DERGİMİZDEN

Yaz sıcakları beraberinde tehlikeleri de yanında getiriyor. Peki nedir bu tehlikeler? Bu tehlikelere karşı neler yapmalı? Uzm. Dr. Sanem Bilgili anlatıyor...

Sadece boşanmak bile kadını toplumsal olarak birkaç sınıf aşağı iterken, nafakanın elinden alınmak istenmesinin amacı kadının evlilik içinde söz sahibi olmasını engellemek ve erkeği daha üstün kılmak.

İktidardaki varoluşun yavaş yavaş değişiyor olması umarım beraberinde işsizlik ve ekonomik krize ışık tutar çünkü bizim bu ışığa ihtiyacımız var.

Üniversiteli kadınlar, kadın öğrenci olarak yaşadıkları sıkıntıları, seçimlere ilişkin düşüncelerini anlattı.

Geçtiğimiz haftalarda Eyüp Güzeltepe’de parkta oynarken elektirik akımına kapılıp yaşamını yitiren 11 yaşındaki Onur Bağlan’dan sonra anne babalar kaygılı.

Şiddet dolu yaşamını ve neden ses çıkaramadığını anlatıyor Selvi; Bizim köyde eşinin dayağı yüzünden ölen bir kadını duymuştum, ‘Kadının ölüsünü mahkemeler bile savunmamış’ dediler. Korktum, sustum...

Düşündüm, aynı acıları metrobüsteki bu çocuk da yaşamıştı. O çocuğun bir anlık kendisini aynada bir star, şarkıcı veya ünlü biri olarak görme hayali bu acıların üstünü örtebilmiş miydi?

Eşinden ayrılıp iki çocuğuyla birlikte yeni yaşamlarını kurmaya çalışan bir kadın; bir yandan krize, bir yandan fırsatçılığa, bir yandan emek hırsızlığına karşı savaş veriyor...

Dijital dünyanın şarjı bittiğinde kendi dünyamız bizi doyurmuyor maalesef. Gerçeği perdeleyen sanal dünya ve yine o perdeyi yırtıp atan hayatın ta kendisi oluyor...

‘Kahloizim’ diye bir akım var da bizim mi haberimiz yok. Memleketin her bir yanını sarmış müridleri var da hepimizden gizli mi çalışıyorlar?

Ekmek ve Gül’ün Haziran sayısında kadınlar neleri değiştirdiklerini ve neleri değiştirebileceklerini anlatıyor... Umut veren okumalar dileriz...

Görüyor ve biliyoruz ki bu seçimler yalnızca “Belediyeyi kim yönetecek?” seçimi değildi, şimdi artık daha da çok “Nasıl bir hayat” istediğimizin seçimi haline geldi.

Bunca sefalet, bunca yalan dolan, bunca güvensizlik, bunca çirkinlik içinde “Her şey güzel olacak” diye bir çağrı duymak, elbette iyi geliyor, güzel geliyor. Değişime dair umudu besliyor çünkü.

Pazarlarda alacağımız sebzelerin önünden en az beş defa geçiyoruz ki en ucuzunu bulalım. Temennim bu hayat pahalılığın son bulması.

AKP’ye oy veren, vermeyen işçilerde birçok fikir olmasına rağmen “Seçimlerde usulsüzlük yapıldı. Binali Yıldırım mağdur edildi” diyene hiç rastlamadık.

Belediyeyi CHP’nin kazandığı Ankara’da sosyal yardımların kesileceği söylentisi kadınları endişelendiriyor. Kadınlar, en önemli talepleri olan kreş için hâlâ adım atılmamasına da tepkili.

Kocaeli’de kapı kapı dolaşıp belediyenin mahalleye kreş açması için imza toplayan kadınlar, hem kreşin kendileri için önemini anlatıyor hem de kampanyalarını...

Gelelim bizim evin geçim derdine. Eşim mevsimlik işçi olarak çalışıyor. Çocuğumun kronik rahatsızlığı olduğu için ben çalışamıyorum. Çocuğumun aylık ilaç masrafı 300 ile 400 lira arasında değişiyor.

Ayşe ve Emine iki komşular. Biri taşeron işçi diğeri ev kadını. Daha önce ek gelir olsun diye mantı ve kozmetik iş yapmışlar olmamış. ‘Ev işi bizim omzumuzda, çocuk bakımı bizim omzumuzda’ diyorlar.

Yenilenen İstanbul seçimleri ülkenin gündemi olsa da bir otobüs yolculuğunda yapılan sohbetler kadınların gündeminde ekonomik sıkıntılar, geçinememek, işini kaybetme korkusu olduğunu gösteriyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.