mesaadet, dönüştüğü huysuz ve yaşlı kadın olarak tüm gün bir başına bırakılıyor. İlk aşkını kendi kendine yad ettiği, İzmir’in gül bahçelerinin hayalini kurduğu, birbirinin aynı günler yaşıyor.’

Rahim ağzı iltihabı: Servisit

Rahim ağzı iltihabı (Servisit), ciddi sağlık sorunlarına neden olan bir kadın ve halk sağlığı sorunudur.

‘Emeğimle servet kazanan patron, beni muhatap almıyor’

‘Hakkım olanı istedim ve o günden sonra bana mobbing uygulamaya başlandı.’

8 Mart’a giderken kalkın ayağa kadınlar...

'Biz kadınlar eşitlik istiyoruz. Adalet terazisi, kadını da eşit tartsın istiyoruz. Nitekim, adalet terazisini elinde tutan heykel de bir kadın değil mi?'

‘Tiyatro yapmak bana iyi geldi’

'Öncesinde tiyatro izlemeyi çok sevmezdim ama bizzat bir parçası olunca tiyatroya olan bakışım da değişti.'

Kendine yeni bir yol çizen kadının hikayesi: Bahar

'Hepinizden önce başlar bizim mesaimiz. Hepiniz uykudayken biz hazırlarız güneşi, günü, baharı. Bilmezsiniz o gömlek ne ara ütülendi, o battaniye ne ara kaldırıldı' der Bahar.

Ekmek ve Gül dergisi Şubat 2024 sayısı

Biz de yoksulluğa, ölüme, terk edilmenin öfkesiyle; insanca, eşit, şiddetsiz, rant uğruna kendi tabutlarımızda yaşamadığımız bir hayat isteğiyle yan yana geliyoruz…

Petrograd’dan bugüne bu düzene ‘yeter’ diyoruz!

Bugün bizler de Petrograd’daki işçiler gibi ‘Sömürüye, yoksulluğa, savaşa, şiddete ve yıkıma artık yeter!’ demeye hazırlanıyoruz, hedefimiz belli.

Deprem ve ranta karşı kentte eşitlik için mücadeleye!

Yaşanabilir kentler, kentte yaşayanların ihtiyaçlarını temel alan yerel yönetimler ile mümkün olacak.Bunu da hayatın her alanında kurduğumuz, kuracağımız örgütlülüklerle başarabiliriz ancak...

Depremin birinci yılında konteynerlarda yaşam

Konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veren kadınlar ne gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor, gelin görelim.

İktidar yıllardır neredeydi?

‘Bütün boş alanlarına AVM ve yüksek katlı lüks binalar diktiniz. Bizlere deprem zamanında toplanacak alan bırakmadınız. Şimdi kalkmış, akıl tutulması vaatler sıralıyorlar.’

‘Karar verici olan halk olsun’

‘Kapıları yandaşa değil halka açılan kurumlar olsun. Karar vericiler kişi değil halk olsun. Halk sandığa attığı oyuyla yetkiyi kendine vermiş olsun…’

İki mahalle, iki hayat, ortak çaresizlik

Kendimden geçtim ama çocuğum için her an deprem olacak kaygısı yaşıyorum. Belediye binalar sağlam mı diye inceleme yapmıyor. Yapsa da ev çürük çıkarsa nereye gideceğiz?’

‘Savaşla yurdumdan, depremle evimden oldum’

‘Başta, depremzede olduğumuz için herkes bize kapılarını çok rahat açarken artık durum değişmişti. Hem dilimiz farklıydı, hem kimliğimiz.’

Çözümü, sorunları yaşayanlar bilir

‘Rantçı değil emekten yana bir belediye için, kim nerede aday olacaktan ziyade birlikte nasıl yöneteceğimizi tartışmalıyız.’

Ankara’da kadınlara sorduk: ‘Kenti birlikte yönetmek mümkün mü?’

Ankara, Etimesgut İlçesine bağlı Oğuzlar ve Sincan ilçesine bağlı Ertuğrulgazi mahallelerinde kadınlara yerel yönetimlerde taleplerini sorduk.

Akçakonak’ın ilk kadın muhtar adayı Elif Akçanerik: ‘Köyümdeki bütün sorunları kadınların desteğiyle çözeceğiz’

‘Akçakonak benim doğduğum, büyüdüğüm köy. Köyümü çok seviyorum. Köyümdeki birçok eksiğin giderilmesi için mücadeleye hazır, ilk kadın muhtar adayıyım.’

İlkyerleşim Mahallesi muhtar adayı Hatice Meydan: ‘Mahallemizi birlikte yönetelim’

Ankara Batıkent, İlkyerleşim Mahallesi’nin muhtar adaylarından biri de kamu emekçisi olan Hatice Meydan: ‘Tüm sorunları kadınlarla birlikte çözeceğiz’