Sincan Fatih’in 103 Evleri Mahallesi’ndeyiz. Ankara’nın en yoksul mahallelerinden biri. İşsizlik, yoksulluk hatsafhada, neredeyse her evin bir hikayesi var yoksulluk üzerine.
Mahalledeki kadınlarla bir araya geliyoruz, gündemimiz kadın cinayetleri. Ülkede son 1 ayda yaklaşık 50’ye yakın kadının öldürülmesi üzerine hazırladığımız anket ile mahallenin ara sokaklarında kadınlarla sohbet ediyoruz.
Ankette ne yapılması gerektiğine, kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin nasıl durdurulabileceğine ve şiddetin altında yatan nedenlere dair sorular yer alıyor. Anketin sonuçları da sohbetlerimiz de aslında biraz beklediğimiz gibi. Kadınlar, çoğunlukla şiddetin kaynağını ya da şiddetteki artışın kaynağını ekonomik sorunlar olarak görüyor. Örneğin 40 yaşındaki bir kadın eve para girmemesinin, hayatın pahalı olmasının ve işsizliğin ev içindeki şiddeti tetiklediğini düşündüğünü anlatıyor.
“Yasalar kadınları koruyor mu” sorusuna bütün kadınların cevabı aynı “Hayır!”
23 yaşındaki çocuklu, bekar bir kadın, “Tabii ki hayır! Devlet korusa bu kadar şiddet, taciz, tecavüz olmazdı. Kadınlar bu ülkede çok sahipsiz kimse bu konuda bir şey yapmıyor” diyor.
YOKSULLUK, İŞSİZLİK ŞİDDETİ ETKİLİYOR
42 yaşında, 3 çocuklu bir kadın da tek gelirlerinin eşinin aldığı asgari ücret olduğunu söylüyor. Çocuklardan biri üniversiteye gidiyor ve okul daha açılmamış olmasına rağmen şimdiden 500 lira harcaması olduğunu anlatıyor. Kadın cinayetlerinin ve şiddetin yoksulluk ve işsizlik nedeniyle arttığını düşünüyor; “Eve doğru düzgün para girmiyorsa kadın da biraz söyleniyorsa başlıyor kavga. Sonra boşanmalar... Erkek hazmedemiyor tabii. Kendi ‘malı’ ya kadın sonra bunlar oluyor işte, şiddet, ölüm. Erkeğin kabullenmesi lazım bu durumu.”YANINDA KARDEŞ, KOMŞU, ARKADAŞ VARSA GÜÇLENİYOR KADINLAR
23 yaşında bir kadın, kız kardeşiyle aynı evde yaşıyor. Bir cafede garson olarak çalışıyor, bahşişlerle birlikte ayda 1700 lira maaş. Anne babaları genç yaşta ölen kardeşlerden küçüğü 17 yaşında dayısının oğluyla evlendirilmiş. Amcasının evinde kalan kardeş ise 17 olunca “Ya kendine kalacak bir yer bul ya da bu adamla evlen” demişler. Gidecek yer yok tabii, evlenmek zorunda kalmış. Ama evde şiddet bol olunca Ankara’ya gelmiş ablasının yanına. Bu arada ablası da neredeyse aynı hikayeyle boşanmış ve bir gecekonduda ev tutup yerleşmişler. Espiriyle “Ev Mor Çatı gibi olmuş” diyoruz. Kadınların yalnız bırakılmasından dertliler: “Kadının hiç kıymeti yok burada. Yanında birileri olunca güçleniyorsun kardeş, komşu, arkadaş... Ama devlet bunun hiçbir yerinde yok. Sığınmaevi, iş bulma, destek verme, koruma, hepsi sıfır. Kadına şiddetin, tacizin, tecavüzün, ölümün bir nedeni olabilir mi? Olmamalı.”
Kadınların sadece evde değil, her yerde şiddetle yüz yüze bırakıldığını da şöyle anlatıyor küçük kardeş: “Gece çıkıyorum işten, her yer tehlikeli. Dolmuş, otobüs, yol, sokak... Televizyonda olan olayların hepsi başına aniden gelebilir. Çok korkutucu bu. Devlet her yeri bize güvenli hale getirmeli. Boşandın mı adamdan, şiddet mi gördün, uzaklaştırma çok net olmalı. Polis falan erkeklerin tarafını tutmamalı.”
İlgili haberler
Öfkemizi değiştirici bir güce dönüştürmek elimizde...
Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanl...
Şiddete çözüm bulunmuyor, işsizlik büyük sorun...
Kadınlardan aldığı destekle muhtar seçilen Sevgi Akyıldız mahallenin dertlerini anlattı; 'Kadınlar g...
Konserve yapmak bile lüks!
Konserve, kurutulmuş sebzeler, dondurulmuş gıdalar... Kış öncesi hazırlıklar sürüyor ama bu pahalılı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.