Konserve yapmak bile lüks!
Konserve, kurutulmuş sebzeler, dondurulmuş gıdalar... Kış öncesi hazırlıklar sürüyor ama bu pahalılıkta kışlık hazırlık yapmak bile bütçeleri sarsıyor.

Her yıl yaz sonunda gelecek kış hazırlıkları başlar. Konserveler, kurutulmuş sebzeler, dondurulmuş gıdalarla yeni bir kışa tastamam girmeye çalışılır. Bu çabalar çoğu zaman zamlara karşı ev bütçesini korumak için zorunlu hale gelmiştir. Güzeltepe’de sohbet ettiğimiz kadınlar artık kışlık hazırlığı yapmanın bile bütçelerini çok zorladığını anlatıyor.

ARTIK SOKAKTA OLMALIYIZ
Zeycan Kaplan, eşinin emeklisiyle geçinmeye çalıştıklarını anlatıyor. Ev kirası 1200 eve gelen emekli maaşı 1300 TL. Çocuklarının yardımı olmasa geçinemeyeceklerini söylüyor. “Her şey çok pahalı, kışın yaptığım alışveriş de pahalı, yazın yaptığımda. Eve et zaten girmiyor, sebze, meyveyi de zor alıyoruz. Yazın 150 TL elektrik faturası geliyor, kışı düşünmek bile istemiyorum, bir de üstüne yüzde 15 zam geldi şimdi. Doğalgaza geçen kış 600 TL ödedim, bu sene kim bilir ne olur! Tencere boş kaynıyor. Çocuklarım olmasa ben acımdan ölürüm. Kalp ameliyatı oldum, şekerim var, tansiyonum var... Yüz kere belediyeye, kaymakamlığa gittim, ‘Eşin emekli o yüzden sana bir şey veremeyiz’ diyor. Ben özürlü sayılırım, ama o da yetmiyor. Markete gidemiyorum. Eskiden komşu gelince çay yanına poğaça koyuyorduk. Şimdi poğaça kalktı, şekere de çaya da zam geldi artık o da yok misafire. Vatandaşı düşünen yok. Eskiden boş tencerelerle sokağa çıkıyorduk. Artık sokakta olmanız gerekiyor. Korkmadan sokakta birlikte bu açlığa, yoksulluğa son dememiz gerekiyor.”

GEÇİM DERDİ HER GÜN DAHA DA BÜYÜYOR
Fadime ev işçiliği yapıyor. Eskiden çalışmıyormuş, son 5 yıldır çalışmak zorunda kalmış. Eşinin aldığı maaşı çocuğa, evin kirasına ve faturalara yettiremedikleri için eş dost bu işe yönlendirmiş. Haftanın 6 günü çalışıyor ama yine de kira, faturalar, pazar, çocuğun okul masrafları derken yetiremediklerini anlatıyor: “1 yıldır evime bir tek Kurban Bayramında et koyabildim, o da akrabalardan. Domates, biberin pahalılığı yüzünden istediğim kadar kışlık konserve de yapamadım. Taze fasulye hiç alamadım. Artık konserve yapmak bile lüks oldu bizim için. Memleketten gelenler de olmasa bu kışı çıkartamayacaktık. Yazın bile 120 TL elektrik faturası ödedik. Kışın doğalgazı ne yapacağız bilmiyoruz. Her sene daha fazla yokluk çekiyoruz. Yaşamıyoruz bu hayatı, sürünüyoruz. Zamları yapanlara yine hiçbir şey olmuyor.”

BU SENE EN ÇOK MAKARNA, BULGUR YEDİK
Melek, bir tekstil atölyesinde çalışıyor. 2 çocuğu var, onları geleceği de geçim derdi de çok düşündürüyor Melek’i: “Bu sene markette en çok makarna ve bulgur aldım. Her akşam ya bulgur pilavı ya da makarna yiyoruz. Artık onlar da eskisi gibi ucuz değil. Evin kirasıyla 2 çocuk olunca her şeyi yetiştirmek çok zor. Hep sonraki günü düşünerek yaşıyorum. Markette, pazarda iki yıldır her şeyi sayarak alıyorum. Kiloyla almak çok zor. Et değil, tavuk almak bile çok zor. Bir tek ben mi geçinemiyorum diye düşünüyordum, sonra bir baktım kimse geçinemiyor, kimse bir şey alamıyor. Aldığımız asgari ücret faturalara mı, kiraya mı, pazara mı, yoksa çocuklara mı yetirelim? Hiçbirine yetmiyor. Sadece nefes alıp vermek yaşamak olmamalı. Çocuklarımızı da kötü bir gelecek bekliyor bizler gibi.”

İlgili haberler
Öfkemizi değiştirici bir güce dönüştürmek elimizde...

Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanl...

Şiddete çözüm bulunmuyor, işsizlik büyük sorun...

Kadınlardan aldığı destekle muhtar seçilen Sevgi Akyıldız mahallenin dertlerini anlattı; 'Kadınlar g...

Yanında biri olunca güçleniyorsun, ama devlet yanı...

Şiddet ve kadın cinayetlerine ilişkin yaptığımız anketin sonuçları hiç de şaşırtmadı. Kadınlar devle...