Sağlıklı temiz beslenme ve yaşam boyu egzersiz, sağlıklı yaşam için önerilenlerin başında gelir. Ama ‘nasıl ve hangi parayla’ sorusu şu kriz ortamında çok önemli bir soru olarak da karşımıza çıkıyor elbette...
Sağlıklı beslenme deyince ekonomik ve aynı zamanda politik bir meseleden bahsediyoruz aslında. Hepimizin bildiği bir gerçek var; gelir düzeyi düşük aileler temel besin kaynaklarını ucuz ekmek kuyruklarına girerek, akşam pazarlarından en ucuza ne denk gelirse alarak karşılarken; yüksek gelirli aileler protein değeri yüksek besinlere ulaşabiliyor. Benzer biçimde gebelikte ve erken çocukluk dönemindeki dengesiz beslenme ve demir, çinko, folik asit ve B vitamininden fakir gıda alınması, yaşam boyunca her türlü fiziksel ve zihinsel gelişimi etkileyen biçimde hayata 1-0 yenik başlama durumunu da getiriyor.
Dünya, 820 milyon insan açlıkla mücadele ederken, daha fazlasının ya besin kalitesi yönünden yetersiz diyetlerle beslendiği ya da ihtiyacı olandan fazlasını yediği bir gezegen.
Temiz ve sağlıklı sürdürülebilir gıdaya ulaşmak her bireyin hakkıdır. Kanun koyucuların, yöneticilerin görevi ise bu hakka sahip her bireye ihtiyacı olan gıdayı ulaştırmaktır.
AKDENİZ DİYETİ: SAĞLIKLI VE ULAŞILABİLİR GIDALARLA BESLENME
Daha önce hiç üzerinde düşünmediğimiz birçok sağlık sorununun da beslenmeden önemli ölçüde etkilendiğini görüyoruz. Beslenme; hem sağlık hem de hastalık için en başat nedenlerden biri.Harvard Beslenme ve Halk Sağlığı Bölümü’nün başındaki, beslenme biliminin önemli isimlerinden biri olan Akdeniz Diyeti savunucusu Walter Willtt’in sözlerine kulak verelim; “Akdeniz ülkelerinin 1960’lı yıllardaki sağlıklı haline dönmemiz mümkün, ancak bunları 21. yy şartlarında yapmalıyız. Bunun için dağlara çıkıp inen köylüler olmamıza gerek yok. Doğru seçimler yaparak bunu günümüz şartlarıyla gerçekleştirmemiz mümkün” diyor.
Akdeniz Diyeti, hem sağlıklı hem de nispeten erişilebilir olduğu için bu yazıda ele alacağımız bir beslenme biçimi olacak. Bu diyet, genel olarak bitki bazlı beslenmeye, bir miktar kırmızı et, balık, kümes hayvanları, yumurta, süt ve süt ürünlerinin eklendiği bir diyet türü. Tahıllar, kurubaklagiller, sebze ve meyvelerden çok tüketmeyi, kırmızı eti, doymuş yağı az tüketmeyi içeriyor.
Akdeniz diyetine uygun sağlıklı ve sürdürülebilir günlük beslenme önerisi şöyle:
· Tabağın yarısı sebze ve meyvelerden oluşması gerekiyor, kalan yarısı çoğunlukla bitkisel protein kaynakları ve tam tahıldan oluşacak.
· Zeytinyağ, kanola yağı, ölçülü miktarda tereyağ önerilen temiz yağlarlardan olup tüketilmeli, trans yağlar olan margarin ve benzeri gıdalardan uzak durulmalı.
· Patates harici tüm sebzeler ve her renkte meyve günlük tüketimin neredeyse yarısını oluşturmalı.
· Tam tahıllı baklagiller ve tam buğday ürünü ekmekler bu grupta tüketilmeli.
· Şekerli içeceklerden; (meyve suyu gazoz, kola gibi) sakınılmalı, kahve ve çay sınırlı ve şekersiz tüketilmeli.
PAKETLİ GIDALAR: DAHA UCUZ OLABİLİR AMA SAĞLIKLI MI?
İnsan sağlığını son derece olumsuz etkileyen, özellikle dünyada tüm nedenlere bağlı ölüm sıralamasında açık ara birinci sırayı koruyan kardiyovasküler olaylarla ölümün, günümüzün hazır ve hızlı yemek ile beslenme ile tetiklendiği bir gerçek. Hazır ve hızlı yemek derken de aklınıza hemen evin dışında yenen fast foodlar filan gelmesin. Artık içeriği ve üretim aşamasında hem ucuz hammadde hem de ucuz emek nedeniyle fiyatları giderek düşen hazır gıdalar da “hızlı” piştiği için değil, “eve et girsin, çocukların nefsi körelsin” gibi nedenlerle sofralarda yerini alıyor. Biliyorsunuz; hazır pişmiş, paketlenmiş ama güvenilirliği ve sağlıklı olup olmadığı meçhul paket pişmiş tavuklar, dönerler, sucuklar kimi zaman bir kilo domatesten daha ucuz! Siz siz olun, “aman eve iki gram et girsin” diyerek bu tür gıdaları sofralara getirmeyin, kimi zaman sadece domatesli salçalı bir makarna bu paketli gıdalardan daha sağlıklı olabilir.SAĞLIKLI GIDA HAKTIR
Bütün bunlarla birlikte sağlıklı gıda meselesi kişisel sorumluluk ve tüketici tercihine bağlı bir konu elbette değildir. Yöneticilerin, kamu görevlilerinin, denetleme kurumlarının halkın sağlıklı ve sürdürülebilir temiz gıdaya ulaşabilmesi için üzerine düşen görevi yapması gerekir. Sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşmak her birey için doğal bir hak. Biz vatandaşlar olarak marketlerde, pazarlarda “Bunun içinde ne var, acaba hangi yağ kullanılmış, üzerinde pestisit var mı, bu içme suyu kaynağına zehir kaynağı karışmış mı” diye gerilmeden, güvenle gıdaya ulaşabilmeliyiz.İlgili haberler
Öfkemizi değiştirici bir güce dönüştürmek elimizde...
Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanl...
Konserve yapmak bile lüks!
Konserve, kurutulmuş sebzeler, dondurulmuş gıdalar... Kış öncesi hazırlıklar sürüyor ama bu pahalılı...
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa: Kadınlar...
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, şiddetle mücadele için kadınların elindeki en önemli yasal...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.