DERGİMİZDEN

Kameralar işçi kadınlara döndüğünde...

Sadece zorlukları ve kölelik koşullarında çalışmanın ezilmişliğini değil, mücadeleyle değiştirebilmenin zaferini de anlatan işçi filmleri... İyi seyirler!

Bir kadın hem kendini hem ‘bizi’ değiştirebilir!

Daha önce Ekmek ve Gül’den tanıdığınız Demirci Gülcan’ın yaşamı artık bir belgesel film. Kendisiyle özdeşleştirdiği Gülcan’ın yaşamını beyazperdeye taşıyan Aliye Ceylan ‘Bu daha fragman’ diyor.

Menopozu yaşayan bilir, bir de gereken desteği alan

Menopoz belirtileri başladığında tüm kadınlar eğitim, danışmanlık ve destek almalılar. Bunların üstüne psikolojik danışmanlığı da eklemek lazım. Çünkü...

MENOPOZ: Bir son mu?

Menopoz kadın yaşam döngüsünün bir parçasıdır, ne gerçek anlamda ne de cinsel anlamda bir son olmadığı aşikardır. Yeni sahnenin ilk perdesinde tüm kadınlara ‘mutlu menopozlar’!

Kim beni ayağa kaldırabilir?

Babası istemediği için okuyayamış, kocası istemediği için çalışamamış. Kendi deyimiyle çocukları bir noktaya getirdikten sonra, “Artık kabuğumu kırmalıyım” diyerek çalışmaya başlamış.

NE İÇİN OY VERECEĞİZ: 16 yılda sandığımızda birikenler

Sadece kime, neden oy vermememiz gerektiğini değil nasıl bir ülkede yaşamak istemediğimizi de gösteriyor, sandıklarımızda birikenler... Gelin onları bir bir açalım şimdi...

‘Lanet olsun’ dedirtmeyen bir sistem gerekli

Batıkent’teki kadın muhtarlarla artan çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet olaylarına ilişkin mahallede yaşadıklarını konuştuk ve tecrübelerinden hareketle neler yapılması gerektiğini sorduk.

‘Üç kızım için de ayrı imza atmak isterim’

Biz Keçiörenli kadınlar olarak hep bir ağızdan bir kez daha haykırıyoruz: “Çocuk istismarını aklatmayacağız.”

İmzalar elden ele!

Gördüm ki yaşlısından gencine, farklı mesleklerde, farklı hayatları olan insanların yüreğinde hala umutlar tükenmemiş.

Çocukların gözünden ‘hakları’

Müfredat gereği öğrencilerimden çocuk hakları ile ilgili düşüncelerini yazmalarını istedim. Türkiye’deki çocuk hak ihlalleri ile ilgili tabloyu onların gözünden aktarmak istiyorum:

Acı bir Türkiye tablosu: Kardeşini doğuran çocuklar

Büşra Sanay’ın oldukça başarılı bir gazetecilik çalışmasıyla Türkiye’de ensest gerçeğini tüm yönleriyle gözler önüne serdiği “Kardeşini Doğurmak” kitabına birkaç not...

Faşizme karşı direnişin mimoza çiçekleri

Kimisi partizan olan, kimisi şehir ve köylerde yaşamını sürdüren İtalyan kadınlar, savaş sona erene kadar fabrikalarda, ofislerde grevler örgütledi, faşist birlikleri engellemek için barikatlar kurdu.

Nafaka nedir, ne değildir?

Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olarak? Gelin kafamızdaki sorulara yanıt arayalım...

Huzurum yoktu boşandım, hayat sana minnetarım!

‘Boşanma aşamasındayız. Nafaka gibi taleplerim olmamasına rağmen hala tacizlere maruz kalıyorum. Şimdi bu kararım için geç bile kaldığımı düşünüyorum. Çünkü hayat bir eş ve evlilikten ibaret değil.’

Akşamlar Çiğdem için daha karanlık!

Yaşadığı bir rahatsızlık nedeniyle gözlerini kaybeden Çiğdem’in yaşamı ve talepleri bunlar... Çiğdem’in karanlık dünyasına ışık olabilmek için yapabileceğimiz şeyler var.

Bir işçi kadının tüp bebek çilesi

Bir işçi kadının tüp bebek yapabilmek için sağlık sistemiyle, fabrika yönetimiyle, iş arkadaşlarıyla verdiği maddi ve manevi mücadelesi...

Kendim ve çocuklarım için huzurlu bir hayat istiyorum

Yıllardır süren şiddet cenderesinden uzun bir mücadelenin sonucunda kurtulabilen Nazlı tüm kadınlara sesleniyor: Asla pes etmeyin

Hakkımızı savunmazsak ömür boyu eziliriz

Markette çalışan bir işçi kadın, çalışma koşullarını ve hamileliğinde yaşadıklarını anlatıyor ve diyor ki: ‘Hakkımızı savunmazsak ömür boyu eziliriz’.

Umarım sesimi duyarsınız...

Çocuğunun ders kitaplarında yer alan anlatımlardan endişelenen bir anne sesini duyurmaya çalışıyor: ‘Tek başına çığlık atsam sesim duyulmaz. Çocuklarımız için birlikte bir şeyler yapalım.’

YIRCALI KADINLAR: Birlikte direndik, birlikte üretiyoruz

Zeytin ağaçlarının kesilmesine karşı sergiledikleri direnişle dünyanın tanıdığı Yırcalı kadınlar, o günden bu güne zorlukları aşa aşa üretmenin ve kendi ayaklarının üzerinde durmanın sembolü oldular.