DERGİMİZDEN
Kız öğrencilerin eğitim gördüğü bir okulda çalışan, aynı zamanda orta, lise, üniversite eğitimini kadın okulunda yapmış biri olarak bu konuda görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Ankara’dan bir eğitimci, kendi öğrencilerinin okuldan kopuşuna dair gözlemlerini ve Milli Eğitim Bakanının karma eğitimi hedef tahtasına oturtmasına dair öğretmen arkadaşları ile sohbetlerini yazdı.
Siyasi iktidar ve temsilcisi Milli Eğitim Bakanı, harem selamlık bir eğitim sistemini topluma dayatarak tek tip toplum yaratma arzusunu yaşama isteğini dile getirmektedir.
Her şey ateş pahası artık devlet okullarında okumak bile çok pahalı. Böyle aileleri gözüne kestiren cemaatçiler, ilk önce laik eğitimin günah olduğunu söylüyor…
Erkek çocukları için 8 yıllık eğitimden sonra açılan kapılar kız çocuklarınınkinden bir fazla olan medrese kapısı…
Kız okulları tartışmasından, okullara manevi danışman olarak din personellerinin atanmasından kız çocuğu olan Dersimli kadınlar rahatsız.
30’u aşkın kadın sağlık emekçisi ile konuştuğumuzda hepsi kadın hastanelerine karşı ve bunun tartışmasını açmanın bile kadınlar için çok tehlikeli olduğu konusunda aynı fikirde.
Kadınların ve LGBTİ’lerin kendilerini güvenle ifade edebileceği alanların varlığı önemli ancak yeterli değil. Ancak burjuva iktidarı bu yan yana gelişleri bile tehdit ederken ne yapacağız?
Afganistan’ın Taliban tarafından işgal edilmesinin üzerinden nerdeyse iki yıl geçti. Kadınlar 1996 yılında yaşadıklarını tekrar yaşamaya başladı. Ama seslerini yükseltmekten korkmuyorlar.
Günlerdir toplu iş sözleşmesi için Gebze'de Corning işçileri kavurucu sıcağın altında grevdeler. Grevdeki kadın işçiler Ekmek ve Gül'e yazdı.
Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyası sürecine dahil olan kadınlarla bir arada olabilmenin aracı olur düşüncesiyle bir dernek kurmaya karar verdik.
Tek adam yönetimi haklarımızı bazen usul usul bazen bağıra çağıra elimizden çalarken mücadele rotamıza notalar ekleyip yolumuza devam edelim. Haydi bir şarkı da senden!
Fabrikada makineye doğru yürürken ‘Bir günlüğüne yasalar biz kadınların elinde olsaydı ne yapardık?’ sorusu kafama takıldı. Öğlen paydosunda arkadaşlarıma bu soruyu yönelttim...
‘Yaz bizim için hayal’ diyen genç kadın işçiler. Yazın çalıştıkları atölye ve fabrikalardaki koşullarını aktarıyor…
‘Çocuklarımızın hakkı olan bir öğün ücretsiz yemek için herkes kulaklarını tıkıyor. Bizler çocuklarımızı doyuramazken bizlere hâlâ şükretme fetvası veriliyor.’
Son süreçte asgari ücreti belirlenmesi ve ardından işçilerin, emekçilerin yükselttiği ‘ek zam’ talebi bizim derneğin de ana gündemi. Derneğe gelen kadınlarla yaşam koşullarını koşuyoruz.
Ümraniye Dudullu Organize Sanayi Bölgesinde farklı fabrikalarda çalışan işçi kadınlarla taleplerini ve MESS sürecini konuştuk.
‘Biz kadınlar çocuklarımızın geleceği için çalışıyoruz. Emzirecek yaştaki çocuklarımızın rızkını onların boğazında bırakmamak için daha fazla örgütleneceğiz…’
Temizlikçi olduktan sonra anladım ki kadın olarak cehennemi yaşamak istiyorsan temizlikçi ve çaycı olacaksın. Hele mülteci kadın işçiysen vay haline!
‘Bizim sağlığımızın onlar açısında hiçbir önemi yok. Yeter ki fason ürünler hazır olsun, anlaştığı fabrikaların siparişleri zamanında yetişsin…’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.